...gerçek hayatın bir anlığına unutulduğu beyaz sayfalar...
Ağustos 2013, BozcaadaMenemeni de sofranın ortasına yerleştirelim. Tabaklar da tamam. Çayları dökme vakti. Mutfağa ilerlemem ile Peyker Hanım'ın çay döktüğünü görmem bir oluyor.
«Ben yapardım Peyker Hanım.»
«Yok Zeynepciğim, elime yapışmıyor ya. Hem bana Peyker Hanım demezsen sevinirim. Kendimi çok resmi bir ortamdaymışım gibi hissediyorum, gelemiyorum ben öyle şeylere.» - gülüyor Peyker Hanım bunu söylerken.
«Tamam... O zaman hani siz pansiyonda kalan konuklara Hayaller Sakini diyorsunuz ya? Ben de size Hayaller Sultanı demek istiyorum eğer uygunsa.»
«Ah! Diyebilirsin tabi. Ama şu 'siz' demeyi de bırakırsan çok memnun kalacağım çocuğum.»
«Ya siz, ay pardon, sen böyle gülümsersin de ben seni hiç kırar mıyım Hayaller Sultanı?»
«Şimdi oldu işte yavrum.» - sırtımı okşuyor Hayaller Sultanı gülerek.
«Şu çayları da götürür müsün kahvaltı sofrasına Zeynepciğim? Şimdi iner aşağı Hayaller Sakinleri.»
Çayları kahvaltı sofrasına götürdükten sonra giriş katında bulunan mutfağa geri dönüyorum. O sırada merdivenlerden aşağı dün akşam ben geldikten sonra pansiyona giriş yapan aile iniyor. Küçük, dört yaşında bir kızları var, Melek.
«Günaydın efendim, kahvaltı hazır. Oturabilirsiniz. Eğer birşey lazım olursa biz mutfaktayız, seslenmeniz yeterli.»
«Günaydın Zeynep. Teşekkürler.»
«Zeynep ablaaa! Günaydııın!» - boynuma atlıyor Melek. Sabah sabah bu ne enerji çocuk? Ne kadar candan sarılıyorsun sen böyle.
Meleğe sarıldıktan sonra mutfağa girip Hayaller Sultanı'nın ikimiz için hazırladığı kahvaltı sofrasına oturuyorum.
«Gel kızım, biz de kahvaltımızı yapalım.»
«Tamam geldim.» - sandalyeye oturuyorum ve çayıma şeker atıyorum.
Hayaller Sultanı kahvaltı ederken ben de ona teşekkür etmem gerektiğini hatırlıyorum.
«Ya ben çok teşekkür ederim. Yani bu yaz hem pansiyonda sana yardım ederek para ödemeden konaklamamı ve aynı zaman da burada tatil yapmamı kabul ettiğin için. En büyük hayallerimden birisiydi Bozcaada'da yaz aylarında uzun süre kalmak.»
Hayaller Sultanı elimi sıvazlıyor.
«Ne teşekkürü kızım? Ben artık yaşlandım. Sen bana yardımcı olacaksın bu yaz işte ne güzel. Zevk işi benim için bu pansiyonu işletmek. Hem annen Leyla arayınca hiç onu kırmak olur muydu? Söyle bakalım, Leyla nasıl? Baban nasıl?»
«Olsun, yine de çok çok teşekkürler. İyiler. Her sene olduğu gibi nereye tatile gideceklerine karar veremiyorlardır büyük bir ihtimalle... 'Leylaaa bu sene de benim istediğim yere gidelim!' - ' Hayır Çetin, dağlara çıkmaktan hoşlanmadığımı biliyorsun.' diye. E annem yazar olduğu için bol bol zamanı oluyor, babacığım istediği zaman tatil yapamıyor, hastahaneye tatilde bile acil bir durum olunca çağırıyorlar biliyorsun. Ama annem yine de istediğini yaptırmakta bir numara. Garibim babam ya.» - ikimiz de gülüyoruz.
***
Kahvaltıdan sonra dışarı gezmeye ve en çok sevdiğim şeyi yapmak için, yani fotoğraf çekmek için, dışarı çıkıyorum. Şimdilik bir iş yokmuş dedi Hayaller Sultanı.
![](https://img.wattpad.com/cover/81735504-288-k470657.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BozcaadAşk
FanfictionHani böyle kitaplar vardır, tam sahil kenarında güneşlenirken okumak istersiniz. Ilık bir yaz esintisinin eşliğinde hayaller kurdururlar insana. Mutlu ederler, bir gülümseme yerleştirirler insanın yüzüne. İşte Bitter Çikolata Kıvırcık'ın ve Balkabağ...