Arada fark ettirmeden Mehmet'in yüzüne bakıyordum. Fakat o programa öyle dalmış görünüyordu ki o'na baktığımın farkında dahi olmuyordu.
Bir saate yakındır aynı programı izliyordum. Ama biri gelip neye bakıyorsun diye sorsa yemin ederim cevap veremezdim.
Gözlerim televizyonda ama aklım Mehmet'te idi.
Saat gece yarısını geçeli çok olmuştu. Mehmet artık televizyondan sıkılmış sürekli kanal değiştirip duruyordu.
Sonra birden kapatma tuşuna basıp, geriye doğru vücudunu esneterek; "Uykum geldi artık yatalım mı?" diye sordu.
Birden kalbimin hızlı hızlı atmaya başladığını hissettim. Nefes alıp verişim sıklaşmış yanaklarım alev alev yanıyordu. Heyecanımı belli etmemeye çalışarak; "Tamam" diyebildim sadece.
Birlikte ayağa kalkıp hole çıktık. Mehmet lavaboya doğru yürürken ben yatak odasına geçtim. Heyecandan titrerken ne yapacağımı bilmez halde odanın içinde sağa sola gidip duruyordum.
Avuçlarım terliyor yüreğim bir kuş gibi çırpındıkça çırpınıyordu. Sakin olmaya çalışıyordum ama nafile. Birazdan lavabonun kapısının açılıp kapandığını duydum. Yine nefesim sıklaşmıştı. Yatak odasının kapısı vurulunca "Girebilirsin" dedim titrek bir sesle.
Mehmet kapıda görününce bendeki heyecan tavan yaptı. Sanki mide boşluğumda kurtulmaya çalışan binlerce kelebek uçuşuyordu. Mehmet, hiçbir şey söylemeden yatak dolabına yöneldi. Ve dolaptan çarşaf ve yastık çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
EspiritualÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...