49.BÖLÜM: "KAHVALTI."

177 13 1
                                    


Multimedia; "Grayson Dolan ." 💜

Y.N; Hepinize keyifli okumalar!

■ 'Not; Bu bölüm spoiler'dir!"

*

''Melodi, biraz özel konuşabilirmiyiz?" diyen
Gökhan'a baktım. İki saaten fazla ben, Gökhan, Derin ve, Yaprak -civciv yutan kız- beraber kahvaltı yapıyorduk. Cidden hiç haz almıyordum, şu an Gökhan'a şükretmem gerekirdi.

"Tabikii." dediğimde kalktık. Gökhan gidip hesabı ödedikten sonra beraber kahvaltı yaptığımız yerden çıktık. Biraz yürüdükten sonra bir parka vardık.

"Bak bana Melodi, ben senden fena şekilde hoşlanıyorum, ani oldu ama tutamıyorum artık kendimi..."

"Kalıcı olmayacaktır, bana güven."

"Hayır, kalıcı."

"Hayatta hiçbirşey kalıcı değildir. Ya sen bu hayatta kalıcımısın ki bu dünya da mutluluk kalıcı olsun? Hayat mutlu olmayı engelleyen şeylerle dolu."

"Ugh. Tanrım, tam bir sözelcisin."

"Dediklerini söylemedin sayıyorum, arkadaş olsak daha iyi olabillir."

"Pekala... Son bir soru sorma hakkım var öyle değil mi?"

"Bilmiyorum, herneyse... Sor."

"Kaçmak çaremidir, yani o duygu için?"

"İnsan herşeyden kaçsa bile, kendinden kaçamaz bunu unutma. Nereye gidersen git, bedenin gitse nolur ki? Ruhun yine sensin. Çare değil."

"Tanrım, o zaman hala Derin ile hakkında iç savaşların devam ediyor? Söyle gitsin, uzakta durmak pek işe yaramaz."

"Yaptıklarına baksana. Seviyormu sevmiyormu belli değil. Riski göze alamam."

"Tamam o zaman şöyle diyelim, o kişi seni gerçekten sevseydi, gerçekten seni önemserdi. Artık lütfen kafandan atmaya çalış. Biliyorum düşünmeden yapamıyorsun ama, başka işlerle uğraşmayı dene." dediği zaman ona sarıldım, sanırım gerçekten iyi dost olabillirdik. Buna inanıyordum.

Sarılmamız bitince geri çekildik ve bize doğru gelen Derin ve Yaprak görüyordum. Derin gerçekten rahattı, kıskanmamıştı.

Çünkü, insanlar sevdiği kişiler kıskanır seni aptal.

İç sesime sağlam bir küfür attıktan sonra gözlerimi kapattım, kendime birkaç saniye dinlenmek için izin verdim.

''İyimisin?" diye sordu Gökhan.

"Hayır değilim, beni eve götürürmüsün?"

"Sen dur. Onu ben götürüm. Sende Yaprak'ı bırak."

"Yaprak'ı felan bırakmıyacağım, o kız umrumda değil."

"Hey! ben burdayım." diye cikledi, civcivimiz.

"Tanrım, beynim çıkmak üzere. Susarmısınız? Gökhan hadi gidelim."

"Ben bırakırım. Sen defol."

*

"Susacakmısın öylece sakar?"

"Bana sakar demeyi kes!"

"Ama sen sakarsın, benim sakarımsın..."

"Ya sen nasıl bir değişiksin?" dedikten sonra uzun süre sessizlikten sonra konuşmaya devam ettim.

"Benden ayrılan sendin öyle değil mi? Doğrumuyum? Doğruyum. Beni en zor zamanımda tek başıma bırakan sendin değilmi? Sendin. Ve bu acıların üstüne birde aşk acısı ekledin, hemde gerçek aşk acısı."

"Ben halimden mutlumuyum sandın? Bir sorsana neden ayrıldım senden!"

"Ah." diye alayla güldüm. "Neden?"

"Tümör'üm vardı! Beni kaybetmenin acısını yaşama diye, sana acıların en azını yaşattım. Aşk acısını."

*

Lan naber güzellikler? 15 gün sonra okul açılıyor... Tehlikenin farkındamısınız?

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin