Mehmet, aklına yeni gelmiş gibi "Ah evet biraz hastalanmıştım, ama iyiyim şimdi iyiyim" diye cevap verdi.
Bu sırada sanırım gelmiştik. Mehmet arabayı park etti. Dışarı çıktı ve önüne park ettiği beyaz evi gösterip;
"İşte geldik lütfen buyurun" dedi.
Arabadan inip evin kapısına doğru yürüdük. Ev, büyük bir bahçenin ortasındaydı. Bahçe duvarı çok yüksek olduğundan ev pek görünmüyordu. Mehmet cebinden anahtarları çıkarıp bahçe kapısını açtı. Sonra kenara durdu ve eliyle içeriyi göstererek; "Lütfen buyurun" dedi.
Biz önde Mehmet arkada içeri girdik. İç kapıya doğru yürürken Mehmet;
"Beyzaaa, anneeee misafirlerimiz geldi" diye bağırdı.
Kapının yanındaki pencerede Beyza'nın yüzü göründü. Bizi görünce gülümseyip çekildi. Arası uzun sürmeden de evin kapısı açılıp Beyza kapıda göründü.
O her zamanki tatlı haliyle gülümseyip "Hoş geldiniz" derken sarıldı bana. Onun bu samimi ve içten hâli hoşuma gidiyordu. İçten bir gülümseme ile "Hoş buldum" diye karşılık verdim.
Benden sonra da Cemile anamın elini öpüp "Hoş geldiniz efendim" dedi. Cemile anam "Hoş buldum kızım" diye cevap verdi ama gözü evdeydi.
Sanırım ev çok hoşuna gitmişti. Umarım babama bu evden de alalım diye tutturmaz. Yoksa babamın hali nice olur.
Karşılama faslından sonra pardösüleri çıkarıp oturma odasına geçtik. Mehmet karşımızdaki kanepeye otururken;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
SpirituellesÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...