47.BÖLÜM: "DÜĞÜN."

212 9 7
                                    


Multimedia; "Oh my gash." 😱😍

*

"Burçin, ben bunu yiyemem. Çok abartılı. Elbise çok güzel, sadece uzun süredir görüşmüyoruz ve abartılı giyinmek saçma olur. Sade ve iddalı birşeyler baksak?"

"Öf tamam be. Ben sadece Derin seni gördüğü yerde bayılsın istiyordum." dediği zaman tekrardan elbise bakmaya başladık.

"Bu elbise nasıl?"

"Kankaşkım, bu ne? Bu fazla renkli."

"Mm peki. Ya bu?"

"Buda fazla taşlı."

"Senin ta ananı. Pardon. Direk sana küfredicem senin ben o-"

"Burçin, bu nasıl?" dediğimde susup elbiseye baktı.

''Bu, bu gerçekten güzel! Kesinlikle bunu alıyoruz, sana çok yakışacak!" diyip kendi kendine alkış çaldı. Bu kızı gerçekten seviyordum. Kolumdan çekiştirdiği zaman, telefonumun sesini duydum. Annemdir diye açmıyacaktım diye düşündüm ama kendime verdiğim sözü tutacaktım. Birşey saklamak yok.

"Ne var anne?"

"Ha? Ben Derin." dediğinde durup avucumun içiyle alnımın ortasına bir tane geçirdim.

"Kusura bakma. Sorun nedir?"

"Kötü mü iyi mi bilmiyorum düğün erkene alındı."

"Pekala, ne kadar erken'e?"

"Yarın."

"Tamam, haberdar ettiğin için teşekkür ederim."

"Sorun değil. Herkesi arıyorum." diyip telefonu kapatmıştı, bana sen herkesin demişti.

Önemli değil.

Abartılacak bir şey yok.

Sakin olmalısın.

Öylesine söyledi.

Umursamamalısın.

*

"Burçin ben uyuyorum, yarın dersim yok. Sakın beni kaldırma. Olur mu?"

"Saçmalama Melodirella. Yarın sabah saat 7 de dersim var. Tabiki senide kaldıracağım."

"Ulan saat sabah 7'de dersin varsa ne diye gece 4 kadar uyanık kalıyorsun, sipastikmisin Burçin?"

"Buda benim serseri serbest stilim."

"Hay senin stiline. Neyse, Ken. Ben yatıyorum. Haydi eyvallah."

"Eyvallah?"

"Eyvallah." dediğimde Aynı Yıldızların Atındaki kitabın repliği geldi. Gülmeden edemedik. Odama ilerlerken saçlarımın arasına parmaklarımı geçirdim. Yarın beni ne bekliyordu bilmiyorum, ama bir an önce gitmek istiyordum. Iyi birşey olacaksa olsun, kalbin kırılacaksada kırılsın. Ama beklemek ve sürekli umut aramak sinir bozucu.

Yatağımın arasına girdikten sonra rahat bir pozisyon aldım. Zaten gerisi kendiliğinden geldi. Uykuya dalmıştım.

Sabaha karşı gözlerimi açtığımda başım zonkluyordu. Ya da pardon öğlene karşı demem gerekiyordu. Resmen saat öğlen 2 buçuktu! Nasılda hayvan gibi yatmışım diye düşünürken yatakta gerindim ve telefonumu yastığın altında aramaya başladım. Elimde hissteğim hisle hemen elime alıp Snap'e girdim. Bakalım Derin pezevenqi napıyordu. İnstagram'a girelim dediğimde girdim. Fotoğraf atmamıştı. Hızlıca snap'e girdikten sonra 3 tane snap atmıştı. Bir tanesi gereksiz saat snapiydi. Diğeri ise izlediği filmin videosunu çekmişti. Üçüncüsü ise, sabah uyanır uyanmaz çektiği fotoğraftı ve bu çok yeniydi. Bir kaç dakika önce atmış olması lazımdı. Resmin üstüne yazdığı yazı şuydu; "Uyuyamadığım günlerin hesabını soracağım." Ay ay ayan abimize bakın. Bëľāļı Jøjųķ olacaktı aklı sıra. Herneyse diyip geçiştirdim.

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin