Keyifli Okumalar...*
Melodi'nin Ağzından...
''Derin!" diye bağırdım uzandığım yerden. "Derin!" dedikten sonra elim karnımda ki dikişlere gitti. Hastaneden çıkalı 3 veya 4 gün olmuştu. Dikişlerim dışında kendimi gayet iyi ve keyifli hissediyordum.
Yanımda tam tamına 7 tane bana bakan insan varken kendimi nasıl kötü hissedebilirim ki?
''Geliyorum Hayatım!" diye bağırdı Mutfaktan Derin dedikten sonra ondan önce Yağmur, Eyüp, Demir ve Umut oturma odasına doluştu.
"Sende bize güzel hizmetçilik yaptırıyorsun, kızım. Helal olsun...'' dedi gülerek Eyüp ve devam etti: "Bazen nefes almaya üşendiğim için, nefesimi tutuyorum sen burda kendine 3 gündür hizm-'' diyemeden Derin lafını böldü.
''Eyüp, ne konuştun adamım. Yorulduysan kapı orda gidebilirsin." dediği zaman hemen ayağı kalktı gitmek için.
"Ee hazır ayaktayken bana bir su getirirmisin?" diyince Annem, Eyüp hemen yerine geri oturdu.
Evet bir imparatorluğun daha yıkılışı...
''Uh,'' dedim. "Çişim geldi."
"Tamamdır, tut elimi ben seni tualete götüreyim." dediği zaman Derin'e elimi yumruk yapıp vuracaktım ki elini açtı ve yumruğumu oraya vurunca kapattı. Ve sanki benim elim orda tutsak gibi kaldı.
Elimi kendine çekerek benimde biraz dikleşmemi sağladı.
"Melodi," dedi kulağıma fısıldayarak. "Uyurken seni kimin tualete götürdüğünü öğrenmek istermisin?" dedi gülerek.
Bende alelaceleyle kafamı iki yana salladım.
"Iyi o zaman, şimdi seni götürüyorum ve kapının önünde bekliyorum. Tamam mı sakar?" dediğinde yine sesimi çıkarmadan kafamı aşağı yukarı salayarak onu onayladım.
"Güzel," dedikten sonra yine tekrarladı. "Güzel."
Beni yavaşça kollarının arasına alırken yaramı acıtmamaya özen gösterdi.
"Canın yandığı zaman söyle bana, olur mu?" dediği zaman konuşmadan gözlerinin içine bakarak onayladım. Ve gözlerinin içine bakmaya devam ettim. O an sonsuzluk kavramının anlamını öğrendim. Sevdiğim adamın kollarındayken, canım bu derecede acıyorken bile bana kanımda ki heycan duygularını titreştirip kalbimin hızla atmasına neden oluyordu. Işin garip yanıda buydu galiba... Üstünden uzun zaman geçmesine rağmen asla bitmiyor, aksine bir ateş gibi daha çok alevleniyordu.
"Ee haydi ama, işemeye gitmeyecekmisin Melodi?" dedi Eyüp.
Al Eyüp, sıçtın adamım bu romantik bakışların ortamına. Sıçtın Eyüp. Teşekkürler.
*
Uzandığım yerden az da olsa dikleşmeye çalıştım uzun süre uzanınca popom uyuşuyordu. Dikleştikten sonra etrafa bakındım.
Bingo! Evde yine tektim.
Annem birşeyler almak için markete, Derinde okul devamsızlıkları için okula gitmişti. Ve Eyüp, Umut kanala yeni video yüklemek için ekipmanları almak için eve kadar gitmişti.
Etrafı bir süre izledikten sonra gözüm masanın üstünde ki sigara paketi ve küllüğe değdi.
Almak için hafifçe eğildim de canımın acıdığını fark ettim. Ama alacaktım, belki de içindeki narkotin yaramı uyuşturup, iyileştirirdi?
Bedenimi biraz daha sağ tarafa kaydırdıktan sonra siyah deri masanın üstünden kaptığım gibi Marlboro paketini avucumun içine aldım. Ve tabiki içindeki çakmağıda.
Içinden nazikçe çıkardığım sigarayı dudaklarıma yavaşça götürüp çakmakla yaktım. Bir süre yanışını izledikten sonra bir kaç kere sigarayı içime çektim.
Galiba insanın bir derdi yoksa bile bu sigarayı içinde dertleniyordu.
Psikolojik baskı?
Psikolojik baskı.
Içime çektiğim nefesi bırakırken külünü boşalttım kül tablasına, o sırada kapı kilidi açıldı ve içeriye ekipmanlarla gelen bizimkileri gördüm. Biraz daha bana doğru geldiklerini gördüğüm zaman bir şey fark ettim.
Tanrım, kayıtta olamazlardı değil mi?
''Evet benim ponçik takipçilerim," dedi Eyüp ve devam etti. "Kanalıma, attığım yeni videoyu bir adet ameliyatlı haliyle sigara içen Melodiyle açıyorum." dedikten sonra avucumun içini alnıma bastırdım.
"Tanrım," dedim. "Ciddimisin Eyüp? Kapat şu kamerayı..."
"Olmaz adamım. Olmaz. Takipçilerim seni görmeyi özledi. Onlara bunları çok görme olur mu? Huh?"
"Ah Eyüp... Çok komiksin." dedikten sonra Eyüp kamerayı oturma odasına çevirdi ve kayıtı durdurdu. Kamerayı nazikçe televizyon dolabının üstüne yerleştirdikten sonra yanımıza geldi.
"Umut, telefonumu gördünüz mü?" diye sordum.
O da sakin bir şekilde cebindeki telefonumu çıkarıp bana verdi.
"Ne yani, vermek için benim sormamı felan mı bekliyordun?" dedikten sonra kıkırdadım.
Cevap vermeyip, gülümsemeyi tercih etti.
Bende sakince telefonumu alıp bildirimlerimi kontrol ettim.
Geçmiş olsun dileklerini ileten herkese teşekkürler mesajı yazdıktan sonra instagrama girip anasayfamda biraz dolandım. Ardıntan SnapChat'e girip kendi resmimi çekecekken kadraja Eyüp'te girip köpek efektli resim çektikten sonra Eyüp üstüne; yeni video için takipte kalın! yazıp kanalının ismini yazıp hikayeye yolladı.
Bu işlerim bittikten sonra Derini arayıp nerde kaldığını sordum.
"Güneş, (hatırlaranız bir kaç bölüm önce Eyüp'ün Melodiye böyle seslendiğini yazmıştım) telefonunu iki dakika verebilirmisin?" dedikten sonra 'nodon' adlı bakışımı attım.
"Birkaç resmimizi aktaracağım kameraya." dedikten sonra verdim.
"Ben uyuyorum millet, Eyüp seninde işin bitince telefonumu sarja tak."
"Takar mısın."
"Yo,'' dedim. "Tak."
"Takar mısın diyeceksin, Melodi."
"Lan ben sana ne diyorum bak?! Eğer o telefonu sarja takmazsan o telefonun üretildiği yerden bütün ıvır zıvırlarının bulunduğu yerde onları birleştiren adamın karısının, çocuğuna vurduğu gibi vurup delik deşik ederim seni."
"N-ne Melodi? T-tamam takacağım..." dedikten sonra devam etti. ''Seni çingene."
Bu hali beni oldukça güldürdü ve tebessüm ettikten sonra gözlerimi kapatıp, rahat bir uyku çekmeyi diledim.
" 🍿 Satırı!!"
Bu bölümde beğendiğiniz ve beğenmediniz yerleri yorumlayabilirmisiniz? Teşekkürler popcornlarım! 🍿

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Humor09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."