Meyus/2. Bölüm
*****
Uyandığımı hissettiğimde gözlerimi hemen açmadım. Nedense vücudum uyumak değil de o çarşafın altında kalmak istiyor gibiydi. Ya da istemediği bir huzursuzlukla karşılaşmaktan kaçınıyor gibi... Beynim hızla çalışmaya başlarken aklım da yerine geliyordu. Aslında uyanmıyordum, baygınlık halim sona eriyordu. Yani 'ayılmak', evet, beynim derinliklerinde bu kelimeyi arıyordu!
Güneş, kapalı gözlerime yakıcı bir sıcaklıkta vururken telaşlı bir şekilde başımı o yumuşak yastıktan kaldırdım ve gözlerimi açtım. Dün gece beni kaçıran adam lüks döşenmiş bu odadaki yattığım çift kişilik yatağın ucunda oturmuş, beni izliyordu. Birden kalkınca irkilmişti ve birbirimizi korkulu gözlerle incelemeye başlamıştık.
"Keşke uyandığını haber verseydin."
"'Ayıldığını' demek istedin herhalde!"
Kendimi yataktan hayatımda yaptığım ve büyük ihtimalle yapacağımın en hızlısı olarak yere fırlattım. Sonra yuvarlanarak kalktım ve komodinin üzerindeki kupayı kaptım. Vahşi hareketlerimi gülerek izleyen o herife baktım. "Yaklaşma, kafana indiririm!"
Yapmacık bir şaşkınlıkla kendisine baktı. "Yerimden bile kıpırdamamıştım yahu. Alt tarafı oturuyoruz."
"Babam ayağını kaydırınca göreceksin sen kıpırdamayı. Akşam beni evde göremeyince çıldırmıştır. Öldürecek seni, öldürecek!"
Cebinden çıkardığı son model telefonuyla bir şeyler yaptı. "Hmm... İris Akay. Yanılıyorsun, baban gayet iyi gibi gözüküyor. Gazetelerde ilanın, haberin falan yok."
Babam endişelenmediğinden dolayı ben de endişelenmemeliydim sanırım. İçimde oluşan garip bir rahatlıkla elimi göğsümün üzerine koydum ve ona ters ters baktım.
"En azından bağlamayı deneseydin keşke. Doğru düzgün kaçırılamadık bile," diye söylendim, kendimi yeni izlediğim bir dizinin karakterine kaptırırken.
"Yavrum, edebiyat okumayı düşündün mü hiç?" Beyni yanmış bir şekilde ona baktım. Sanki durumda bu kadar büyütülecek ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. "Ne kaçırması hacı ya? Rahat ol."
Yok ya, diye düşündüm kendi kendime. Bu kesin beni kaçırdı, ben biliyorum. Gözlerimi kısarak "Ulan orijinal geri zekâlı!" diye bağırdım ve üzerine atıldım. "Beni niye kaçırdın?!"
Yumruğumu rastgele indirirken bir yandan da bağırıyordum. "Seni Allah'ın belası, şerefsiz, adi herif!" Güçlü kollarıyla kendini yumruklarımdan korurken "Teknik olarak seni kaçırmadım," diye kendini savunmaya çalışıyordu.
"Senin tekniğine edeyim ben!" diye tepindim.
"Ve bir de-" dedi zorla. "Şu bir elindeki kupayı bıraksan da iki elinle yumruk atmayı denesen daha iyi olmaz mı?"
Duraksadıktan sonra kaşlarımı kaldırıp "Neden?" diye sordum. "Kupa benim için bayağı önemli de o yüzden," deyip bir anki şaşkınlığımdan faydalanıp benden uzaklaştı.
"O zaman onu parçalamak daha zevkli olacak, seni ahlaksız herif!"
Onu elimden almak için temkinli bir şekilde öne doğru adım attığında geriledim. "Ben seni kaçırmadım, İris Akay. Bu konuda anlaşabilir miyiz?"
Başımı inatla iki yana salladım. "Ama beni bayılttın!" Dudağını ısırıp kupaya zavallı bir bakış attı. Bu gerçekle onu kurtaramayacağını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
Ficção GeralGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...