Sayfa 52

15K 531 1
                                    


    Fazla büyük olmayan bu odada bir kanepe ve köşelere konulmuş sehpalar vardı. Yine bu sehpaların üstünde büyük küçük çeşit çeşit gelin damat bibloları vardı. Odanın duvarları da yine gelin ve damat resimleri ile süslenmişti.

Ve son olarak dışarı caddeye bakan bir pencere vardı.

Odaya girer girmez kanepeye oturdum. Kendimi yorgun hissediyordum. Bu koşuşturmaca beni tahmin ettiğimden fazla yormuştu. Mehmet ise hemen sol tarafıma düşen pencerenin önünde durup dışarıyı izlemeye koyuldu.

Zaman sükûta gömülmüş, tabiri caizse çıt çıkmıyordu odanın içinde.

Mehmet dışarıyı izlemeye devam ederken ben elimdeki gelin çiçeği ile uğraşıyordum. Bir müddet süren sessizlik, Mehmet'in sesiyle bozuldu.

"Heyecanlı mısın?"

Bu soru karşısında başımı kaldırıp o'na baktım. Gözü hâlâ dışarıda bana bakmadan konuşuyordu. Elimdeki çiçekle tekrar uğraşmaya başlarken cevap verdim.

"Evet, heyecanlıyım, ya sen?"

Başını çevirip bana baktığını hissettim. Ama ben elimdeki çiçekle uğraşmaya devam ediyordum. Sonra "Biraz evet" diye cevap verdi. Oda yine sessizliğe gömüldü. Ta ki odanın kapısı vuruluncaya kadar... İkimiz aynı anda kapıya baktık. Sonra Mehmet kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtı. Gelen Beyza'ydı.

Ufak bir gülümseyişle girdi içeri.

"Nasıl heyecan başladı mı?" diye sorarak yanıma gelip oturdu.

Görücü Usulü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin