55.BÖLÜM: ''EH, BEBEK.''

159 10 1
                                    

Keyifli Okumalar!

*

''Beni sevmiyor musun artık yani?'' dedim şaşkın bir şekilde Derine. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Yarım saate kadar aramız müthiş iyiydi ve şimdide gelmiş bana ilişkimizin bittiğini söylüyordu. Ne yani, bizim ilişkimiz sıradan mıydı? O kadar şeyin üstesinden beraber gelmemize rağmen.

''Evet, Melodi. Bitmesi gerek. Kendime yeni birilerini buldum.'' dedi sakinliğini koruyarak.

''Derin, ne dediğinin farkında mısın? Sen Derin olamazsın, Tanrım şaka yaptığını söyle bana.'' dediğimde sesim çatallaştı birden.

''Eh, bebek misin? Ağlamakta niye?'' dedi bana karşı tavır alarak. Olduğum yere oturdum ve kafamı ellerimin arasına aldım. Birkaç bir şey daha zırvaladı ama başım o kadar çok ağrıyordu ki dinleyemedim bile.

Dünya dönüyordu, pardon benim dünyam dönüyordu.

Birkaç saniye sessizliğimizi koruduk, benim kafam hala ellerimin arasındaydı ve ona bakmıyordum.

''Tanrım, Melodi. Burnun kanıyor!'' dediği zaman parmaklarımı burnuma götürdüm. Gerçekten kanıyordu ve yer az da olsa kan olmuştu.

Birden yanıma geldi ve parmaklarıyla çenemi havaya kaldırdı. Benim yaptığım tek şey ise onun bedenime değen ellerini itmek oldu. İki dakika önce kendine yeni birilerini bulduğunun söyleyen kişi bana bur'dan beni önemsiyor numarası yapmasın lütfen, inanmam.

''Dokunma Derin bana, dokunduğun yerler alev alacakmış gibi.''

''Melodirella, hepsi şakaydı. Video içindi. Şimdi kalkta banyoya gidelim.'' dediği anda çiçeklerin arkasından Hakan, Umut çıkıverdi. Ve tabi ki ellerinde kamera ile.

''Size'de videonuza da sokayım, tamamı? Sinirden burnum kanadı. Ne hissedebileceğimi hiç düşünmediniz mi?'' dedim ve alnıma bir tane vurduktan sonra devam ettim. ''Tanrım, çok aptalsınız.'' dedikten sonra ellerimi burnuma götürüp kanın avucumun için de toplanmasına izin verdim.

*

''Dostum. Sayıların hepsinin tamlayanı bulup, topladıktan sonra çıkan sonucu teker teker 9 ile çarpıp 4 ile böleceksin. Hepsi bu.'' dediğim zaman kızlar bana toplu halde ''Ha?'' dediler.

Desinler, haklılar.

Vizeler yaklaşmıştı ve benim hayvan gibi çalışmam gerekiyordu. Ama benim yaptığım şey ise salı günleri yayınlamak için çektikleri videoya kurban olmak. Zaten Ethan'nın o şakasından sonra yaklaşık iki saat trip atabilmiştim. Sonrasında da barışmıştık zaten.

Burcu, ''Mel, benim beynim kulaklarımdan akacak galiba. Bu kadar yeter bence, gidip kahve içmeye ne dersiniz?'' diye önerince kızlarla birbirimize bakıp onayladık. Zaten 3 buçuk saatir anlatıyordum ve hiçbir halt anladıklarıda yoktu.

''Hey, hey. Bende aranıza katılabilir miyim?'' diye sordu Furkan arkamızdan gelerek. Aynı anda dönüp 4 kız bakınca duraksadı sonra da gülümsemesine devam etti.

''Bence bir sakıncası yok.'' dedi Gamze.

Sude, ''Pekala, gelebilirsin dostum.'' dedikten sonra beraber kütüphaneden çıkıp kafeteryaya doğru yürümeye başladık ve benim yaptığım tek şey ise Derinle mesajlaşmaktı.

İşte hayatımın en önemli işi, Derinle mesajlaşmak.

Kantinde, boş bir masaya oturmadan kahveleri alıp öyle masaya geçtik. Uzunca dönen muhabette hiç katılmadan soluksuz olarak Derinden gelen mesajlara ve snap'leri izliyordum.

Ve snapleri izlerken ki tek tepkim; Allah'ım sana geliyorum oluyordu.

''Buraya konuşmak için geldim kızım, şu suratını telefondan kaldır.'' dedi Furkan.

''Eh, burda 3 kız daha bulunuyor. Benim önemli bir işim var. Siz devam edin.'' dedikten sonra Derinden gelen 'seni seviyorum' mesajına cevap yazamadan biri telefonumu aniden elimden çekince hemen kafamı kaldırdım.

Telefonum tabi ki Furkandaydı.

''Tanrım, çocuk musun sen? Olgunlaş artık ve şu telefonu ver.''

''Hayır.'' dedikten sonra çapkınca gülümsedi. Ne yani öyle gülünce çok tatlı olduğunu mu sanıyordu? Tamam pekala, oluyordu!

Ayağı kalkıp telefonu elinden almaya çalışırken birden odaya ayağı kalktı ve telefonu yukarı doğru tuttu.

''Hayır yani Furkan, kısa boylu bir kız olsaydım telefonu yukarı tutmanı anlayabilirdim. Ama boyum 1.79. Teorik olarak senden uzunum. Yani fazla uzatmadan ver şu lanet telefonu.'' dedikten sonra gülmesine devam etti.

Komik birşey söylemiyoruz aq.

''Boyuna o kadar güveniyorsan gel de al.'' dedikten sonra ani bir hareketle üstüne atladım ve onunda boş anına denk geldiğinden dolayı yeri boyladık.

Yere o kadar sert yapıştık ki bir an cehennemin dibine kadar yolumuz var sandım da altımda Furkanın olması durdurdu.

Gözümü açtığım da, iki santim uzağımda Furkan'ın suratını olmasını beklemiyordum. Ani bir atakla kalmaya yeltendim ama yapabildiğim tek şey sakarlık oldu.

Furkanın erkekliğine yanlışlıkla bastım.

Üstünden kaltığımda Furkan yerde hala kıvranıyordu. Tanrım, katil oldum. Ya da şöyle demeliyim, Furkan'nın doğmamış çocuklarının katili oldum.

''Ambulansımı arasak?'' diye dahice bir fikir ortaya attı Burcu.

''Mantıklı, arayın hemen.'' dedi Gamze.

Bende hemen Furkanın yanına gidip elindeki telefonumu alıp cebime koydum.

Telefon önemliydi, abi.

''Tanrım, Furkan! Çok üzgünüm. Özür dilerim gerçekten isteyerek olmadı. Zaten bunu neden isteyerek yapayım ki? Bağışla beni, yoksa vicdan azabından ölebilirim. Belkide benim yüzümden kısır olabilirsin.'' dedikten sonra Furkanın tepkisi gayet netti.

Acılı bir şekilde sadece ''Kapa çeneni.'' diyebilmişti. Olsundu.

Kafamı kaldırıp kıızlara baktığımda ise benden daha endişeli bir durumdaydılar.

Ama arkadan Derinin geldiğini görmem, sıçtığımızın kesin olarak belgesiydi.

Sıçtık, pardon sıçtım.

*

Bölümde beğenmediğiniz veya beğendiğiniz kısımları yazar mısınız? Teşekkür ederim, yıldızları parlatmayı unutmayın!

-Al dı laaaaav. <3





sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin