Meyus/22. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu - Köz
"Fakat ne olursa olsun İris ile ilişkime karışma iznini sana vermiyorum." >> Medyada İris ve Kayra'nın sarılışı<<
*****
Kol düğmesi. Zaman geçtikçe popülaritesini yitirmiş bir nesne. Ancak bir şeye sonsuz sadakat duyabilecek karakterde bir insan isteyerek kullanabilir. Tam da Toprak'ın karakteriyle bağdaştırılabilecek bir eylem. Çoğu zaman özelleştirilir. Kişi, kendi adının baş harfini işletebilir veya çalıştığı şirketi temsilen takabilir.
Bu çıkarımların yanında büyük ihtimalle Kayra'nın da fark ettiği detayı ben de görebilmiştim. Gümüş kol düğmesinin üzerinde tanıdık gelen bir şirketin logosu vardı.
Bazen çok hayalciymişim gibi geliyor olmasına rağmen onun Toprak olduğuna inanıyordum. Ve bazen onun ismini yeniden bu şekilde kucaklamışken nasıl sadece afallamakla yetinebildiğime şaşırıyordum. Halbuki şimdiden ortalığı ayağa kaldırmam ya da hastaneye falan düşmem gerekirdi. Dahası, hangi duygu ruh halimi yansıtıyor hiçbir fikrim yoktu.
Her neyse. Odama ve evime izinsizce giren, Toprak olduğunu düşündüğüm şahsiyet ya bu şirkette çalışıyor ya da bu şirketi yönetiyordu. Onu, böyle bir yerde çalışırken düşünemiyordum. Ben bile ona hayli kasıntı gelirdim. Büyük plazalar, onun yaratıcı ruhu için uygun değildi. Bense bu tür yerlerde kendimi buluyordum.
Bir tutarsızlık vardı.
İçimde bir ilmek örülmüş ya da bir düğüm çözülmüş gibi hissetmeye devam ettim. Belki Kayra'nın ayaklarının dibine çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamam gerekirdi, belki de başka bir şey... Ama ben yalnızca gülümsedim, gülümsedim ve elime aldığım kol düğmesine mucizevi bir şeymiş baktım.
"Bir kez olsun kendime inanabilecek kadar değerli buldum hayalimi. Ve haklı çıktım."
"Bunu hak ettin."
Gözlerimi ona çıkardım. Ne düşündüğünü kestirmek güçtü. Yine de olması gerekenden daha somurtkan duruyordu. Bu, bugün dediği gibi gülmeme meselesinden mi kaynaklanıyordu, yoksa Toprak'ın evime kadar gelişi mi onu huzursuz etmişti anlayamadım.
Ayakta durmaktan yorulmuştum. Kapı girişinin hemen sağına, açık kapıya bakacak şekilde duvarın dibine çöktüm. Ayaklarımı uzatıp, iyice kaybeden pozunu yapabilmek için sırtımı ve başımı duvara yasladım. Ayakta kalabilmekten yorulmuştum. Ne olursa olsun bugün, yıllardır ilk kez kendime karşı bir başarı elde edebilmiştim.
Bir an için tereddüt ettikten sonra Kayra'da yanıma oturdu. Yitik bir ezgiyle "Güvenlik görevlisi o gece kapıyı açık bırakmıştı," dedim, elimdeki materyalden garip bir şekilde enerji alırken. Elimde sanki zıplıyor, ısınıyor, soğuyor, sahibine gitmek için sabırsızlanıyordu.
Beni başıyla onayladı. "Evet. Aslında benim de aklıma geldi. Evinizdeki çalışanlarla kim ilgileniyor?"
"Annem ufak bir görüşmeden sonra işe alıyor ama asıl kaydını tutan kişi, Akay Holding'in insan kaynakları müdürü."
Söylediklerimi tartarmış gibi duraksadı. Sonra "Yarın onunla tanışmamız gerekebilir," diye uyardı. "Ve bir de kamera kayıtları lazım."
"Ama-"
"Ama yeni bir sistemin kurulması için hepsinin sökülmüş olduğunu zaten biliyoruz. Güzel zamanlama."
Duvara yaslanmaktan vazgeçip yüzüne iyice bakabilmem için başımı biraz daha kaldırdım. "Benim için gerçekten uğraştın değil mi tüm bunlarla?" diye sordum, biraz da gerçeği kendime anlatmak için. Başını yana eğip açık saçlarımı elinin tersiyle geriye doğru itti. Bense gözlerimi kapattım, teşekkür eder gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
General FictionGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...