Merhaba Hayaller Sakinleri :)
Sıcacık yaz rüzgarı tadında bir hikaye yazmaya çalıştım ben. Güzel bir yaz günü böyle gözlerimizi kapatırız, rüzgar ve güneş saçlarımızın arasında dans eder ve biz kendimizi çok mutlu hissederiz...
Geçenlerde multimedyadaki şarkı karşıma çıktığında aynı öyle hissettim. Aklıma hemen BozcaadAşk geldi. Sonra geçen hafta dinlerken en çok da bu bölüme yakışacağını fark ettim. İsteyen dinleyebilir :)
Bu bölümle birlikte hikayemiz bittiğinde ve siz son kelimeyi okuduktan sonra umarım dudaklarınızda yer bulan bir tebessüm eşliğinde hatırlarsınız bu hikayeyi. Hani güzel bir kitabı bitirdikten sonra kapağını kapatırken bir tebessüm oluşur ya bazen insanın dudaklarında... Öyle işte :)
581 sayfalık bir yolculuğun sonuna geldik. Benimle birlikte bu yolculuğa çıktığınız için her birinize çok teşekkür ederim.
Ve son defa...
Hayallerinizin bir gün gerçek olması dileği ile...
İyi okumalar 🎈
Bu arada, unutmadan: Sevdiğinizle birlikte bir gece yıldızları izlemeyi unutmayın :)
Hoşçakalın 🌠
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~
...yıldızlarımız bana gülümsüyor....
20.08.2056, Bozcaada
Hep olduğu gibi saat çalmadan uyanıyorum. Yaşlılık zor iş, uykular yok olup gidiyor, ne kadar yorgun olsak bile. Yatağın sol tarağında yatan Bitter Çikolata Kıvırcık'ıma bakıyorum. Bugün evlilik yıldönümümüz. Tam 40 yıl önce bugün 'Eveeet!' diye bağırdık ve bir daha birbirimizin yanından hiç ayrılmadık. Ne hastalıkta, ne sağlıkta.
Mışıl mışıl uyumasını izliyorum. Yıllar bizden saçlarımızın rengini, cildimizin gerginliğini, şevikliğimizi götürmüş olsa bile, ben ona her baktığımda ilk tanıştığımız günkü Bitter Çikolata Kıvırcık'ımı görüyorum. Hâlâ çok güzel, çok tatlı ve çok iyi. Yaşlılığın getirdiği huysuzluk da var tabii ama, ben galiba ondan daha huysuz oldum. Gülümseyerek ve yaşlılık lekelerinin cildimi süsleyen parmaklarla yavaşça kırışmış yanağını okşuyorum. Belli belirsiz gülümsüyor sanki. Saat daha çok erken olduğu için yavaşça yataktan kalkıyorum. Bir de tutulan bacaklarımın da bu yavaş kalkmamda payı büyük tabii. Neyse ki kemiklerim takır tukur ses çıkarmadan yavaşça giyiniyorum ve sabahki koşum için evden çıkıyorum. Yıllardır her sabah olduğu gibi anneannemin bize miras bıraktığı Hayaller Pansiyonu'ndan çıkıyorum ve Bozcaada sokaklarında hızlı yürüyüşüme başlıyorum. Hep olduğu gibi adım başı tanıdıklarla selamlaşıyorum.
«Günaydın Kerem Amca!»
«Günaydın evladım!» - hey gidi günler hey! Anneannemin bana 'evladım' dediği günler daha dünmüş gibi aklımda. O bu hayata veda edeli 30 sene oldu, ben yaşlandım ve 'evladım' demeye başladım, ama keşke o hayatta olsa da bana 'evladım' dese. O vefat ettikten ve Hayaller Pansiyonu'nu Zeynep'le bana miras bıraktıktan sonra ben iki sene boyunca buraya gelemedim. Denedim ama olmadı. Her seferinde pansiyona uğrayamadan dahi gözyaşları içinde adadan ayrıldım. O zamanlar kızımız Azra 9 yaşında, oğlumuz Arda ise 6 yaşındaydı ve onlar için büyükannelerini kaybetmek ve bunu kabullenmek zaten çok zordu. Bir de beni o halde görmek onları çok üzüyordu. Ayakta durmaya çalışan ve içinde kopan fırtınaları belli etmeyen kişi Zeynep'ti. Ona da bunu daha fazla yaşatmamak için ben canım Peyker Sultanı'mın ölümünü kabul edene kadar bir daha Bozcaada'ya ayak basmamaya karar verdim. Zaman geçti, hayatın acımasızlığını kabullenmeye başladım. Çünkü hayat gittikçe benden daha çok sevdiklerimi almaya başlayacaktı. Ya kabullenecektim hayatı, ya da kendimi ruhen bitirecektim. Sonunda kabullendim ve pansiyonu işletmeyi kabul eden annem ve babamın yanına gidip gelmeye başladık. İstanbul'daki mimarlık holdingimizi işletmek Zeynep'le bana kalmıştı. Yıllar geçti, çocuklar büyüdü, ben tek tek sevdiklerimi kaybetmeye devam ettim, onların yerine canım gibi sevdiğim torunlarımız eklendi ve şirketi canım kızımızla canım damatımıza devrettik. Deselerdi ki Küçük Adam bir gün damatın olacak, hayatta inanmazdım. Ama böyle sürprizler tam da hayatlık değil mi zaten? Ama Çınar da, Azra da mimar olmayı bir de evlenmeyi seçtikleri için şirketi işletmek onlara kaldı. Arda ise diğer dedesi gibi doktor olmayı seçti. Şirketi devredince Zeynep'le birlikte Bozcaada'ya taşındık. Hayaller Pansiyonu'nu işletmek artık bize kalmıştı. Anneannemin en güzel, en özel mirası...Böylelikle anneannemin hayaller defterine çizdiğim ilk hayalim gerçekleşmiş oldu; Bozcaada'da yaşamak...hem de en sevdiğimle birlikte. Sekiz yıl oldu buraya taşınalı, ve burası ömrüme ömür kattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/81735504-288-k470657.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BozcaadAşk
أدب الهواةHani böyle kitaplar vardır, tam sahil kenarında güneşlenirken okumak istersiniz. Ilık bir yaz esintisinin eşliğinde hayaller kurdururlar insana. Mutlu ederler, bir gülümseme yerleştirirler insanın yüzüne. İşte Bitter Çikolata Kıvırcık'ın ve Balkabağ...