Meyus/5. Bölüm
"Evet, o umuda bakıyor, ben de hiçe batıyordum..."
*****
"Ya siz benden ne istiyorsunuz?"
Bir kolumdaki Artemis'e ve diğer kolumdaki Berk'e yalvarır gibi baktım. Artemis bilmişçe bakarak beni sürüklemeye devam etti. "Senden bir şey istemiyoruz. Tam olarak istediğimiz şey sensin zaten."
Berk abartılı hareketlerle beni bıraktı ve derin bir nefes alarak elinde bulundurduğu saç bandını gür, kıvırcık saçlarına bağladı. "Bence bırakalım gitsin."
Eğilmiş bir şekilde elleri belinde söylediği bu cümleyle sırıtmaya başlamıştım. Sonunda doğru yolu bulduğuna inanamıyordum. Ama unuttuğum bir şey vardı.
"Sarhoşken evimin havuzunu ateşe vermeye çalıştığın videoyu bütün ülkeye yayarım."
Aynaya baktığımda gördüğüm kişiyi saymazsam Artemis'le baş edebilecek bir kişi daha tanımıyordum.
Berk'in bu komik haline sinsi sinsi gülerek baktım. "Sen benim partimde yine sarhoş oldun değil mi?"
"İçtim," dedi. Bu tek kelimelik cümle olayı anlamama yetmişti. Zaten Berk içmeye başladıysa onu daha kurtarabilen olmazdı. Parti konseptinin 'yakamoz' olduğunu varsayarsak Ay'ı aşağı indirmeye çalışmamış olması büyük bir şanstı.
"Bu kadar gelmişken geri dönemeyiz!" dedi Artemis, asıl olaya geri dönüş yaparken. Kendimi bıkkınlıkla, bir taraflarına vantuz yapıştırmış gibi beni tutan kız kardeşimden geri çektim. "Hayır, geldik zaten. Daha niye beni sürüklüyorsunuz ki anlamadım."
"Bizi 'zorla' getirdiğin arabana atlayıp gitme ihtimalini denemiş olduğunu göz ardı edersek, evet, bu yaptığımız gayet saçma."
Berk'in saçlarını karıştırdım. "Atarlanınca daha bir salak oluyorsun."
Bana ters ters baktığında kahkaha attım ve yakamı paçamı düzeltmek için duraksadım. "Çocuksunuz siz daha. Çocuk! Hadi Artemis neyse, lise son. Ama sen, Kıvırcık, üniversiteden mezun olacaksın."
Bunda ne tuhaflık olduğunu anlamaya çalışırmış gibi bana baktı. "Üniversiteden mezun olmam hamburger yeme isteğimi bastırmıyor, İris."
"Berk ilk kez bu kadar uzun cümleler kurmaya başlamışken bu yeteneğini köreltmeden ona yemek yedirsek iyi olacak. Levent ve Asya da bizi orada bekliyorlar."
Artemis'in aramıza girmesiyle kendimize gelip yan yana yürümeye başladık. "Melodi ve Ulaş nerede?"
Berk abartılı bir şekilde ellerini kaldırıp "Bilmiyorum artık," deyince bir şeyler döndüğünü anlamam zor olmamıştı. Ya Melodi'nin aşık olmaya başladığı kişi Levent'ti ve ondan uzak durmaya çalışıyordu ya da Ulaş'a tutulmuş, Ulaş da beklediği zamanın geldiğini düşünerek yanında bulunmaya başlamıştı.
"Melodi ve Ulaş kadar yakışan bir çiftimiz daha var bu aralar."
Artemis'in yüksek kinayeli cümlesi Berk'i de alevlendirmişti. "Kayra Erez lan, Kayra Erez! Yemin ediyorum bana gelse ben bile evlenirim o adamla."
Kardeşimle birlikte yine kahkaha atmaya başlamışken o an Berk'in haklılık payı olduğunu düşünmedim değildi. "Neyse ki Türkiye'de henüz bir erkek ile bir erkeğin evlenmesi yasal değil."
"Yoksa ayvayı yemiştik," diye devam ettirdim. Artemis'in uzattığı eline çak yaptım.
Grup buluşmalarının bizim ev dışında en sık yapıldığı yer burası, yani Elit kafeydi. Asya bizim geldiğimizi görünce ayağa kalkıp gülümseyerek selam verdi. Levent onu bileğinden tuttuktan sonra tekrar yanına oturtup "Eteğin kısa. Ayağa kalkma," diye azarlayınca Asya ona kötü kötü baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
Художественная прозаGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...