Meyus/19. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Toygar Işıklı & Ajda Pekkan - Bir Günah Gibi
"Ta ki elimi tutana kadar."
*****
Sanki bir günahmışçasına sakladım seni. Fakat yine de kendi içimin gölgelerinden fırlayıp karşıma dikildin. Madem öyle, bana da yeniden korkmaya başlamak düşer. Teşekkürler, sevgilim...
İçimin hikayelerinden;
Okul hayatım sona ermek üzereydi. Bundandır ki günlerim çok amaçsız geçmeye başlamıştı. Bir işim olduğunda genellikle telefonla halletmeye ve Deha'nın olabileceği yerlerden uzak durmaya çalışıyordum. Üniversitenin son günlerini hiç böyle hayal etmemiştim.
Ve bazı şeyleri hayal ettiğiniz gibi yaşamazsanız, hemen bitirmek için çırpınırsınız.
İşte ben de bu hatırlamaya değmeyecek günleri Kayra ile geçirmeye alışmıştım. Bu konu hakkında düşündüğüm en açık şey ise ülkenin yan yana gelmesi en gereksiz ve en tehlikeli iki insanı olmamızdı. Diğer duygu ve düşünceler hayli bulanıktı. Yine de bundan ikimiz de memnunduk.
"Hmm... Bu mu? Bu mu?" Elimdeki iki dondurmayı Kayra'ya gösterdim. Market raflarından birine yaslanmıştı ve kollarını göğsünde bağlamış bana bakıyordu. Gülümseyip doğruldu. Hızlıca yanıma gelip belimi kavradığı gibi ilerlemeye zorladı beni.
"İkisini de alıyoruz."
"Bitiremem ki."
"Ben yerim."
Kaygan zeminde sürüklenirken çok mutluydum. Çocuklar gibi ayağımı sürüyerek kasaya doğru gitmemi sağlıyordu.
"Niye benimle ilgileniyorsun bu kadar?"
"Camianın parlak çocukları oraya buraya davet ediyorlar sürekli. Sen daha hafif dozlu bir işkencesin."
Çevreye meraklı bakışlarla göz göze gezdirirken kahkaha attım. "Doğru." Kasadaki kadınla göz göze gelince aklıma bir şey geldi ve hemen arkamı döndüm. Böyle olunca Kayra'yla burun buruna geldik.
"Hey. Aslında yalan söyledim. Sadece... Sadece öyle olması gerekiyormuş gibi hissediyorum." Yeniden kıkırdayıp burnuna bir öpücük kondurdum. Rahatladı.
Sonra neden birden paniklediğimi yeniden hatırladım. "Ay! Levent ne yapıyordur acaba şimdi? Yemekliği de yoktur onun. Bir şeyler alıp götürsek ya?"
"Olur. Biz de biraz otururuz."
Marketi yeniden dolaşıp elimize ne geldiyse aldık. Levent benim için en önemli kimseydi ve artık toparlanmasını istiyordum. Bu nedenle de ilk önce yemek yemeliydi.
"Levent'i niye diğerlerinden çok daha fazla seviyorsun?"
Elimdeki domatese yeterince kırmızı mı diye bakarken onu bir an Kayra'nın suratına yapıştırmak istedim. Nereden çıkmıştı ki şimdi bu?
"Çünkü..." Tane tane konuştum, daha fazla kurcalamasın diye. "O da beni diğerlerinden çok daha fazla seviyor."
"Birine sevgini ancak karşılıklı olursa verebileceğini biliyorum ama bundan başka bir şey daha var."
Var.
"Yok."
"Hayatına yön veren en ağır şeyleri onun yanında yaşadın değil mi?"
Domates titremeye başlayan ellerimden kayıp düşmeden önce ağır ağır geri bıraktım. "Hadi gidelim."
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
General FictionGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...