Meyus/20. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Toygar Işıklı - Korkuyorum
"Sanki bana bir şey söyleyişi, son söyleyişi; gülümseyişi ise son gülümsemesiydi."
*****
Kan ter içinde yataktan fırladım. Göğsüm takip edemediğim bir hızla inip kalkıyor, alnımdaki ter damlası yanağıma süzülüyordu. Huzursuzluk ve korku bedenimi ele geçirmişti. Gözlerim bulanıklaşmış, bilincim kapanmaya yüz tutmuştu. Başımı sağa sola çevirip nerede olduğumu bulmaya ve dirseklerimi üzerinde bulunduğum yatağa yaslayıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Perdelerimi görünce rahat bir nefes aldım. Başımı geriye atarak güneşin gözlerimi kamaştırmasına izin verdim. İyiydim, evimdeydim, güvendeydim.
Ah, ve birisi üzerimi örtmüştü. Üzerimdeki yorganı kenara attım. Çantamın üzerine geldi. Gözlerimi kırpıştırarak alnımı kolumun tersiyle sıyırdım. İşte o zaman dünkü kıyafetlerimin hala üzerimde olduğunu ama ceketimin kaldırıldığını gördüm. Ne oluyordu böyle? Ben nasıl uyuyakalmıştım?
Aklım yavaş yavaş yerine gelirken hızlıca ayağa kalktım. Ve ellerimle alnımı dövdüm.
"Of, of, of! Dün gece ne oldu?"
Odayı arşınlamaya devam ediyordum bir yandan da. "Levent, Asya... Sonra Kayra beni eve bıraktı." Gözlerim korkudan koskocaman olurken yatağımın yanındaki koltuğa çöktüm. "Toprak... Toprak geldi."
Nerede oturduğu aklıma gelince sanki iğneler batmış gibi oradan da fırladım. "Toprak mı geldi?" Ellerimi belime attım. "Ananı satayım... Harbiden mi?"
Rüya mıydı, gerçek miydi? Kafam allak bullak sağa sola bakıp durdum. Koltuğun minderini kaldırıp indirdim. Odamın her yerini talan ettim. Geriye hiçbir şey kalmamıştı, beni inandırabilecek.
Yok, bayağı gerçek gibiydi. Beynim yerine otursun diye halımın üzerinde iki üç kere tepindim. Bitmiş bir şeydi fakat olduğundan emin değildim.
Tam iyileşiyorum derken galiba hepten gitmiştim.
*****
Dr. Özkan Sağdur.
Ne olur ne olmaz diye kartını çantama atıp boy aynamda kendime baktım. Ne kadar da güzel görünüyordum. Ancak temelden çürük bir bina gibiydim. Mimar hataları... Bu halim, kendimin en büyük hatasıydı.
Ama emindim. O adama yeniden gidecek ve soracaktım;
"Gerçekle rüyayı ayırt etmek için ne yapabilirim? Bana kendimi geri ver doktor, galiba Kayra da başaramıyor..."
Kliniğe gerçekten de gittim. Gitmekten vazgeçtiğim o psikiyatriste sırf Toprak'ın gerçekliğinden emin olmak için gittim. Onun için daha büyük fedakarlıklar ettiğim de olmuştu. Bu yüzden gocunmadım.
Özkan doktorum her ne kadar beni anneme söyleyecek olsa da...
Randevu falan almaya gerek duymadım. Ne olursa olsun Semiramis Akay'ın kızını içeri alacağını biliyordum. Tahmin ettiğim gibi de oldu.
"İris Hanım?"
"Doktor."
Kalkıp el sıkmaya yeltendi ama yüz vermedim. "İspiyonculuğunuza hayranım. Fakat bu sefer bunu göze alarak geldim.
"Hoş geldiniz?"
"Bundan pek emin değilim," dedim kararlı tavırlarla. "Mesele de bu değil zaten. Size bir şey danışmam lazım; Rüyamın gerçek olduğunu düşünüyorum ama bir türlü emin olamadım. Bilmiyorum..." Gözlerim çok alakasız bir yere daldı. "Gerçekten yaşamış gibiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
General FictionGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...