Bölüm 2 öfke mantıkdinlemez
BİR AY ÖNCE
Gençkız, kurbanlık kuzu gibi bekliyordu.
Hanikurbanları, adakları öldürmeden evvel ilgilenirler, iyi beslerlerya Berfu da kendini tıpkı bir kurbanlık gibi görüyordu. Dahabirkaç saat evvel onun için kuyumculardan onlarca takı alınmış,koyu yeşil ipek bir elbise derhal hazır edilmiş ve genç kıziyice süslenmişti. Çocukluğunda babasının ona aldığı ilk vetek taş bebek gibi olmuştu giyip taktıklarıyla. Ayşe Yengesiöyle bir sürme çekmişti ki gözlerine, yeşil gözleri işaretfişeği gibi parlamıştı, öyle bir ruj kullanmıştı ki sankiiki kilo çileği tek başına yemiş gibi kıpkırmızıgörünüyordu. Hele o koku... Odası boşalır boşalmaz Berfu'nunilk işi kapı olmasa da pencereleri ardına kadar açmak olmuştu.Ardından da dudaklarındaki boyayı silmişti. Gözleri en az kokuve ruj kadar onu rahatsız etse de onlara ilişmedi genç kız. Berfuanlamazdı öyle şeylerden. Şimdi maazAllah çıkarayım derkensimsiyah ederdi tüm yüzünü.
Başucundakisaat yediyi gösterdiğinde halen daha bir başınaydı. Ne yapmasıgerektiğini bilmiyor ve yalnızca sessizliğin içinde bekliyordu.Onca kızın arasından onu seçmişler ise bunda kendisi için birhayır arıyordu. Sonuçta kimseye bir kötülüğü dokunmamıştışimdiye dek, annesinden başka. Hah! Bir de günahsızımdiyor ve hayıflanıyordu. Yetmez miydi işte anne katili olmak?Başına ne gelirse razı olmalıydı, bu onun cezasıydı belki de.Evet, evet. Öyle olmalıydı. Sonuçta eğer doğmak için fazlaacele etmeseydi, annesi hazırlıksız yakalanmayacak ve hastaneyeyetişebilecekti. Haddinden fazla kan kaybetmeyecekti. Ölmeyecektigencecik yaşında.
Nefesalabilmek için onun hayatını çalmak zorunda kalmayacaktı.
Amayapmıştı!
Annesininonu beslemesi yetmemiş, o kadıncağızın nefeslerine de gözkoymuştu.
Öldürmüştüonu.
Hemde henüz doğmamışken.
Tahtakapı gıcırdayarak açıldığında oturduğu yerden sıçrayıpkana bulanmış düşüncelerinden sıyrıldı ve gelenlere baktı.Bir tanesi tıpkı kendi gibi bir kurbandı. Tek bir farkla: ohayatının geri kalanını hasım belledikleri yerde o insanlarlageçirmeyecekti!
"Berfu!"
Genç kız uzun zamanönce ağlamayı bırakmasaydı şimdi koşup ağabeylerininomuzlarında hüngür hüngür ağlayabilirdi. Kaderinden, hayatındandert yakınabilir, onu kurtarmaları için dil dökebilirdi. Amayapmadı. Yapmayacaktı. Güçlüydü o. En azından iki ağabeyi vebabası için güçlü görünmek zorundaydı. Ailesi için bunuyapmalıydı.
"Geldilermi?" Berfu kendi sesini tanıyamadı ama şaşıracak enerjiside yoktu. Genç kızın hayat dolu cana yakın sesi tuzla buz olmuş,soğumuş, yabancılaşmıştı.
Cangiray'ıniçi, kız kardeşinin kabullenişiyle parçalanmıştı. Onunherkesten sakındığı meleğini şimdi kendi elleriyle Baturbanlaraverecek olmak feci koyuyordu. Kendi yaşayacakları umurunda değildi,sonuçta yaşı gelmişti evlenmek için. Hem kiminle evleneceğiniçok da umursamıyordu ama canı dediği meleği düşman topraklaragidiyordu. Bir ağabey olarak elinden hiçbir halt gelmemesikoyuyordu en çok da. Eğer Berfu'sunu, biricik kız kardeşinikoruyamayacaksa ne önemi vardı ağabey olmanın, bu sıfatıtaşımanın? Onu kanatlarının altına alıp kollayamayacaksa...
Melikbaşını sallayarak cevabını verdi. "Berfu-"
"Aşağıinin."
Berfuher geçen saniye ruhunu kaybediyor gibiydi. Beyaz teni gittikçesoluyor, yeşil gözleri ışıltısını kaybediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Yoktu... Beni alıkoyan ve hayatımı cehenneme çeviren adama gösterecek şefkatim, verecek bir kalbim yoktu. Olmayacaktı..." ISIRIK SERİSİ I. KİTABIDIR. BAŞLANIÇ TARİHİ: 15 ARALIK 2016 BİTİŞ TARİHİ: 29 TEMMUZ 2018 _______________ Bir Tör...