Bense az önceki heyecanımdan eser kalmamış bir şekilde o'na bakıyordum. Dumura uğramış beynimle ne yapmaya çalıştığını algılamaya çalışıyordum.
Elindeki yastık ve çarşafla tekrar oda kapısına yönelince ne yaptığını anlamıştım. Odanın ortasında dona kalmış şekilde sadece öylece bakıyordum.
Tam kapıdan çıkarken başı yerde "Birbirimize alışana kadar böylesi daha iyi olur" dedi ve çıktı.
Anlamsız baktım örtülen kapının arkasından. Gözlerim doldu, akmasına mani olamadım. Birden vücudumun bana fazla ağır geldiğini hissettim.
Yatağın üzerine öylece bıraktım kendimi. Gözlerimden ılık ılık yaşlar aktı sessizce. Neye niye ağladığını bilmeksizin...
Çaresiz kabullendim yalnızlığı. Hem alışkın değil miydim ki? Çocukluktan beri en sadık dostum "Yalnızlık" değil miydi?
Ben, gecenin en kuytu köşelerinin en geç vakitlerine sakladım en masum hayallerimi... Ve yaşadığım sürece bir gün gerçek olacağını umut etmekten hiç vazgeçmeyeceğim.
* * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
EspiritualÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...