"Ben sana babalık yapamadım umarım gittiğin yerde mutlu olursun"
Bu sözler üzerine ağlamam daha da şiddetlendi. Konuşacak durumda değildim ve babama cevap veremiyordum. Babam devam etti "Çok güzel bir gelin oldun, annen kadar güzel... Kapıda seni ilk gördüğümde birden anneni görmüş gibi oldum" hâlâ bana sarılmaya ve ağlamaya devam ediyordu.
Sonra birden Beyza'nın sesi duyuldu. "Aaa gelinimizi çok ağlattınız ama Musa Bey" dönüp Beyza'ya baktım. Öyle diyordu ama o da ağlıyordu.
Bu söz üzerine babam beni bıraktı ve aynı anda "Güle güle git kızım" diyerek yönünü dönüp gitti. Ben ise hâlâ arkasından bakıp ağlamaya devam ediyordum.
Beyza koluma girip "Yeter Nazlı helak oldun" diyerek çıkışa doğru çekiştiriyordu. Başımı geri çevirip çıkışa baktığımda kapının önünde beni bekleyen Mehmet'i gördüm. Onunda şu halime üzüldüğü mimiklerinden belliydi. Belki de bana acıyordu kim bilir.
Hemen yanında bekleyen Saadet annemin de gözleri dolu doluydu. Elimin tersiyle gözlerimi kuruladım ve iyi olduğuma inandırmak için zoraki gülümseyerek,
"Ben iyiyim üzülmeyin lütfen" dedim.
Sonra yine vedalaşmayı bekleyen Cemile anamla kısa, soğuk bir şekilde vedalaştım ve dışarı çıktık. Hep birlikte arabaya binip Mehmet'lerin evine gittik.
Mehmet'in karar verdiği gibi hemen yola çıkacaktık. Bunun için düğün kıyafetlerini çıkarıp duş aldık. Artık yola hazırdık. Saadet hanımın üzüldüğü her halinden belliydi ama oğlunu bildiği için susuyordu. Herkesle vedalaşıp arabaya bindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
SpiritualÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...