Tedirgince okuldan içeri girdim. Robert'la karşılaşmak istemiyordum. Acaba gelmiş miydi?
Lavaboya gittim. Kimse yoktu. Kendime baktım. Bugün omzu açık siyah ve salaş tişörtümü giymiştim. Makyajım da gayet sade ve çok hoştu. Saçlarımı da düzleştirip açmıştım.
Nedensizce korkuyordum. Olay daha geçen sene yaşanmıştı. Onu tekrar görmek..
Sınıfa girdim ve bizimkilere selam verdim. Ama Robert yoktu. Bir rahatlama geldi ve pencere tarafının en arkasındaki sıraya oturdum. Yanıma da Nina oturdu.
Ders matematikti. Öğretmen derse girmişti. Demek ki Robert bizim sınıfta değildi. Derken..
Kapı açıldı ve içeri girdi. Tanrım! Hiç değişmemişti. Hatta daha da yakışıklı olmuş gibiydi. Kumral dik saçları ve yeşil gözleriyle.. Karşımdaydı işte. Tekrar beni öfke bastırmıştı. Nefret, öfke, heyecan.. Tüm duygularım birbirine karışmıştı.
"Özür dilerim. Geç kaldım." dedi.
"Önemli değil. Sen yenisin değil mi. Adın da.. Robert. Robert Hunt?" dedi Bay Smith ismini listeden bularak.
"Evet." dedi Robert.
"Hoş geldin Robert. Hadi otur bir yere."
Tanrım! Robert'la göz göze gelmiştik. Beni görünce heyecanlanmışa benziyordu. Gülümsedi ve önümdeki sıraya oturdu.
David orta sıranın en arkasında oturuyordu. Ona baktığımda o da bana bakıyordu. Robert arkasını döndü.
"Selam. Koskoca bir yıl oldu.." dedi gülümseyerek.
"Sayende." dedim terslercesine.
"Hiç değişmemişsin. Hâla çok güzelsin." dedi. Hiçbir şey demedim ve önümdeki kağıda bir şeylee karalamaya başladım.
Nina bir not yazıp bana verdi.
"Şu Robert seni arayan Robert mi?"
Başımla onayladım.
"Peki kim şu Robert?"
"Şu Robert demeyi kes." yazarak notu geri verince Nina sessizce güldü.
"Tamam tamam. Teneffüste anlatacaksın tamam mı?" yazıp geri verdi.
"Bakarız." yazdım ve yazıştığımız kağıdı alıp yırttım.
Zil çaldığında ise koşarcasına sınıftan çıktım ve lavaboya gittim. Ardından Nina ve Mandy de geldi.
"Hadi şimdi anlat bize." dedi Nina. Daha ne kadar saklayabilirdim ki? Hem onlar benim dostumdu. Onlara söyleyebilirdim.
David'e anlattıklarımı aynen anlattım. İkisi de şaşırmış ve Robert'a düşman kesilmiş gibiydi. Kız dayanışması işte..
"Bütün bir yıl ondan kaçamazsın." dedi Mandy.
"Kaçmıyorum ki." dedim.
"Zil çalar çalmaz tuvalete koşan bendim sanki." Nina'nın bu dediğine güldüm. Haklılardı. Kaçamazdım.
Lavabodan çıktık ve sınıfa gittik. Robert hâla yerinde oturuyordu. Etrafını da bizim sınıftaki kızlar sarmıştı. Ah hayır! Onun yanında durmak istemiyordum.
"Kızlar kantinde oturalım biraz." dedim. İtiraz etmediler ve aşağı indik. Sıcak çikolata aldım. Ardından James ve David yanımıza geldi. James Mandy'nin yanağından öpüp yanına oturdu. David de hemen benim ve Nina'nın arasındaki sandalyeye oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Kasaba
VampireJenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte öyle değilse? NOT: HİKAYENİN KİTAP OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR/ OLAMAZ. Başlarda acemi olduğumu biliyo...