Meyus/28. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Yalın - En Mükemmel Misafirim
"Uzaklaşmayalım."
*****
İnsanların kimi yapay kimi gerçekçi gülüşlerinin doldurduğu sıradan bir alışveriş merkezinde Asya ile salına salına yürüyorduk. Devasa mekanın nabzı her zamanki gibi yine epey canlıydı. Camiadan tanıdık yüzler önümüzden geçerken selamlar veriyor, yapma öpücükler saçıyorduk. Hiç bilmediğim bir şehre gitmenin hevesi vardı içimde.
"Sezen'in gelecek ay evleneceğini biliyor muydun?"
Başımı çevirip ona baktım. Karakterlerimizin alakası olmasa da o, çehresinde bir sürü güzel anımı bulduğum nadir insanlardandı.
"Anneme davetiyesi gelmiştir illa ki, bana özel muamele yapılmadı. Zaten biliyorsun, ben pek de harika bir davetli sayılmam."
Kaldırdığı elinden dolayı poşetler kolunda geriye sarkarken yanağımı sıkma mücadelesi verdi. "Sen benim en harika potansiyel davetlimsin. De..." Dudaklarını büzdü. "Yaşıtlarımız bir bir evlenirken biz kalakaldık böyle ya..."
"Aşık olduk yine, ondan... Hem sen ilk önce mezun olmayı bir becer."
"Hem de otelde olacakmış. Kocası zengin bir iş adamıymış ama siması tanıdık gelmedi açıkçası." O neyden bahsediyordu, ben neyden...
"Ya bırak bu işleri..."
Asya koluma vurup göz ucuyla arkamızdaki korumasına baktı ve halini hatırını sorar gibi gülümsedi. Adamcağızın elinde de bir sürü torba vardı. Yine de Asya içi rahat etsin diye bir kısmını kendi elleriyle taşıyordu.
"Ve," diye ekledim. "Daha alacak mısın?"
"Aşığım diyorum, dertliyim diyorum, depresyondayım." Sabah kalkıp kuaförünü eve çağırarak yaptırdığı maksimum özenli saçlarını atarlı bir halde geriye atarken bileğindeki altın bileklik sallandı.
İkisi aklıma gelince hala bir gülme tutuyordu. Telefonumun ekran ışığı yanınca arkadaşıma umut vaat eder bir bakış attım. "Levent ile Kayra araba fuarındalarmış. Benimki koleksiyonuma yeni bir bebek daha ekledikten sonra oradayım, dedi," diye okudum ekranda yazdığını, gözlerimi devirerek.
"Yemin ediyorum, bu adamın kafa tam benden. Ayrıca... Bunlar bayağı yakın arkadaş olmuşlar galiba?"
Cevap vermeye yeltenirken arkamdan "Sürpriz!" diye bağırılmasıyla olduğum yerde sıçradım. Asya da geriye dönerken gözleri irileşti, mutlulukla mırıldandı, "Ayy, Levent!"
Omzumda Kayra'nın kollarının baskısını hissettiğimde burnumun ucuna bir anahtar tutuldu. "Bak sana ne aldım?"
"Bu ne şimdi?" diye sordum, şaşkınlıkla. Asya ise sevdiği adamı görünce nutku tutulmuş gibi oluyordu. Geçince tatlı tatlı gülümseyip paketleri ona kilitledi. Levent, o görmeden dudağının ucuyla güldü ve bana doğru "Bildiğim kadarıyla bir Mercedes anahtarı," dedi.
Kayra buna karşın sırıttı. "Fıstık yeşili."
Kaşlarımı çatıp onu tam olarak görmeye çalıştım ve bilinçsiz bir yumruk salladım. "Züppe herif! Bu ne şimdi ya? Sen beni ne sandın?"
Benden koşarak kaçarken bir çocuk gibi mutlu gözüküyordu.
Asya fırsattan istifade yorulmuş gibi omuzlarını düşürdü. "Siz dalaşın, biz oturmaya gidiyoruz." Levent'e yaklaştı ve onun kolunu kaldırıp kendi omzuna koydu. Ultra fönlü saçları gözüne gelince düzeltmeye yeltendi ama Levent ona izin vermeyip kendisi yaptı. Davranışlarından sahiplik akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
General FictionGeçmişin kucağında derin bir uykuya yatırılmış, bugüne gözleri kapalı bir kızdım ben. Peşimden gelen bir hayaletle yaşamaya muhtaç edilmiştim. Ay'ın denize düşen ışıklı gölgesine tutuşturulmuş bir hayatla oradan oraya savruluyorken bir gece o parlak...