-47.Bölüm-

278 25 92
                                    

Merhaba Hayaller Sakinleri :)

Evde oturup can sıkısından patlayanlar burada mı? Size yeni bölüm getirdim :)

Hayallerinizin bir gün gerçek olması dileği ile...

İyi okumalar 🎈

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

...aşk dolu...


İsteme merasimi hızla devam ediyor. Deniz ve Can'a sarıldıktan sonra sıra kızlara geliyor. İkisi birden boynuma atlıyorlar ve böylelikle ikisine birden sarılıyorum. Kızlardan ayrıldıktan sonra geriye bir tek Balkabağı kalıyor. Ona bakmamla onun da bana, diğer herkesin de bize baktığını görüyorum. Tek gözyaşı kurumuş. Gülümseyerek ona doğru yürüyorum ve aynı anda birbirimize sarılıyoruz. Şu anda en büyük ihtiyacımın, onun başını omzuma koyması olduğunu anlıyorum. Belimi saran güçlü kolları olduğunu anlıyorum. Boynumu ısıtan nefesi olduğunu anlıyorum. Kalbinin atışını hissetmem olduğunu anlıyorum. İstemeyerek geri çekilip sarılmamızı sona erdiriyorum. Ne de olsa daha söz yüzüğü takılacak.

«Eveeet, gelelim söz yüzüklerine.» - Ahmet bey söz yüzüklerinden bahsedince Yağmur ve Mine hazırlanan tepsiyi getiriyorlar.

«Çetin bey, isterseniz siz kurdeleyi kesin.»

«Ahmet bey, çok teşekkürler teklifiniz için, ama ben, eğer sizin için de uygunsa tabii ki, bu görevi Peyker teyzeye vermek istiyorum.»

«Tabii ki uygun. Buyrun valide hanım.» - Ahmet bey gülümseyerek anneannemi yanına gelmesi için buyur ediyor.

«Ah çocuklar. Mahçup ediyorsunuz beni.»

«Olur mu hiç Peyker teyze. Hadi, büyükleri, anneanneleri olarak gel sen kes bu çocukların söz yüzüğünü.» - babamın da buyur etmesiyle Hayaller Sultanı sonunda yanımıza geliyor.

«Küçük bir konuşma yapmam gerekiyor benim şimdi, değil mi?» - gülmeye başlıyor.

«Evet anne.»

«Ah be çocuklar, ben beceremem böyle şeyleri dedim ya.»

«Kalbinden ne geçiyorsa Peyker teyze.» - annem gülümsüyor.

«Öyleyse... Zeynep, Kerem, siz benim gibi bir yaşlı kadını bu kadar mutlu ettiniz ya, siz de ömür boyu mutlu olun!» - ikimiz de Hayaller Sultanı'nın bu tatlı mutluluğuna dayanamıyoruz ve onu ortamıza alıp sarılıyoruz.

«Anneannem, ne yaşlısı?»

«Kerem haklı anneanne.» - anneanne. İçimi ısıtan kelime. Bir diğer eksiğim de bir babaanne.

«Yok çocuklar yok. Yaşlanıyoruz işte. Zaman geçiyor. Ama olsun. Varsın yaşlanalım, uzun uzun yaşayalım.» - diyecek bir şey bulamıyoruz. Haklı çünkü. Sarılmayı bırakıyoruz.

«Hadi verin bakalım ellerinizi, sonsuza dek birleşsinler.» - ikimiz de parmaklarımızı uzatıyoruz. Hayaller Sultanı sağ elimizin yüzük parmaklarına yüzüğü geçiriyor. Yıldızlı yüzüğümün yanına bir de söz yüzüğü ekleniyor. Hayaller Sultanı tepsiden makası alıyor ve önce benim, sonra Kerem'in gözlerinin içine bakıyor. Kurdeleyi kesmesiyle bir tek ellerimiz sonsuzluğa dek birleşmiyor, kalplerimiz de bir oluyor. Bakışlarım Kerem'in bakışlarını buluyor. Ela yeşili gözler derin derin, aşkla bakıyorlar. Kalbim eriyor, gözlerim gözlerine kilitlenip kalıyor. Bizi kendimize getiren şey herkesin alkışlaması oluyor. Yalnız olmadığımızı o ân hatırlıyorum. Kerem de aynı durumda olacak ki, şaşkınca etrafına, sonra da kurdelesi kesilen parmağındaki yüzüğe bakıyor, sonra bakışları yine hemen beni buluyor. Parmağımızdaki yüzüklerimiz bizi birbirimize hatırlatıyor. Bak diyorlar, senin çok sevdiğin seni çok seviyor. Yalnız değilsin, yıldız ödevin o senin.

BozcaadAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin