3.BÖLÜM: "KİTAP."

1K 156 6
                                    


Keyifli Okumalar...

*

Merdivenleri çıkarken bile gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum ve bundan acayip rahatsızdım, acaba götüme mi bakıyordu? Allahım sen beni koru.

"Merak etme güzelim, götüne felan bakmıyorum. Zaten tipim değil, fazla küçükler." Lanet olsun, Ne?

"Bende senin baklavalarına bakıcamda ay bir saniye yokmuş!" dedigimde birden elimi alıp karnına götürdü ve biraz gezdirdi.

"Şimdi eminmisin olmadığına? Hala tatmin olmadıysan gösterebilirim, yapmadığım şey değil."

Acayip utanmıştım. Ağzımı açtığımda aslında söyliyecek pek birşeyimin olmadığını anladım. Bu yüzden yüzümün kızardığını görmemesi için elimi saçımı düzeltir gibi yapıp suratımı kapattım.

"Evet Tuna'nın odası bu." dediğinde kapıyı tıklatıp içeri girmeyi planliyordum ki "Dolu!" Diye ses gelmişti. Tanrım, ne oluyor?

"Ya cidden kızım çok safsın." Dediğinde onu boğmamak için kendime defalarca söz verdim. Bu iş bana gerekliydi, paraya ihtiyacım vardı ve beni keklemişti!

Tuna, "Mel, ne işin var lavobo'nun önünde?" dediğinde aslında şaşırmadım. Bunu sorması çok normaldı.

"Ben elimi yüzümü yıkamak için lavobo'ya gittim ya tatlım ondandır, hadi bir de odanı gezelim."

Sakince Tuna'nın odasına gittiğimizde ağzımdan küçük çaplı bir "Yuh." çıkmıştı. Burası odaysa benimki neydi? Şu an evin içinde bir ev vardı diyebilirim.

"Ağzını kapat, maşallah de nazar değecek odaya." Ya bu pislik herif beni sinir etmek için mi doğmuştu? "Yok canım, bence sende ağzını kapa. Eminim senin böyle bir odan yoktur. Odan bile olduğunu kestiremiyorum."

Birden bileğimi kavrayıp hızlıca merdiven kısmına götürdü ve birden hızlıca çıkmaya başladık. Ne yapıyordu bu siktiğimin kafası?

Bir odanın önünde durmuştuk. Hata burası çatı katıydı. Lanet olmasın! Beni burda öldürüp kimsenin haberi olmadan burdamı saklayacaktı!

Sakin bir ses tonuyla "İçeri gir." dedi. Benim bu şizofrence hayallerimden sonra giresim yoktu ne yalan söyliyim.

"Hayır girmiyorum, beni burda öldürmeyeceğin ne malum?" dedikten sonra aslında bunu içimden düşünmem gerektiğini hatırladım ama umrumda değildi çünkü niye olsun.

"Sence seni öldürüp ne yapacağım? Sadece çirkin bir kız yüzünden başımın tehlikeye girmesini istemem. Hoş zaten girmez, yeterince zenginiz ve bu işten istediğim şekilde çıkarım. Sadece zaman kaybı istemiyorum ve içeri gir."

Sanırım hiç tanımadığı birisi için yaptığı bu kadar açıklama beni iyice şaşırtmıştı ve, ve yuh!

"Kusura bakmada sen önce kendi tipine bir dön bak. Yemin ediyorum kasların olduğu kadar beynin olsaydı filozof olurdun!" Dedim ve sonradan lanet okudum kendime.

"Yani kaslı olduğumu kabul ediyorsun?"

Siktir! Ben ne diyecektim? Güzel, işte Melodiye göte getirme derslerine hoş geldiniz çünkü baya bi göte geldim.

Yüzümün kızardığını ve onu 32 kere bıçaklayıp üzerine kezzap döküp sonra gelinlik giydirip uçurumdan atmak istediğimi anlamasın diye kafamı eğip odanın kapısını açtım.

Oda tek kelimeyle mükemmeldi. En azından benimde böyle bir odam olsun isterdim. Kim istemezdi ki!

Siyah'a boyanmış duvarlar bir kenarda hep posterin bulunduğu kısım, yatağın'nın yanında ki konsol ve cdler bulunuyordu. Odasında televizyon bile vardı. Çatı katı olduğu için küçük bir pencere vardı ve önünde bir kaç tane büyük puf koltuklar duruyordu. Ee tabii kitaplık yerini unutmamak gerekirdi. Burası bir harikaydı.

Sonradan kafama dank ettiği ve jeton düştü. Bu sipastik kitapta mı okuyordu?

Hızlı bir adımla kitaplığın önüne doğru yaklaştım. Ne tür kitaplar okuduğunu acayıp merak ediyordum. Kitap okuduğunu öğrendikten sonra aşk kitabı da bulursam hiç şaşırmam!

"Sakar napıyorsun, kitaplarıma dokunmak için kimden izin aldın?" değince bir an gururum kırıldı. Sanki ben zorla onu burda tutuyordum. Aksine o beni burda zorla tutuyordu.

"Kusura bakmada, senin bu kadar öküz olabileceğini düşünmemiştim." dedikten sonra boş boş suratıma baktı.

"Kitap okuduğuma şaşırdın değilmi?"

"Belki biraz. Ama eşeğe altın semer takmışlar eşek yine eşektir."

Dedikten sonra içimden "Mc Mel'den atasözleriyle laf sokmalar." geçmedi değil. Inkar da etmiyorum fakat şaşırmıştım da çünkü atasözleri'nin genelikle taş çocuklara laf sokmak için var olduğunu bilmiyordum. Zaten öylede değildi. Biliyorum ruh halim 2 saniye de bir değişiyordu.

*

Bu bölüm az oldu gibi ama bölümleri az az, sık sık paylaşıyorum. Hepinizi çok seviyorum, görüşmek üzere!

sakar bayan  // ethan dolanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin