17.BÖLÜM: "MEKTUP."

463 24 5
                                    

Bu arada bana mesaj attan ve tavsiye veren okuyucular iyiki varsınız. Sizden her zaman tavsiye almaya hazırım. Canınız sıkıldığında bile mesaj attın, çünkü niye atmıyasınız. Teşekkürler. Sizi çok seviyorum. Mesajlarınızı bekliyor olacağım.✌

Keyifli Okumalar...

*

Aradan bir hafta geçmişti ama o çok yakışıklı olan snapchat kulanıcısı bulunamamıştı. Tamam Derin, beni kendisi olmadığına ikna etmesine rağmen bir yanım onun yaptığını söyler gibiydi. Çünkü bu Derindi ve isterse çok kolay bulabilirdi. Insan kendini bulmakta ne kadar zorlanabilirdiki? Kıvançın bu olaydan haberi yoktu çünkü
Derin'e bir anda yaptığım hata olan, popomun resmini Kıvanç'ada gösteremezdim ve bu yüzden bahsetmedim bile. Bir hafta içinde ağrıdan ölmüştüm ve okula bile gitmemiştim. Tamam benim regl dönemim çok sancılı geçmiyor ama buda okula gitmemek için bahaneydi. Ilk 3 gün kötü olurdu, sonra hafiflerdi hatta umursamazdım bile. Okula gitmediğim için, olaylar ne alemde bilemiyordum. Buket ile farklı okullarda olduğumuz için gelip bana anlatamıyordu ve bu durum gerçekten sinir bozucuydu.

Durup düşündüğüm zaman Emir bana hiç mesaj atmamıştı veya onu görmemiştim bile. Acaba okul değiştirmem işe yaramışmıydı? Yaramışsa iyi olurdu çünkü bu okulda rezil olduğuma deysin bari. Emir aslında iyi biriydi, her zaman bana karşı sıcakkanlı olmuştu ve dürüstü. Ben ona bu yüzden aşık olmuştum, ya da öyle zanetmiştim. Bunu düşünmek içimdeki sıkıntının büyümesine sebep olmuştu bu yüzden mutfağa ilerleyip birşeyler yemem mantıklı olacaktı. Aslında içinde yemek geçen herşey benim için mantıklıdır.

Koridordan ilerleyip, mutfağa ilerlerken birden kapının çalındığını duydum. Kapıyı açmak için yönümü sağ tarafa çevirip ilerlemeye başladım. O çok efsane olan "Kim o?" Sorusunu sormuştum bile. Cevap gelmeyince direk açtım, yani bende malım cevap gelmiyeceğini ve o kapıyı açmana rağmen niye kim o diye soruyorsun? Sipastikmisin? Diye kendime soru yöneltirken içten içe onayladım kendimi.

Kapıyı açtığımda kimsenin olmadığını gördüm. Acaba ben bu iç ses çatışmalarının arasında kalırken kapıyı çalan kişi gitmişmiydi? Acaba Derin mi gelmişti?

Telefonumu alıp Derin'i aramak için kapıyı kaptırken kapının önündeki paspasın üstündeki notu görmem sadece 5 saniyemi almıştı. Merakıma yenik düşüp, hızlıca eğilip notu aldım ve kapıyı kapattım. Kapının önünde okumaya başladığım nota şunlar yazıyordu; " Ah prenses, prenses. Bu kadar meraklı olmak zorundamıydın? Bu notu okuyorsan demekki meraklıymışsın. Neyse. Uzun konuşmaları sevmem bilirsin, bu yüzden kısa tutacağım prenses. Öz abini bulmak istermisin? Aa senin öz abin olduğundan haberin yokmuydu? Tüh ağzımdan kaçırdım! Bağışla beni prenses. Bağışla." Okuduklarım karşısında gözlerimi kırpıştırdım ve okuma devam ettim, "Bu şok olma evresini geçir ve hemen yazdıklarımı dikkatlice oku. Abinin yerini biliyorum. Senin ailendeki herkesin yerini biliyorum. Annenin vefat ettiğini ve Babanın senden çok uzakta bir yerde yani Bursada bir otelde genel müdür olduğunu bildiğim gibi. Herneyse mevzu bu değil. Mevzu bir abin olması. Şimdi, sana abini bulman için talimatlar vereceğim ve bu talimatlar dışına çıkarsan herkes ölür. Herkes. Ha bu arada aileni arayıp sormak asla yok, asla! Sözünde durarsan sana bir iyilik yapacağım, abini bulmak için yapacağın talimatlar listesine istediğin birini yanına alabillirsin! Ve onunda çenesinin sıkı olduğundan emin ol yoksa işiniz biter. Kendine iyi bak, ya da bakma, umrumda değilsin. Benden haber bekle." -@ÇokYakışıklıyım123

Dalga geçiyordu benimle. Bu bir eşek şakasıydı ve hiç komik değildi. Kendi kendime gülmeye devam ettim. Cidden. Komik. Değildi. Benim evimi nasıl bulabilmiştiki? Tanrım, bu kesinlikle Derin'di!

Kağıdı bir kez daha okuduğmda sinirlerim kat be kat artmıştı. Kesinlikle böyle talimatlara uymıyacağım, bu kadar bariz ben eşşek şakasıyım diye bağıran bir not olmamıştır. Hem abim olsaydı ailem benden niye saklasın ki? Oyuncak mı bu, evlat yani. Aslında babamı arayıp sorabilirdim, ona bok birşey yapabilirdi. Sadece arayıp sorduğum zaman olayın detayını isteyecekti. Fazla detay isteyecekti hemde. Bu yüzden aramamak benim için daha iyi olacaktı.

Notu tekrar elime aldım ve düşünmeye başladım. Bir yanım; not çok saçma, aptalca birşeye niye inanasın ki, Diyordu diğer yanım ise; Ya gerçekse, ya böyle birşey gerçekten varsa diye sordurtuyordu. 2.dönem çok çalışıp zayıfları kurtarıcam diye söz verip aslında 2.döneminin son karnesini alıyormuşum gibi hissediyordum. Öyle boş, öyle umutsuz.

Derince bir of çekip mutfağa ilerledim. Buzdolabını açıp boş boş bakma gibi bir milli hareketimizi yapıp birşey almadan kapattım. Iştah felan kalmamıştı saolsunlar.
Tekrar mutfaktan çıkarken kimden yardım alabillirdim ki? Buket'e söylersem muhtelemen bana inanamayacaktı ya da olayı şakaya vuracaktı bu yüzden olmaz. Buket iptal. Kıvanç'a söylersem benimle bu saçma sapan nota inandığım için dalga geçecekti. Kıvanç iptal. Başka kim kaldı, Derin mi? Derin bana hayatta yardım etmezdiki!

Koltuğa oturup düşünmeye başladım. Gerçekten bana yardımı olan birisinin yanımda olması gerekirdi. Belki bana Kıvancın daha çok yardımı olabillirdi fakat ben yanımda Derin'i istiyordum. Bu karardan sonra aramak için telefonumu alıp Derin'i tuşladım. Birkaç çalışta açtıktan sonra hemen "Derin yardımına ihtiyacım var." dedim. Biliyorum öküz gibi kızdım. Direk konuya girmekte üstüme yoktu, tamam tamam alkışa gerek yok.

"Bende iyiyim sakar. Sen nasılsın?" Diye benimle dalga geçtim, benim bunlarla vakit kaybedecek zamanım yoktu. "Tamam yürüyen egoist. Önemli bir konu var ve bana yardımcı olabilecek tek kişi sensin." Dedim aceleyle. "Seni becermek konusundamı?" Midem bulanmıştı, yani iki dakka sorun çözecez onuda sapıklığa vuruyor ya helal. "Derin dikkat etde ben seni becermiyim." Dedikten sonra durdun ve devam ettim. "Tövbestafurullah." Dedim sonra karşı taraftan kıkırtı sesi geldi. Buna karşılık nefesimi dışarıya verdim ve devam ettim; "Bizim eve gel. Geldiğin zaman sana anlatcağım, tamamı?" Diye soru sordum çünkü normal konuşursam sapıklaşıyordu hemen. "Beni eve atma konusunda ısrarcısın yani? Bak geliyorumda içkime ilaç atmak yok tamamı sakar?" Dedikten sonra cevap vermemi beklemeden telefonu yüzüme kapattı. Dediği şeye tebessümü etsem yoksa telefonu suratıma kapatmasına mı sinirleneyim bilemedim ki.

*

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin