31. Bölüm

41 11 0
                                    

Ümidimiz tükenmekteydi. Ardından, koşarak ameliyathaneye bir doktor girdi. Elinde beyaz bir kutu tutuyordu. Hepimiz ayağa fırladık. Kıvanç'ın telefonuna gelen mesajla ilkildik. Kıvanç'ın yanına gidip mesajı okudum.
Kan elinize geçti.
Bu haberi diğerleriylede paylaştık. Gamze'nin güzel yüzünü, kocaman bir gülümseme kapladı. Ozan, yanağından akan gözyaşısı silip tebessüm etti. Kıvanç oturup, parmaklarını saçlarının arasına geçirdi ve gamzelerini ön plana çıkardı. Bu görüntüyü seviyordum.

2 SAAT SONRA

Birisinin beni dürtmesiyle vanilya kokulu omuzdan ayrıldım. Gözlerimi ovalayarak açtığımda, karşımda zıplayan Gamze'yi gördüm.
-Damla hadi kalk. Ömer uyandı. Ameliyathaneden çıkardılar.
-Nerede o?
Diye heyecanlı bir ses tonuyla konuştu Kıvanç.
-Üst kattaki 10 numaralı odada.
Diyip hızla yanımızdan uzaklaştı.
Bunu duyan Kıvanç, hızla ayağa kalktı. Elimi tutup beni çekiştirmeye başladı. Bense hala uyanmak için gözlerimi ovuşturuyordum. Merdivenlere geldiğimizde sanki ayaklarım çıkmamak için direniyordu. Bir hayli yorgundum. Kıvanç;
-Hadi ama uyuyan güzel, uyanma zamanı.
Diyip beni kucağına aldı. Tek gözümü açıp Kıvanç'a baktım. Gülümsedi. Hızla merdivenlerden çıkıp beni yere bıraktı. Koşarak 10 numaralı odayı arıyordum. Odayı bulduğumda hızla içeriye girdim. Ömer baygın baygın etrafa bakıyordu. Gamze ise yanına oturup, Ömer'in elini tutmuştu. Ozan, ağzı açık bir şekilde uyukluyordu. Kıvanç telefonunu çıkartıp, Ozan'ın fotoğrafını çekti. Ardından Ömer'in yanına geçip yanaklarını avuçlarının arasına aldı.
-Yaşıyorsun. Tanrım, şükürler olsun yaşıyorsun.
Diyip Ömere sarıldı. Ayrıldıklarında söze atıldım.
-Ömer.. Hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim. Ama birdaha böyle birşey yapma. Bizi çok endişelendirdin.
Ömer gülümseyip, bir şeyler demeye çalıştı.
-Şşş kendini yorma hadi uyu, dinlen biraz.
Gamze sözünü bitirdikten sonra, Ömer'in yanındaki boşluğa uzandı. Kolunu kıvırıp, elini yüzüne dayadı ve Ömer'i izlemeye başladı. Biz ise Kıvançla beraber camın kenarındaki kanepeden yıldızlara bakıyorduk.
-Bak bir yıldız kaydı. Hadi dilek tutalım.
Diyip heyecanla Kıvanç'a döndüm. Kıvanç başıyla beni onaylayıp gözlerini yumdu. Bende aynını yaptım.
'Allah'ım beni onsuz bırakma'
Gözlerimi açıp Kıvanç'a baktım. Oda bana bakıyordu. Mavişleri yeşillerimle buluştu.
-Ne diledin?
Diyip, gözlerimi kocaman açtım.
-Dilekler söylenirse kabul olmazmış.
Yüzümü buruşturdum. Gülümseyip sağ eliyle, sol elimi tuttu. Sol eliylede başımı, omzuna yasladı. Gökyüzünün ışığı, Kıvanç'ın yüzünü aydınlatıyordu. Dayanamayıp elimi yüzünde gezdirdim.
-Gök, yüzünde.
Sıkıca bana sarıldı. Burnumu enfes vanilya kokusu sardı.
-Beni hiç bırakma olur mu küçük deniz kızım?

SonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin