Keyifli Okumalar... 💙*
Yazar'ın ağzından...
"Evet Suat Bey ve Elif Hanım Şöyle oturabilirsiniz." dedi doktor bey ve koltuğuna oturdu. Biraz kıpırdandıktan sonra ellerini Melodi Koçer'in kişisel dosyasına götürdü ve ilk sayfasına bakıp olumsuz bir şekilde başını salladı. Sayfaları çevirmeye devam ettikçe olumlu yönlerin arttığını fark etti. Yaklaşık bir kaç dakika sonra kafasını dosyadan kaldırıp, ona merakla bakan Melodi Koçer'in ailesine baktı. Doktor Bey konuşmaya başlamadan birkaç kez boğazını temizledi ve söze başladı. "Evet, Melodi'nin dosyasına son kez bir göz attım. Şu an ki durumlar gerçekten çok iyi yani demek istediğim onu eve bile götürebilirsiniz. Ona yaptığımız sakinleştiriciler ve ağrı kesiciler artık işe yaradı. Fakat unutmayalım ki o bir şizofreni hastası. Tüm o gördüklerini her zaman gerçek olduğunu iddia edecek ve kanıtlamaya çalışacaktır. Ama bu hastalığından kurtulmasını sağlayan tek şey ise, son zamanlarda ki kurduğu hayallerdir. Biliyorsunuz ki, biz bu hayalleri göremiyoruz ve görecek kadar da tıp ilerlemedi. Ama verdiğimiz sakinleştiriciler onda uyku yapıyor ve sürekli sayıklıyor. Sayıkladığı şeylerden biri ise Ethan oluyor. Derin diye birini tanıyormusunuz Suat Bey?" dedikten sonra aile bunun karşısında bir of çekti. "H-Hayır tabiki tanımıyorum. Sadece kızımın bu hale gelmesi beni üzüyor. Ama düzeldi dediniz. Melodiyi eve götürebilirmiyiz artık? Onu çok özledik." dedikten sonra huzursuzca birkaç kere kıpırdandı. Elif Hanım'a gelirsek, bir anne olarak göz yaşlarını tutamamış ağlıyordu. Melodi'nin ailesi gerçekten modern bir aileydi, yoksa kızını bir Deli Hastanesine neden bırakırlardı ki? Kızlarının Deli olmadığını biliyordu. Sadece yardıma ihtiyacı vardı. "Evet götürebilirsiniz ama birkaç gün sonra. Birkaç test daha ve sonunda ev." dedikten sonra doktor konuşmasına devam etti. "Şimdilik benim birkaç hastaya göz atmam gerek. Siz kendinizi sıkmamaya çalışın. Zaten Melodi'de artık iyi. Oda numarası 16. Bir görünün derim." dedikten sonra Doktor Bey ayaklandı ve kapıya doğru yöneldi. Onun ardından Suat Bey kalkıp Doktor Bey'in elini sıktı ve "Herşey için teşekkür ederiz. Gerçekten minnettarız." dedikten sonra Elif Hanım da aynı şeyi tekrarladı. Doktor Bey, "Asıl sizin bu 1 buçuk senelik süreçte sabrınız çok önemliydi ve ektiğiniz şeyi biçtiniz. Bunu ben değil siz yaptınız. Kendinize iyi bakın." dedi ve odadan çıktı. Odada başbaşa kala Suat Bey ve Elif Hanım birbirlerine bakıp, doya doya sarıldılar. Sarılmaları bitince Kızının odasının yoluna doğru ilerledirler. Kızlarının tamamen kurtulmadıklarını, onlarda biliyordu fakat acısının hafiflemesi bile onları o kadar mutlu ediyorduki! Odasının önüne gelince hafiften bir duraksadılar. Bunu istiyorlarmıydı? Şimdiden görmeyi? Ama herşeye rağmen derin bir nefes alıp kapıyı açtılar. Herşey normal gözüküyordu. Hemşire Melodinin kolundaki serumu değiştiriyordu. Anne ve Babasının geldiğini görünce bir klişeleşmiş bir doktor/hemşire sözü olan hastamızı fazla yormayın diyip çıktı. Babası sakince kızının yanı başına oturdu ve biricik kızının başını okşadı birkaç dakika sonra ayağı kalktı ve Doktorla konuşacağını onu en erken ne zaman çıkabilecekleri hakkında konuşmaya gitti. Elif Hanım eşinin boşalttığı yeri tekrar doldurdu ve Suat Bey'in yaptığı gibi de başını okşadı. O anda kızının birkaç şey mırıldandığını duydu. Ilk başta pek birşey anlamasada sonradan dediği şeyi anladı. 'Seni seviyorum Derin.'di bu. Evet Melodi yine hayal görüyordu diye sayıkladı büyütülecek birşey olmadığını söyledi kendi kendine. Yaklaşık yarım saat sonra hastane yemekleri geldi ve Annesi, kızına sakince yedirdi. Yemeğini bitirince odaya Suat Bey girdi. Elif Hanım hemen ayağı kalktı. "Ne oldu, Doktor Bey ne dedi?" diye sordu hemen. Suat Bey'in cevabı onu meraklandırıyordu. "Kesin birşey söylemedi ama en erken yarın olabileceğinden bahsetti." dediği zaman ikiside tebessüm etti. Kızlarına erkenden kavuşmak istiyorlardı. Elif Hanım ise oturduğu yerden kalkıp acıktığını ve yemek yemeğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Suat Bey'de onu onayladıktan sonra beraber yemek yemek için dışarıda bir restoranta gittiler. Bu süre zarfında kızlarını azda olsa yalnız bıraktılar. Arabalarına binip yemek yiyip hemen döndüler ve Melodi'nin hala uyuduğunu görünce pişmanlıkları azda olsa gitti. Tam oturdukları sırada Doktor Bey odaya girip Melodiyi kontrol etti. Birkaç tane daha iğne yapıp serumunu kontrol ettiği gibi odadan çıkacakken ailesinin yeni orda olduklarını gördü.
"Merhabalar, gitmemişsiniz."
"Kızımızın çıkacağı için heycanlıyız. Sanırım ondan olabillir."
"Madem bu kadar heycanlıysanız, testleri bugün yapalım ve sonuçları çıkacağı gün gelince tekrar konuşuruz." dediği zaman, Suat Bey ve Elif Hanım o kadar sevinmiştiki bu anlatılmazdı. Doktor Bey odadan çıkınca, onun yerine hemşireler gelip Melodiyi hazırladılar ve Ailesinin gelmesine gerek olmadığını söyleyip Melodiyi aldılar. 45 dakika sonra Melodi yine baygın bir şekilde geri döndü. Bütün testleri yapılmıştı ve onun uyanmasını bekliyorlardı. Uyandığı gibi Melodiyi alıp kendi evlerine gideceklerdi. saat 3'e yaklaştı ama Melodi baygındı. Saat giderek ilerliyordu ve saat 3:45 pm'di. Melodi hala baygındı, en son saat 4:25'e yakın gözlerini açıp kapatmıştı ve saat 5:00'da gözlerini tam açabildi. Bunu görünce Elif Hanım, kızına sımsıkı sarıldı doya doya kokusunu içine çekti. Ağlıyordu belki ama bu mutluluk göz yaşlarıydı. Melodi robot gibi durmuş annesinin sarılmasının bitmesini bekliyor gibiydi. Melodi sanki, en güzel rüyasınin ortasından uyandırılmış kadar mutsuzdu. Ama tahminlerden ve teorilerden gidersek tam da öyle olmuştu. Annesi onu nazikçe giydirdiği zaman azda olsa onlara alışmıştı ama hala kızgındı. Tam gerçek aşkı bulduğunu zannederken olanların gerçek olmaması! Ama
Melodi bunlara alışkındı. Rüya görmeye, gerçekleri ve rüyaları ayıramamayı. Belkide bundan dolayı tepki veremiyordu. Bunun bir rüya olacağını ve gözünü açınca Derin'nin kolarında uyanacağını zannediyordu. Annesi onu hazırladıktan sonra Suat Bey arabayı otoparktan çıkarmak için gideceğini söyledi ve kapının önünde onları beklediğini söyledikten sonra odadan çıktı. Elif Hanım de onu başıyla onayladıktan sonra Melodiyu kolunundan tutarak kaldırdı ve hastanenin çıkış kapısına doğru yöneldiler. Birkaç adım sonra Melodi, üzerine sıcak bir sıvının döküldüğünü hissetti. Zaten yaşadığı şeyin doğruluğu bile ayırt edemiyorken bu yapılan kaza onu çok sinirlendirmişti. Birden karşısında ki çocuğa bağırmaya başladı ve küfretti buna karşılık çocuğun cevabı çok tehditkâr'dı.
"Seni mahfedeceğim sürtük! Bittin!" Hah! Çokta umrumda sanki bir daha beni nerde göreceksin?*
Hi my baybs! Umarım final bölümünü beğenirsiniz. Açıkçası kafamdaki final buydu. Derin'i ve Melodinden birini öldürmek istemedim ben klasik bir watty son olurdu. En azından istediğim finali yazdığım için mutluyum. Umarım sondaki yazıyı anlamışsınızdır bu son değil hatta yeni bir başlangıç bile olabillir. Eğer gerçekten destek alırsam Sakar Bayan 2'yi bile yazmayı düşünürüm ama şimdilik böyle olması daha sağlıklı. Bu 1 senelik zamanda yanımda olan herkese çok ama çok teşekkür ederim! Buraya yazılmayacak derece yorumlarınız benim için önemli. Bu yüzden yorumlarınızı merakla bekliyorum final bölümü için, adios amigos my baybs! -xMinna

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Humor09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."