16.BÖLÜM: "KAVGA."

451 24 2
                                    


Keyifli Okumalar...

*

Derin'nin yanına ilerlemeye başladım. Ben ona yaklaştıkça sırıtması daha çok yüzünde yer kaplamaya başladı. Acaba benle dalga mı geçiyor diye geçirdim içimden, sonra kendimi kafamı eğerek süzmeye başladım, üzerimdekiler mi onun komiğine mi gitmiş mi diye. Okulun eteği vardı. Onun üstünde kolejin t-shirt'ü vardı ve kolumda birkaç tane bileklik. Üstüm gayet düzgün ve sıradandı. O zaman niye bakıyordu ki bu mal?

"Aferin, tahmin ettiğim den de zeki çıktın. Öğrenciyi ben yollamıştım zaten." Dedikten sonra bana arkasını dönerek ters yönde yürümeye başladı. "Hatırlatırsam bana tanımadığım bir numaradan mesaj attığında da, bana mesaj atanın sen olduğunu anlamıştım." Dedikten sonra arkasından ona yetişmeye çalıştım. Biraz daha ilerledikten sonra duraksadım ve; "Bir saniye, bir saniye Derin. O sözde çok yakışıklı olan gizli SnapChat kulanıcısı senmiydin yoksa?" Dedim sert bir sesle. Ama Derinin yüzünde alaycı bir ifadeden başka birşey yoktu. "Hayır, cidden bunu gerçekten düşündün, birde sözlü olarak dile mi getirdin? Şaka gibisin ama komik değilsin." Dedi dalga geçer bir ses tonuyla. Niye dalga geçiyordu ki hemen? Ciddi birşey konuşuyor olmamız lazımdı bizim. Sesimi çıkarmadan yürümeye devam ettim, bu sefer ben onun önünde yürümeye başlamıştım. Bu sefer acaba popoma bakıyor mu hissine kapıldım. Derindi bu bakardı yani. Çünkü geçen sefer odasını gezdirmeye çıktığımızda benim popomun onun sevdiği bir popo tipi olmadığını söyledimişti ve ben ona bugün popum gözüktüğü resmi tereddüt etmeden göstermiştim. Lanet olmasın.

Bu düşüncelerle irkildim ve Derine tualete gitmem gerek olduğunu söyledim. Oda hemen gelmemi söyledi çünkü beyfendi bekliyemezmiş o kadar dakika kız tualetinin önünde.

Tualete girdiğim zaman elimi yüzümü yıkamak için musluğun önünde durdum. Çeşmeyi açmak için elimi uzattığımda tualete gelen bir kaç kız gördüm aldırış etmeme rağmen gözlerini üzerimde feci hissediyordum. Daha fazla rahatsız olmamak adına hemen çıkma kararı aldım ama tam çıkacakken esmer olan kız bileğimi kavrayıp, "Okulda dikkat çekemediğini biliyorduk ama sırf dikkat çekmek için kendi götünün resmini yaymana gerek yoktu bayan sürtük." Dedikten sonra koca bir kahkaha patlattı. Kendimi ezemezdim. Ezmemeliydim. Onlar kimdi ki? Iki kişiliksizin tekiydi ve bana böyle hakaret edemezlerdi, deşerdim. "Bana bak kızım, seni ters yatırır düz sikerim. Hakkımda düzgün konuş yoksa, burnundan soluduğun nefesi götünden solumaya başlarsın sana söyliyeyim." Dedikten sonra bileğimi kavrayan elini, elimden ittim. "Bir daha bana okulun en popüler kız havasıyla gelip laf sokmaya çalışırsan, o lafların hepsini sana monte ederim." Dedikten sonra onu itip tualetten çıktım.

Çıktığımda Derinin gözleri beni buldu. Konuşmak istemiyordum, çünkü konuşursam kavganın neden çıktığını soracaktı ve neden diye soracaktı. Bende, ah tatlım bütün okul benim oturma organımı görmüşte, az önce ondan dolayı kavga ettik diyemezdim. Tamam gördüklerini biliyordu ama o sadece bizim sınıf diye düşünüyordu galiba, biz burda bütün okulun benim narin popumu görmesinden bahsediyorduk birde.

"Ne oldu? Niye Bahar ile kavga ettiniz? Birşey mi yaptı sana yoksa?" Diyerek güldü. Evet cidden güldü. Ben ne kadar aptalım ya, biraz endişelenir sanmıştım benim için. Azda olsa endişelenir sanmıştım.

Cevap vermedim.

"Mel, sana diyorum." Dedikten sonra, adımı nadir kullandığını aklıma geldi. Ya sakar, ya da sakar bayan tarzında kelimeler kulanırdı. Nedensizce hoşuma gidiyordu, sipastikmiyim neyim anlamadım ki.

"Yok birşey Derin, susarmısın artık?" Dedim gözlerimi devirerek. "Sana dediklerini duydum, içeri girecekken senin zaten onlara ağzının payını verdiğini gördüm. Bu yüzden sırf yanında olmadığım için alınma." Dediği zaman bana baktığını gördüm. Normalde Derindi yanında rahattım. Aksine kitaplardaki gibi peşinde koştuğum bir çocuk değildi. Demek istediğim klişe kitaplardaki kaçan kovalanır, sonrasında da yaşanan deliler gibi bir aşkımız yoktu. Biz sıradandık ve bu garip şekilde hoşuma gidiyordu.

"Pekala." Dedim gözlerimi kırpıştırarak. Derin, "Hadi gidip şu piç kurusunu bulalım." Dediğinde ona anlamayan gözlerle baktım. "Lan senin snapte ifşalarını yayan piç, onu diyorum." Dedikten sonra eliyle beynini gösterip sende yok işareti yaptı. Buna karşılık, "O beyin sende de var sanki işe yarıyor. Ağırlık yapmıyormu orda?" Diye soru yönelttim. "Ya senin kafan çok ceyran yapmıyormu? Içi boş ya." Diyip güldü. Bende ona yaklaşarak kolunu ısırdım. "Acıdı yani. Çok acıdı sakar. Bir ara gel bende senin musait bir yerini. Tövbestafurullah." Dediği zaman kıkırdadım. "Ya ben bilseydim bir ısırığımla bu kadar imana geleceksin çoktan ısırırdım be egoist." Dedikten sonra saçlarımı geriye atarak cool olmaya çalıştım. Oda buna karşılık lafı bana yapıştırdı. "Sen yerlere düşmekten, sakarlık yapmaktan vakit bulamadın ki. Çoktan yapamaman normaldir sakar." Dedikten sonra beni önemsemiyerek ilerlemeye başladı.

Kendimi birden yere atıp; "Ah, Canım çok acıyor!" Diye seslendim ona doğru. Birden hızla arkasını dönüp yanıma doğru koşmaya başladı. Alttan alttan sırıtmaya başladım. "Ne oldu? Neren acıyor sakar?" Dedikten sonra sesinin endişeli olduğunu anladım ve gülmemek için iki saniye kadar sustum.

"Tut elimi, kalkmana yardım edeyim. Canın çok acıyor mu?" Dedikten sonra kafamı kaldırdım ve o anda gözlerimiz buluştu. Gözlerimizi ayırmadan elimi uzatıp tutmasına izin verdim ve bu sırada o beni yukarıya doğru kaldırmıştı. Birden kafamı iki yana doğru sallayarak kendime geldim. Affallamıştım.

"Neren acıyor?" Diye tekrardan soru sorunca; "Bir yerim acımıyor, sadece beni beklemeden gittiğin için yaptım bunu. Arkandan gelmek istemiyordum." Dedim sırıtarak. Ona baktığım da ise yüz ifadesi dondu. "Kızım sen ironikmisin? Bu tavırlar ne, çocukmusun?" Diye kızdı, ama ben yine güldüm çünkü canım gülmek istiyordu. "Oho, senle çok işimiz var be sakar." Dediği zaman mırıltılar halinde söylemişti.

*

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin