Mehmet de bende sadece gülümsedik. Vural enişte arabayı, şehrin ün yapmış bir restoranının önüne çekti. Anlaşılan bizi yemeğe getirmişlerdi. Restorandan içeri girdiğimizde, masanın birinde bizim gibi yeni evlenmiş bir çiftin arkadaşlarıyla oturduklarını gördük.
Güzel bir tesadüftü. Kapıdaki garson "Hoş geldiniz efendim" deyip bize oturacağımız yeri gösterdi.
Masaya doğru yürürken onlarda bizi fark etmişlerdi. Şaşkınlık dolu ifadelerle "Ya! Mutluluklar" diye bağırdılar.
Masaya otururken temennilerine karşılık verdik "Teşekkür ederiz size de mutluluklar"
Garson başımızda sipariş için beklerken Vural enişte, buranın kebabının çok güzel olduğunu tavsiye ettiğini söyleyince hepimiz aynı şeyi sipariş verdik. Siparişlerin gelmesini beklerken Beyza ve Vural kendi aralarında konuşuyorlar, Mehmet ile ben ise susmayı tercih ediyorduk.
Bir ara gözüm diğer çifte takıldı. Birbirlerine karşı o kadar içten ve samimi davranıyorlardı ki. Birbirlerinin hiç çekinmeden gözlerine bakıyor ve yine gıcıklık olsun diye birbirlerinin ağzına yemek tıkıştırıyorlardı.
Sonra genç damat bizim masaya baktı ve Mehmet'e;
"Abi iyi düşündün mü? Bak bu gidişin dönüşü yok ona göre" dedi gülerek.
Aynı anda çiçeği burnundaki yeni gelin, masadaki kaşığı alıp eşinin kafasına vurdu. Bu olay karşısında bütün masa kahkahalarla gülmeye başladılar. Mehmet, bu beklemediği cümle karşısında arkasına dönüp sadece gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
SpiritualÇocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da nihayetinde kuruduğunu ve gecelerin soğukluğunu... Çocukluğumda öğrendim ben ölümün o soğuk yüzünü. A...