Sayfa 4

28.7K 795 9
                                    



  Raziye teyze annelik yapmış anneme. Ben doğduğumda, anneme yine Raziye teyze bakmış. Raziye teyze;

"Çok uslu bir bebektin, hiç anneni üzmezdin." diyor.

Annem avuçlarımı öper, uzun uzun koklarmış beni.

"Bizi okutan olmadı ama ben kızımı okutacağım. Kimseye boyun eğmeyecek, o benim çektiklerimi çekmeyecek." dermiş.

Ama beni büyütmeye annemin ömrü yetmedi. Beni de okutan olmadı tabi... İlkokulu bitirip resmen eve kapatıldım. Öğretmenim babama ısrarla; "Kızınız çok zeki mutlaka okutmalısınız." demesine rağmen babam okumamı istemedi.

"Buralarda kız çocuğu okutulmaz. Okutana da iyi gözle bakmazlar." zihniyetiyle engel oldu hayallerime. Zaten çoğu kız çocuğunu on sekizini yaşamadan koca evine gönderirler. Onlara göre o yaşlardaki kız çocuğu gözü açılmamış bir kuş gibidir. "Gözünü kocasının evinde açsın ki ondan başkasını gözü görmesin" derler.

Böylece küçük yaşta çok evlendirilenler gördüm ki hepsi mutsuz ama sessiz kalmaya mahkûm... Yani onlara göre ben şu anda evde kalmış sayılıyorum. Ergenlik çağımda benim de çok isteyenim oldu ama benim pek çeyizim yok.

Bunu duyunca gelen bir daha gelmedi. Cemile anam yani üvey annem "Biz karnımızı zor doyuruyoruz birde çeyiz mi düzelim?" deyip durdu. Buralarda çeyize çok önem verilir. Bir genç kızın ne kadar çeyizi varsa, o kadar da kıymeti vardır.

Erkek çocukları okutulur ve çoğu memur veya başka meslek sahibi olur. Sonra aileleri münasip gördükleri körpe bir kızı bu gence alırlar. Kızın ailesi çoğu zaman kızlarına sormadan verirler. Onlara göre o küçüktür, cahildir ve onun için en iyisini aileleri bilir.

Görücü Usulü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin