Meyus/ 16. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Deniz Tekin - Bende Bir Problem Var
"Galiba ben şu an hiçbir yerde değildim."
*****
Genellikle bir şey iddia ettiğinde, o iddiayı üzerine alacak kişiye de cevap hakkı doğmuş olur. Fakat nedense talihsiz bana böyle bir hak tanınmamış, yalnız kendi zihnimle münakaşanın önü açılmıştı. Sanıyorum ki üzerime oynanan psikolojik oyunu kazanamayacaktım.
Ya bırak ruhumu ya da sar bedenimi. Benim gücüm sadece nefes almaya yetiyor. Kuyunun dibi çığlık çığlığa... Ve en kötüsü beni oraya kim itti artık ayırt edemiyorum.
Yaşadığını bilmek öldürüyordu beni. Olabildiğince kendime itiraf etmemeye çalışıyordum fakat yaptığım her bir işin arka planında bu düşünce yatıyor, odaklanışımı yarıya indiriyordu. Tıpkı sürekli açık kalan bir ölüm uygulaması gibi enerjimi yiyip bitiriyordu.
Artık buna bir son vermem gerekiyordu.
*****
Asılı, köstekli saat biçimindeki duvar saatinin akrep ve yelkovanını kısa bir süreliğine takip ettim. Saat epey ilerlemiş, bunun paralelinde otel konuklardan arınmaya başlamıştı.
Babam, iş arkadaşlarını ve onların ailelerini uğurlarken soğuktan üşümüş elini, sırtıma koyunca irkildim.
"Araba kapıda. Hadi biz de gidelim."
Stresli duruşumu belli etmemeye çalışarak ona bakarken dudağımı dişlemekten alamamıştım kendimi. İç iradem zayıflıyordu, vazgeçmek üzereydim. Önümde iki seçenek vardı. Ya şimdi eve gidip sıkıntı içinde derin bir uykuya dalacaktım ya da bu mesajın kaynağını öğrenmeye çalışacaktım. Belki de kaybettiğim birine ulaşacaktım.
Bana bu şekilde her türlü ulaşmayı becerebilen birisine karşı yalnızdım. Fakat bu, yılların bana aşıladığı karanlık ruh hali ve umutsuzluğa karşı koyuş hakkı tanıyordu. İlk kez.
Kararımı verdim.
"Babacığım, beni bırakması için Kayra'yla konuşmuştum ben zaten. Senin annemlerle gideceğini düşünmüştüm."
Ciddi anlamda yorulmuş ebeveynim bir an önce evine ulaşmak için çok ısrar etmedi ve "O zaman evde görüşürüz," deyip şoförü kapısında bekleyen arabasına yöneldi. Eray amca ile vedalaşırken Kayra'nın da o arabada olduğundan habersizdi.
Uzaklaşmalarını bekleyip lobiye geri döndüm. Üniformalı görevlilerin en yetkilisinin hangisi olduğunu kestirmeye çalışırken arkamdan gelen "İris Hanım," uyarısıyla yerimden sıçradım. Utanç içinde bakışlarımı adama çıkartırken bana meraklı gözlerle baktığını gördüm. Evet, bu, gecenin başında tanıştığım güvenlik görevlisi şefi olduğunu hatırladım.
"Bir sorun mu var acaba? Babanızın ayrıldığını gördüm?"
Babamla ilgili olmadığını belirtircesine başımı salladım. "Aslında sizden bir ricam olacaktı..." Smokinin üzerine iliştirilmiş yaka kartına baktım. "Cenk Bey."
Aynı yalan uydururken ki yaptığım gibi gözlerimi herhangi alakasız bir yere sabitlemiştim bilinçsizce. "Bugünkü personel listesini görmem gerekiyor. Acaba ayarlayabilir misiniz?"
"Sebebini sormama izin verin."
"Kadronuzda liseden bir arkadaşımı gördüğümü sandım. Uzun süredir haber alamıyordum. O hengâmenin içinde de kaybolup gitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
Ficción GeneralGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...