59.BÖLÜM: "BELKİLER."

191 11 0
                                    


2.Sezon Finalina son bölüm!!! Kitap hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirleriniz ve tavsiyeleriniz benim için cidden çok önemli! Öpüldünüz! 😘

Ve 1.ci kitap için son kez Keyifli Okumalar...

*

Derinin Ağzından...

''Ne yani, en iyi fikrin bu mu? Filmlerde gördüğün taktiği burda mı uygulayacaksın?'' dediler.

''Daha iyi fikri olan var mı beyler bayanlar?" dedikten sonra etrafıma baktım. Kimsenin sesini çıkarmayışından sonra döndüm ve konuşmama devam ettim. "İyi güzel, benim önerimi uyguluyoruz." dedikten sonra tatminkar bir şekilde gülümsedim.

Işe yarayacaktı.

Izlediğim çoğu filmde, yarı bilinci açık ve yoğun bakım ünitesinde yatan bir çok başrol karakterine eski güzel anılarını hatırlattıklarını, sonradan bilincinin en kısa sürede yerine geldiğini görmüştüm. Biliyorum aptalca belkide saçmalıktı ama denemeye değerdi.

Melodi için, Melodim için. Bayan Sakarım için değerdi.

"Tamam, sadece düşünmelisin Anne. Melodiyle en güzel anını, düşünmelisin." dedim Elif Hanım'a. Belki benim değil, Melodinin annesi olabilirdi ama ona anne dememi çok istiyordu.

''Ona, ona şeyi anlatabilirim... Hah! Onu kucağıma aldığım ilk anı. Müthiş bir duyguydu..." dediği zaman yüzüme bir gülümseme yerleştirip diğerlerine geçtim. Burda hepimiz çabalıyorduk. Kahrolasıca bir şekilde oturup üzülmüyorduk birşeyler deniyorduk. Ve benim günde iki paket sigaram bitmiyordu.

"Bak... Herkese en özel anı seçtiriyorsun Derin. Peki sen ona ne anlatacaksın? Hangi anınızı?" dediği zaman Hakan, herkes bana yönelmişti. Bunu biliyordum. Anlatacağım anıyı biliyordum.

Birşey demeden önüme döndüm ve Melodiyi görmek için sıramı bekledim. Ilk olarak Annesi görecekti ve ona Suat Bey'i yani vefat etmiş babasını anlatacaktı. Birlikte güzel ve huzur dolu dakikalarını. Ardından Eyüp, Hakan, Umut, Yağmur, Demir ve son olarakta ben girecektim. Hepsiyle özel ve mutluluk dolu anıları vardı. Eğlenceli, komik, ve gerçek dostlarının olduğunu bilmesi yardımcı olacaktı.

"Hey, Eyüp!'' dediğimde yoğun bakıma girmek için hazırlanan Eyüp bana baktı. "Ona youtube kanalımızdan bahsetmeyi unutma!'' dedim aceleyle.
"Adamım, bu iyi bir fikir. Deneyeceğim."

Sonradan ise girişini izledim. Yaklaşık içerde 8 dakikanın ardından Eyüp çıktı ve herkes sıraya uygun bir şekilde Melodinin yanına gidip moral konuşmasını yaptı. En son yoğun bakımdan Demirin çıktığını görünce sıranın bana geldiğini fark ettim. Vücudumu acayip müthiş bir gerginlik sardı ama bunu kimseye fark ettirmeden, bizi hazırlayan hemşirenin yanına doğru ilerledim. Adımlarımı atarken avuç içlerimin terlemesini hissetmem gerginliğimi tekrardan tetikliyordu. Bu duyguları bastırıp hızlıca hareket etmeye başladım. Hemşire beni Melodinin yanına girmem için hazırladığında Derin bir nefes vererek içeriye girdim.

Içeride çok yoğun bir hastahane kokusu hakimdi. Nasıl derler, değişik bir temizlik kokusuydu bu... Etrafıma bakınca düz beyaz duvarlar ve odanın ortasında makinalara bağlanmış sevdiceğim.

Evet sevdiceğim. Sevdim ve, seveceğim.

Onu bu halde görmek kanımın çekilmesine neden oldu. Ama benim teorim doğruysa, yarı baygın bir şekilde bile bizi hissediyorsa burda ağlamam doğru olmazdı. Durduğum yerde bir iki adım gerilemeye başladım. Acilen burdan çıkıp kendimi alköle vurmam lazımdı. Rahatlamam gerekiyordu, doyasıya sigara dumanı çekmek ve küfür etmek.

Birden kendimi silktim. Güçlü durmam gerekiyordu, herşeyi telafi edip ona sarılmam gerekiyordu. Durduğum yerden ilerleyip Melodinin yatağının yanında ki boş koltuğa otuverdim.

Bir dakika boyunca, hasret kaldığım yüzünü incelemeye başladım. Defalarca, unutmamak için baktım. Aklıma kazımak, hayatıma böyle devam etmek için baktım.

Beyaz olan teni daha da beyazlamıştı, solmuş bir çiçekten farksızdı. Suyu verilmemiş bir çiçek gibi. Ve ben burdaydım, onu sulamak için.

Ellerimi uzattım, ellerini tutmak için. Elindeki soğukluk içimin titremesine neden olsada aldırış etmedim. Elimdeki elini sıkıca kavradım ve ısıtmaya çalışarak konuşmama başladım. "Bayan Sakarım, konuşmaya nerden başlayacağımı bilmiyorum. Ama seni çok özlediğimi bilmeni isterim. Çok özlediğimi. Sensiz nefes alamadığımı ve hayatımı devam ettiremediğimi... Konuşmaya araba çarptığı günden başlamak istemiyorum. Ilk tanıştığımız güne ne dersin sakarım?" dedim gözlerim dolmuş ama tebessüm eder bir şekilde. ''En sevdiğin tshirt'ün üstüne kahve dökmüştüm. Tamam bu dolaylı yoldan olmuştu ama yinede dökmüştüm. O zaman senden acayip gıcık alıyordum desem ne derdin? '' diye soru sordum ona ama cevap gelmeyeceğinide biliyordum. Bir umutla, yine elini tutmadığım elimle göz yaşlarımı silip konuşmama devam ettim. ''Bende senden gıcık alıyordum dersin. Bak bunu sakarım, kalıbımı bile basabilirdim. Ben seni ilk defa ne zaman sevdiğimi söylemedim değil mi hiçbir zaman... Lunapark, evet o zaman. Delicesine beraber vakip geçirdiğimiz zaman. Bir insan, dışarıda vakit geçirirken üstüne kusan kızdan nasıl hoşlanır ki? Bak bunun cevabını bilemiyorum... O kadar doğal ve etkileyiciydin ki, benim kızım olmak için dua ediyordum sakar. Evet, oldun. Sen benim için sevgili tabirinden de öte oldun. Sen benim küçüklüğüm, sol yanım ve soluğum oldun... Anladın mı? Sen benim için her zaman özel ve güzelsin. Herkesden ayrı tutuyorum, her zaman öyle olacak. Hani derler ya, herkesin kalbimde yeri varken senin ülken vardı... Hah, işte benimkide bu mesele. Ülken var sakar, ülken. Ve bu ülke senin sımsıcak gülümsemeni görmek için ölüyor be. Ölüyor..." dediğimde sesim son anda kısılmıştı. Birkaç damla yaşımın süzülmesini beklerken Gigiden hiç tepki gelmeyişi beni hıçkırıklara boğdu.

Yine bir boşa çabalayıştı benimkisi.

En sonda dayanamayıp kendimi odadan atma fırsatı buldum. Galiba son safadaydık, elimizden geleni yaptık ama Melodi yanımda olmak istemiyordu. Hayatına geri dönüp üzülmek istemiyordu.

Pes etmiştim, taki o doktorun sesini duyana kadar.

*

Yaaayyy! Nasıl bir bölümdü? Tavsiylerinizi ve bölüme yorum olarak yazabilirsiniz! Teşekkürler! 💜

İkinci Kitapta görüşmeye dileğiyle...

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin