48.BÖLÜM: "ŞANTELLER."

184 8 0
                                    


Multimedia; "Kıymetlimiss." 💅

Y.N; İkidebir bölüm yazar oldum, tabi bu eskisi gibi uzun süreli ve kısa bir şekilde olmuyordu. Sık sık yazıp yazıları uzun tutmaya çalışıyorum. Teşekkürler.

- Bu bölüm bol küfürlüdür. Rahatsız olan varsa, okumasın.

Keyifli okumalar... 💚

*

Birden çığlık attıp herkesi şaşırttım. Müzik kesildi ve herkes bana döndü.

"Bana bak kaşar! Senin saçını başını yolarım. Duydun mu beni yelloz?" dediğimde hala sinirim dinmemişti. Masalara gidip dağıttım yeri geldi devirdim. Bütün misafirlerin üstü mahfolmuştu. Birden arkamda bir el hissetim.

Civciv yutan kızdı.

"Ulan, sen mi beni mi dövmeye kalkışacaktın? Belanı siktim senin bekle!" dedikten sonra kızın suratını gelin ve damadın pastasına batırdım, çıkardım.

Tekrardan.

Batırdım ve Çıkardım.

"Sakin ol Melodi." diye beni uyaran Derin'e baktım.

"Sen dur Derin beyfendi, senin daha cezan kesilmedi. Seninde ecdanını sikecem. Ama elimdeki işi bitirmem gerek öncelikle." dedikten sonra kızın suratını tekrardan pasta batırdım ama bu sefer hemen çıkarmadım yaklaşık 8-9 saniye bekledim.

Birden Derin kolumu kavrayınca ona döndüm ve konuştum.

"Ne demek yanında ben varken, o kızla dans etmek, ne demek?!" diye kendi çapımda çıldırırken konuşmasına izin vermeden devam ettim. Herkes bizi dinliyordu.

"Ulan ben seni çok sevdim be! Senin anneni, babanı, bacını, herkesi düzeyim. Nefret ediyorum senden. Yanımda olmadığın için!" diye hömkürürken güvenlik görevlisi geldi ve kolumu kavrayıp beni salondan attı.

"Kızım şu çerezi verirmisin?" diyen yaşlı amcaya döndüm. Az önceki senaryodan sonra kendime gelmem birkaç dakikamı aldı.

"Buyur, amca." dedikten sonra çerezi verdim ve sesi soluğu kesildi.

Derin kızla dans ederken bile bana bakmıştı. Aklı sıra kıskandırmaya çalışıyordu beyinsiz. Ama işin değişik tarafı işe yarıyordu.

Kıskanıyordum.

Artık sıkıcı gelen düğünden çıkma kararı aldıktan sonra önüme birinin çıkmasıyla durdum.

Kıvanç, Buket ve tanımadığım bir çocuk.

"Aaa, Melodi!" diye sırnaşan Buket ters bakışlarımı attım.

"Melodi, yaşıyormusun demek, bize niye haber vermedin?" diyen Kıvanç'a ayrı bir sinir olmuştum. Lisedeyken yakınlığımı ebenın ta neresi biliyorken, üniversite zamanı bu duruma düşmemiz kesinlikle onun hatasıydı.

"Bunu hiç mesaj bile atmayan eleman mı söylüyor? Güldürmeyin beni." dedikten sonra cevap vermelerini beklemeden devam ettim.

"Size iyi eğlenceler, ben gidiyorum. Kendinize iyi bakın. Ya da bakmayın, umrumda değilsiniz." dedikten sonra Buket'in omzuna çarparak salondan çıktım.

Havalı havalı çıkışımdan sonra dışardaki soğuk hava hayatın bana 'götünü' dönüşünden başka hiç birşey değildi.

"Hey! Sen üşümüyormusun? Istersen ceketimi verebilirim." diye seslenen çocuğa baktım. Az önce Buket ve Kıvanç'ın yanındaki çocuktu.

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin