*
Y.N; Sanırım ilk defa bu kadaar beklettim yeni bölümü. Kusura bakmayın, bayadır ne ilham ne de benzeri şeyler geliyordu aklıma, tıkanmıştım sanki. O yüzden bende, yazma isteğim gelene kadar bekledim. Umarım beğenirsiniz. 💞
Keyifli Okumalar....
*
"Derin sencede bu biraz manyakça değil mi? Babamı ikna etmeye çalışsak daha iyi olmazmı? Beni kaçırmak ne demek?" dedikten sonra beraber banka oturduk. Bir planı var diye Istanbuldan, Bursaya kadar geldi ama elle tutullur bir planı yok. Planı, beni kaçırmaktı ve ona göre gayet mantıklıydı.
"Güzelim, bak elimde başka bir seçenek yok. Babanla da konuşmak, isteyeceğim en son şey."
"He Dero he. Sen ne ara bu kadar korkan oldun, korkuyon mu lan?"
"Ben ve korkmak ha? Oldu o zaman biz kalkalım." dedikten sonra eliminden tutup benide kaldırdı.
"Bak, romantik biri olmadığımı biliyorsun, senin için olmaya çalışıyorum sakar."
"Konuyu sabote etme Dero."
"Dero, ha?"
"Evet Dero." diye onayladıktan sonra gülmeme devam ettim.
"Değişik."
*
"Baba ben gitmek istiyorum. Yani..." diye konuşmaya başlamak istedim fakat başlıyamadım. Derinlw beraber bizim eve gelmiştik. Babamla konuşmak için ama pekte başarılı olduğumuz söylenemezdi.
"Bakın, ben Melodiyi çok seviyorum. Uzakta olmasına dayanabilirim bu sorun değil. Sorun, benden uzakta ve mutsuz olması. Melodiyi, okuluna devam etsin, ona bir ev ayarlayın veya yurt."
"Derin, oğlum. Sende beni anla, ben bir babayım ve kızımın uzakta olmasına gönlüm el vermez."
"Ona herşeyden iyi bakarım. Sizi sık sık görmeye gelir. Ben getiririm hatta. Burda mutlu değil." dediği zaman babam oturduğu koltuktan kalkarak derince bir nefes verdi. Bir kaç dakika boyunca sessizlik oldu. Bir kaç dakikanın sonunda babam konuştu. Ve benim kalbim yerinden çıkıyor gibi yerinden atıyordu.
"Hayır... Buna izin veremem." dedikten sonra gözlerimdeki yaş kendini tutamadan sol yanağımdan akıp, şakaklarımla buluştu. Derin'e baktığımda ise oda artık bıkkın, bitkin bir şekildeydi. Başka birşeyi duyacak hali bile kalmamıştı.
"Şaka yapıyorum yahu! Hemen karalara bağlamayın. Yarın sabah uçağıyla dönersiniz. Ben yurt felanda ayarlıyacağım. Okulu aksatırsanız yakanızdayım bilmiş olun." diye uyardıktan sonra Derinle beraber sevinçle ayağı kalkıp birbirimize sımsıkı sarıldık.
"Ihm ıhm..." diye uyarıyla gelen Babamın sesiyle beraber birbirimizden ayrıldık. Derinin mutluluktan gözleri parıldıyordu. Ben çok şanslıyım, Derin olduğu için. Özelliklede benim olduğu için.
"Oğlum, şu yastık ve çarşafı şuraya ser. Yeni tanışındığımız için henüz herşey tam olarak yerine oturmadı. Kusura bakma olur mu."
"Ne kusuru, Elif Anne. Habersiz ve saçma şekilde gelen bendim, siz kusuruma bakmayın." dedikten sonra annem 'Gece ikinizi yanyana görmiyeyim' adlı bakışını attıktan sonra odasına doğru ilerledi. Ben ise; 'Saçmalama anne, tabikide gece boyunca Derinin kolları arasında uyıycam' bakışımla baktıktan sonra beni önemsemeden ilerlemesine devam etti.
"Bakıyorumda annemin yanında bir nazikleşmeler... Hayırdır ya?"
"Kayınvalidem benim o. Ona nazik davranmıyacağımda kime davranacağım?"
"Bana." dedikten sonra güldüm.
"Gel buraya civcivim. Ha pardon sakarım..."
*
Gece boyunca Derinin yanındaydım sadece her ayak sesi duyduğumda uçarak ve hunharca odama doğru koşuyordum o kadar. Beraber uzanmıştık ve gelecek için birkaç fikir öneriyorduk. Beraber huzurlu bir şekilde liseden mevzun olduktan sonra, adam akkılı bir üniversite okuduktan sonra evlenecektik. Plan şimdilik buydu. Tabi evlilikten sonrasıda vardı ama orası kesin değildi, o evlenip hemen yedi tane çocuk yapmak istiyordu. Yedi ne diye sorarsanız uğurlu sayısıymış. Bende beraber güzel bir dünya sehati yapmak istiyordum. Bu fikir üzerine Ethan, yedi tane çocuk doğur onlarla beraber gidelim, onlarada yazık diyip saçmalamıştı eşşek.
Sabah olduğunda ise, hiç uyumamıştık annemler bizi uçak için kaldıracağını bildiğimiz için ben odama gidip uyuyor taklidi yapmaya başladım. Beş dakikaya yakın, gerçekten uykuya dalmıştım. Bütün gece uyumamaktan tabikii.
"Mel, kalk Derinin kafası kopmuş." dedi annem. "Mel!"
"Lan." diyip gözlerimi açtıktan sonra başımı ovaladım. Ben beş dakika sonra dalmışım annemde sanki altıncı dakikada gelmişti.
"Derinin kafası koptu."
"Ne diyorsun anne sen?"
"Beni duydun."
"Ya of bi git allah, peygamber aşkına." dediğimde bir an duraksadım imana mı gelmiştim, iman mı bana gelmişti? Tövbestafurrulah çarpılacaktım şimdi.
"Of tamam, kalk diye söyledim. Kalk haydi."
"Yemin ediyorum ki ailede düzgün bir adet eleman yok be." dedikten sonra kalkarak banyoya girdim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra banyoya girmek için hazırlandıktan sonra o malum şeyi gördüm. Arkaya koysan bir müslüm gürses, herkes ağlardı işte o kadar dram.
Banyoda işimi halletikten sonra çıkıp oturma odasına doğru ilerledim. Gördüklerim karşısında gülmemek için kendimi kastım. Annem Derinin ağzına birşeyler tıkıyıyordu, işin komik yanı zaten ağzı tıka basa doluydu.
"Ye oğlum ye, birazdan yola çıkacaksınız. Hayatta aç göndermem seni. Ye şunu. Bak reçelde sürdüm bunuda ye, afiyet olsun, lop lop et olsun...." dedikten sonra hunharca güldüm. Lop lop et olsun ne Anne? Bunu vücudunda yağ oranı %0,1 olan birine mi söylüyorsun? Rezillik, resmen rezillik...
"Mel... Yardım et gülüm. H-help me..." diye yarım yamalak çıkan sözleriyle ona orta parmağımı gösterdim. Dün kayınvalidem, kayınvalidem diye geriniyordu şimdi ise help me. Bok sana help me.
"Bakıyorumda kaynaşmısınız siz. Sizi bu derecede mutlu görmek beni berhudar ediyor ki anlatamam..." dedikten sonra Derin alttan alttan götümü çimcikledi. Dudaklarını oynatarak 'Senide, seksenler tarzı konuşmanıda...' diye birşeyler mırıldandıktan sonra hepsini dinlemeyip tabağımda ki sucuğu ağzıma attım.
"Ben babana bakıp geliyorum Mel, geldiğimde tabağındaki herşeyi bitmiş olsun." dediğinde uslu bir çocukmuş gibi kafamı salladım.
Ben tabağımdaki herşeyi silip süpürürken birden annemin acı dolu sesi kulağımı doldururken Derinle beraber odaya doğru koştuk. Ve odaya girdiğimizde babamın cansız bedeniyle karşılaşmayı beklemiyorduk. Birden hayat durmuş gibi hissetmeye başladım. Vücudum uyuşmuşta haraket edememeye başladığı gibi. Donuk gözlerle önümdeki manzaraya bakıyordum. Derinin beni sarsmasına ve tokat atmasına rağmen kendime gelememiş duruyordum.
Babam artık hayatta yoktu.
Babam vefat etmişti. O ölmüştü.
Gittmişti, gidemezdi ama...
O benim babamdı. Beni bırakamazdı öyle değil mi?
*
Ne kadar da kötü bir yazar ehehee. Durun burayıda okuyun. Bir dahaki bölümde zaman akışı atlatacağım. Belki haftalar, aylar veya yıllar. Kim billir, haberiniz olsun diye söylüyorum yani kendinizi hazırlayın. Ehehe. Al dı lav! -xMinna. 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Mizah09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."