-50-

130K 5.7K 2.4K
                                    

1 Ay Sonra

Önümdeki kağıda rastgele bir şeyler karalarken ders zilinin çalmasını bekliyordum.

Okula geleli henüz beş dakika felan olmuştu. Nina ve Mandy arkamda oturuyordu. James ve Michael ise hemen önümdeydi.

Kapının açılma sesiyle bakışlarımı kapıya çevirdim. David gülümseyerek yanıma geldi. Yanağıma hafif bir öpücük kondurup yanıma oturdu.

"Günaydın."

"Günaydın." diye karşılık verdim.

"Mesajında 'bugün okula giderken beni bekleme, gecikeceğim' yazmıştın. Bir şey mi oldu?" diye sordum ona bakarak.

"Hayır. Sadece sana mesajı attığımda daha yeni uyanmıştım. Alarm çalmamış." dedi. Gülümsedim ve önümdeki kağıda bir şeyler karalamaya devam ettim.

Sonunda ders zili çaldığında Bay Smith sınıfa girdi ve kısa bir sohbetten sonra dersi anlatmaya başladı.

Dersin başlamasını istiyordum. Çünkü şu anda başkalarıyla iletişim kurmak istemiyordum. Şu an hâla David'le sevgiliydik. Ayrılmamıştık da. Hatta onunla bu konuyla ilgili hiç konuşmamıştım bile. Ama aklımdaki beynimi kemiren düşünceyi ona söylemeliydim.

Sadece uygun zamanı bekliyordum.

---

Teneffüs çalmasına rağmen neredeyse herkes sınıftaydı. Bir uğultu vardı. Bizimkiler de daire oluşturacak biçimde pencere önünde konuşuyorlardı. Ben de onların yanındaydım ama pek konuştuğum söylenemezdi.

Sınıfa son sınıfta olduklarını tahmin ettiğim üç kişi girdi. Büyük sınıflardan birilerinin bizim sınıfa girmesinin yarattığı şaşkınlıkla, uğultu sessizliğe dönüştü.

Üç kişiden uzun boylu olanı sınıfın susmasından memnun olurcasına gülümsedi.

"Buraya bir duyuru için geldik. Daha doğrusu bir davet için." dedi simsiyah saçları olan.

"Bir maskeli balo düzenlemeyi düşünüyoruz. Okulun bir etkinliği değil bu. Tamamen bizim yani üst sınıflardan birilerinin oluşturacağı bir etkinlik. Parti yerini ve zamanını şimdi size dağıtacağımız davetiyelerde görebilirsiniz. Maskeler balo yerinde verilecek. Hepiniz davetlisiniz. Sorusu olan var mı?" dedi uzun olan.

Sınıftan ses çıkmayınca tek tek davetiyeleri dağıtıp sınıftan çıktılar.

"Yarın değil ondan sonraki gün. Gidiyor muyuz?" diye sordu Mandy.

"Tabii ki gidiyoruz." dedi James.

Herkes gitme taraftarı gibiydi. Aslında canım pek istemiyordu. Ama bu parti belki de bir fırsat olabilirdi.

"Gidelim." dedim ben de.

"Sonunda konuştu." dedi Nina sanki ben yokmuşum gibi. Gülümsedim.

"Sen bugün iyi değil gibisin." dedi David bana bakarak. Pek de içten olmayacak bir şekilde gülümsedim.

"Hayır hayır. Çok iyiyim. Sadece biraz uykum var." dedim.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin