Akşam yemeği yapmamıştım. Ezanla birlikte abdest alıp namaz kıldım. Sonra televizyondaki saçma sapan programlardan birini açtım.
İzlemek değildi maksadım. Zaman geçmek bilmiyordu. Bir müddet sonra dış kapının açılıp kapandığını duydum.
Mehmet odanın kapısında göründüğünde umursamaz bir eda ile televizyona bakmaya devam ettim.
Tam karşıma geçip kanepeye oturdu. Bir süre, başı önünde ellerini ovuşturdu. Gündüz ki tavrından pişman olduğu her halinden belliydi.
Ama bu umurumda bile değildi. Bu defa gerçekten çok incinmiştim. Kısa bir sessizlikten sonra Mehmet; "özür dilerim" dedi.
Duymuyor gibi davranıp, televizyona bakmaya devam ettim. Yaptığı hatanın bir özürle affedilemeyeceğini o da biliyordu aslında. Ve devam etti; "sana öyle davranmamam gerekiyordu çok üzgünüm"
Söylediklerine tepkisiz kalmam o'nu daha çok üzüyordu farkındaydım. Ama hak etmediğim bu azarın bedeli bir kuru özür olamazdı. Olmamalıydı.
"Lütfen Nazlı cevap ver" dedi ve devam etti "arkadaşlarım evlendiğimi daha bilmiyordu. Sekreter herkesin içinde eşiniz arıyor deyince..."
Bu söze tepkisiz kalamadım. Kumandanın kapatma tuşuna basıp aynı anda Mehmet'e baktım. Başı önünde susuyordu.
"Neden arkadaşlarına evlendiğini söylemedin?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
SpiritualitéÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...