-57-

147K 5.6K 4.8K
                                    

Gücümün yettiği kadar koşuyordum. Vampir hızımı kullanamıyordum. Çünkü mine, beni zayıflatmıştı. Kaçmam gerekiyordu. Ama bu karanlık ormanda en fazla nereye kadar gidebilirdim? Ne kadar kaçabilirdim? Ayrıca bu peşimdeki kimdi? Arkadaşlarım neredeydi?

Ayağımın bir odun parçasına takılmasıyla yerde yuvarlandım. Ayağa kalkacakken birinin beni ittirmesiyle tekrar yere düştüm. Dejavu gibiydi. Tıpkı Monica'dan kaçtığım zaman gibi..

Ama bu Monica olamazdı. Eğer tekrar bize bir şey yaparsa kardeşine zarar vereceğimizden korkuyordu. Monica zekiydi. Bu riski alacak kadar aptal biri değildi.

Alnımdan süzülen bir şey hissettiğimde elime bulaşan kırmızı sıvıya baktım.

Kandı. Fazla miktarda mineye mâruz kaldığımdan, iyileşmem de geç oluyordu. Canım yanıyordu.

Ellerimde ve dizlerimde de cam parçaları sonucu oluşan kan vardı. Ama bu cam parçaları, oduna takılıp düşmemden olmamıştı. O kişiden kaçarken olmuştu.

Sırt üstü yerde uzanırken bir gölge belirdi. Gördüğüm görüntünün gerçek olduğuna inanamıyordum.

Gördüğüm kişinin değişmesi umuduyla gözlerimi kırpıştırdım. Ama hayır. Bu kesinlikle oydu. Heyecanımın ve korkumu arttığını hissedebiliyordum.

Neden? Nasıl?

Bana bakarak sırıttı ve o tanıdık sesiyle konuştu:

"Uzun zaman oldu Jenna Collins."

2 Gün Önce

Gözlerimi açtığımda canımın inanılmaz derecede yandığını fark ettim. Yataktan resmen vampir hızıyla kalkarak sıçradım. Odanın duvarına kadar giderek yere oturdum.

Elimde kırmızı bir leke oluşmuştu. Yanık lekesi gibi. Ama yataktan kalkıp oradan uzaklaşınca iz gitmişti.

Kapı açıldığında Mandy korkuyla içeri girdi.

"Niye bağırdın? Noldu?" diye sordu. Canımın acısıyla bağırmış olmalıydım. Ama fark etmemiştim.

"Bilmiyorum. Yatakta yatıyordum. Aniden bir acı oluştu. Elimde yanık gibi iz vardı ve sonra gitti." dedim olanlara anlam vermeye çalışarak.

Ama benim aksime Mandy rahatlamış bir şekilde gülümsedi. Elimden tutarak kalkmama yardım etti.

"Güneş." dedi yatağın üstüne düşen güneş ışınlarını göstererek.

"Güneş ışığı.. Vampirleri yakar değil mi?" diye sordum.

"Aslında hayır. Güneşin sıcağı yakar. Yani güneş ışığı sana gelince bir şey olmaz. Ama bir süre sonra ısıtmaya başladığında seni yakar." dedi.

Bundan sonra güneşten uzak durmaya dikkat etmeliydim sanırım.

"Hadi bakalım uykucu. Hazırlan da in aşağı. Bugün dönüyoruz. Unutmadın değil mi?" diye sordu Mandy.

"Tabii ki unutmadım." dedim gülerek. Mandy odadan çıkarak kapımı kapattı.

Buraya geleli tam on beş gün olmuştu. Vampirlikle ilgili çoğu şeyi öğrenmiştim. Artık kendimi çoğu yönden kontrol edebiliyordum. Diğerleri biraz daha kalabileceğimizi söyleseler de ben gitmeyi istemiştim.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin