26.BÖLÜM: "YIKILMAK."

297 17 3
                                    


Keyifli Okumalar... 💚

*

Ege sanki Derin'i gördükten sonra bana daha bir sokulmaya başlamıştı ama gözleriyle hala bana bakıyordu. Ben Derine bakarken ciddi anlamda Derini sinirli olduğunu gördüm. Ege onu umursamıyarak, birden bire eğilip beni öptü. Gözlerimi açıp iri iri ona bakarken tepkisiz kaldım ve Derinin onu üstümden çekmesi beni kurtarabildi. Ben hala olduğum yerde uzanımış kalkamıyordum ama Derin, Ege'nin yakasından tutup odamdan çıkarmıştı. Yerimden bile kalkamamışken sadece kapıya doğru baktım. Bir kaç dakika mal gibi kapıya bakarken elim dudağıma gitmişti. Bu öpücük, beni heycanlandırmış ama haz aldırmamıştı. Sanki bayramlaşmaya giderken amcaların elini öpersinde, acaba harçlık verirler mi diye heycanlanırsın. Işte tam olarak buydu. Kendime gelmemle birlikte ayağa kalkıp odadan çıktım. Ev bomboştu. Cebimden telefonu çıkardığım gibi Buketi aradım. "Nerdesiniz?"
"Dışarda."
"Dışarı neresi?"
"Bak Melodi, bu seni ilgilendirmez. Hazır aramışken de söyliyeyim, evimden gitmeni istiyorum. Hemen." dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Biri bana şaka yaptığı söylesin yoksa Buket'i fena düzecektim. "Buket bir kendine gel. Ağzımı bozmak istemiyorum ama orası benim evim. Ikimiz parayı ortaklaşa versek bile, tapu benim adıma. Çirkinleşmek istemiyorum ama, sen böyle davranacaksan sen evimden siktir olup git." dedikten sonra derince bir nefes verdim. Bu kadar derdin arasında kimseyi alttan alacak ne gücüm ne de isteğim kalmıştı. Isteyen yanımda kalır, istemeyende giderdi. Bu işler böyle. "Haklısın. Herneyse. Beni bir daha arama." dedikten sonda hemen kapattı. Buketle çok yakın arkadaştık, son zamanlarda aramız o kadar açılmıştı ki, böyle birşey bile olmasını bekliyordum ama böyle birşeyi benim yapmam gerekirdi. O kadar şey yaşamıştım ve o bana ne oldu bile diye sormamıştı. Içimdeki sıkıntıyı atmak için derin bir of verdim. Evden çıkmak için ayakkabılarımı giyip kapıyı kapattım. Herşey birbirine girmiş, çözülmeyi bekliyorlardı ve ben sadece toprakla üstleri örtüyordum. Derin konusunu ne yapacaktım? Resmen çocuğun önünde biriyle öpüştüm, tamam karşılık vermedim ama sonuçta dudaklarımız değdi ve o gördü. Egeye sokayım. Aslında bakarsan, Derin'e ne? Hani, sevgilim değil hiç bir bokum da değil, üstelik onunla da aram pek iyi değil. Derine de sokayım. Ya abi sokağa çıkıp hepinize sokayım diye de bağırmak istiyorum çünkü herşey üst üste geliyor ve hiçbiriyle başa çıkamıyorum. Telefonumu cebimden çıkarıp Derin'i aradım. Çaldı, çaldı, çaldı. Tam kapatmama yakın telefonu açıttı.
"Ne?"
"Ne, ne?"
"Ne, ne, ne?"
"Ne, ne, ne, ne?"
"Melodi ne oldu?"
"Tamam ya hemen sinirleniyorsun sende. Nerdesin? Senle konuşmam gerek." dedikten sonra uzun bir süre cevap vermedi. "Seni en son götürdüğüm eve gel." dedikten sonra yoldan geçen taksiyi durdurup yolu söyledim. "Hani beni ittiğin ev değil mi?" dedikten sonra laf soktuğum için yes beğh hareketi yaptım ve dikiz aynasından, taksici abi çok kötü baktı. "Tamam Mel, zorlayan yok. Gelmeyebilirsin." dedikten sonra cevap verirsem gitmeyebilirdim, ama gitmem lazım çünkü taksiciye parayı peşin verdim. Bu yüzden telefonu cevap vermeden direk kapattım.
Yaklaşık 23 dakika sonra, taksi apartmanın önünde durdu ve bende indim. Asansöre girerken, aslında onunla konuşacağımın senaryosunu hazırlamam gerekirken, ben sadece asansörün aynasından saçımı düzeltiyordum. Çünkü kız olmak.
Asansör kat 9'a gelirken indim ve kapı zilini çaldım. Bir kaç dakika sonra kapı açıldı ve kapıyı bir kıza benzer kadın açtı. "Buyrun? Kimi aramıştınız?" dedi kız sakin bir şekilde. Kızı iterek içeri girdim ve "Sen sus bi yelloz." diyebildim. Içeri girdikten sonra etrafa iyice bakındım ve bu beni Ethan'nın getirdiği eve benzemiyordu.
"Noluyor be. Çabuk çık evimden."
"Aman be. Yemedik evini."
"Çık diyorum."
"Ay görmemişin evi olmuş."
"Çıksana."
"Senin evine kalmadık, gidiyorum zaten. Değişik karı." dediğim zaman arkadan Derin'nin sesi geldi. "Kusura bakmayın. Arkadaş benim evime gelecektide, evleri karıştırmış galiba." dedikten sonra kadın yumuşadı. "Taman
Derin, herneyse. Sen kaç yıldır burdasın, annen babanda yok zaten sen yük olmuyorsun. Sorun değil, ama arkadaşlarını bir gözden geçir bence." dedikten sonra elerimi kadının saçına geçirdim. Derin zar zor ellerimi kadının saçlarından çekti. "Napıyorsun sen? Ayıp yani. Gencecik kız olmuşsun hala bir kavga tribindesin." dedikten sonra hemen cevap verdim. "Yav sen bi sus, sus. Kadın annen baban olmadığını söyledi ama annen baban var senin. Vad dı fak?" dedikten sonra, arkandan t-shirtümü kavrayarak beni hafif kaldırdı ve yan daireye soktu. "Sus başımın belası sus. Asıl sen niye kadına yelloz diyon?" dedikten sonra evin kapısını kapattı ve oturma odasına geçti.
"Çünkü canım öyle istedi."
"Kız arkadaşım sandın değil mi?"
"Hayır."
"Kıskandın değil mi?"
"Hayır."
"Zoruna gitti o zaman?"
"Hayır."
"Ee o zaman seni 3 hayırla evine yoluyoruz."
"Hayır." dedikten sonra devam ettim. "Derin, konuşmak istiyorum senle. Ama bu konuya ciddi yaklaşmanı istiyorum. Birşey vardır ya da yoktur. Artık küçük değiliz, ciddi olabileceğini biliyorum, tamamı?" dedikten sonra oturduğumuz koltukta ileri geri gitti ve tamam dedi. "Egeyle aranızda ne geçti? Beni niye öptü?" diye sorunca sinirlendi. "Bunu bana mı soruyorsun? Sen gerçekmisin, çocukla öpüştün ve bunu bana mı soruyorsun?" diye sinirle cevap verdi. Bende kendimde olmayan bir hareketle Derinin susması ve artık hiçbir kavgayı kaldıracak gücüm kalmadığı için onu dudağından öptüm. Ilklerde bunu beklemesede bana karşılık verdi. Bir kaç dakikanın sonunda, dudağımı çekip, gözlerim kapalı bir şekilde, "Işte bunun kadar haz almadım Derin. Biliyorsun." dedim kısık bir sesle. O da buna karşılık beni tekrar öptü. "Mel, olmaz. Ikimiz olamayız." dedi kısık bir sesle. sanki biri bizi duymasın diye böyle konuşuyorduk. "Neden olamayız? Anlat bana, söyle. Ben biliyorum beni sev-" diyemeden beni kendine çekti ve sarıldı. Ona kendimi bırakmış bir şekilde kokusunu içime çekerken hiç beklenmedik bir şekilde kapı çaldı.

*

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin