YANLIŞ 56 Ψ HESAPLAR

2.7K 178 123
                                    

Bölüm 56 hesaplar

Feri sönen gözlerini kaldırıp aynada onun yüzünü buldu.

"Biraz daha kısalt, Okyanus."

Okyanus, boğazında oluşan yumruyla güç bela başını sallayabildi. Titreyen elleriyle kendini ya da Berfu'yu yaralamaktan çekinerek az evvel uzun bir tutamını kestiği sarı bukleyi biraz daha kısalttı. Bu Berfu'nun ondan istediği dördüncü kısaltıştı. Onun altın iplikler gibi beline varan güzel saçlarını şimdi omuzlarına güç uzanacak kadar kesmesi sırma saçların günahına girmiş gibi hissetmesine sebep oluyordu. Berfu'nun akıtmaktan kuruttuğu gözleri yerine kendi ödemişti fayansa düşen her bir telin diyetini. Gözleri doldukça görüşü bulanıklaşmış ve iki parmağını kesmişti. Yine de Berfu sessizce durmuş ve yara bandı yapıştırmasını hemen ardından tekrar önüne oturmuştu.

En sonunda Berfu daha da kısaltmasını istemesin diye makası temizlemeden kılıfa koyup seti kaldırdığında düşüp bayılacak gibi hissediyordu. Ne yaşadığını ne olduğunu bilmeden bile içini yakmayı başarıyordu Berfu. Onun o temiz yüzü, saf davranışlarıyla, pencereden ittiği kızla bu aynı değildi. Dahası hüznü aurası olmuş dolaştığı yerlere siniyordu. Okyanus bile onu çok iyi tanımamasına, neler döndüğünü bilmemesine rağmen bu kadar kötü hissetmişse kim bilir, Berfu nelerle kıvranıyordu.

Ellerini yıkayıp yerinden yüzüne bolca su çarptı. Yerli yerinde oturmaya devam eden kızın yanına geri döndü. Omuzlarında asılı kalan saçları fırçayla süpürüp yere düşmesini sağladı. Sonrasında plastik eldivenleri giyip Berfu'nun istediği boyayı hazırlamaya başladı. Altın teller içini deşen acı kadar kırmızıya bulanmasa da kanlı bir sabahın ilk ışıklarıyla göze gelen turuncunun pas tadıyla kavrulan bir renge döndüğünde Berfu, en az Okyanus Kale kadar geçmişti kendinden.

Her geçen dakikayla rengi değişen saçları sonunda derisini kaşındıran boyadan kurtulduğunda artık bürünmekte zorlanmadığı o ifadesiz yüzün ardına saklanıp yeni saçlarının kurutulmasını ve tepesinde toplanan asi buklelerinin Okyanus'un becerikli ellerinin altında düzleşmesini izledi. Göz ucuyla işini bitiren kıza baktığında onun titreyen ellerini karnına bastırdığını gördüğünde yaşadıklarına rağmen biraz sonra yapacakları için hayata en alaycı kahkahasını gönderdi içinden.

Kalkıp Okyanus'un yanına gitti ve aralarındaki on santimetreyi geçen boy farkı nedeniyle başını biraz kaldırdı. Dudaklarının inadına rağmen onları biraz kıvırmayı başarıp sarıldı.

"Teşekkür ederim Okyanus."

"Etme."

Geri çekilip ellerini sıkı sıkı tutan kızın gözlerini gördüğünde anladı. Bunu nasıl yaptığını bilmiyordu, hani derlerdi ya acı acıyı tanırmış diye. Aynen öyle gördü Berfu onun bal rengi gözlerindeki acıyı. Kim bilir, belki Okyanus da tanımıştı onun yaralarını? Kalpten kalbe giden yolda hissetmişti belki. Belki dökemediği yaşlarından kıyıp kestiği saçlarından bilmişti.

"Kim sana kıydıysa önce onun canına oku. Bu bana vereceğin tek teşekkür olur."

Berfu bir şey diyemedi. Çünkü tecrübesiz ve genç de olsa biliyordu ki onu bu hale sürükleyen adama atacağı her darbe kendi canını misliyle acıtacaktı.

Ψ

Gülsüm, ikizleri giydirip çantalarını hazırlarken arada bir de başını çevirip büyük oğlu, Melih'i ile oynayıp sabırla sorduğu soruları çocuğun yaşına uygun cevaplar veren eltisine bakıyor ve tüm bu olanlara rağmen onun nasıl bir anne olacağını düşünüyordu. Sonuçta en başında kendisi de umutsuzdu evliliği hakkında. Melik kim ben kim deyip ikisinin de hayatını daha çok zorlaştırmadan minnoş minnoş bir kenarda oturuyordu. Ne zaman ki Melih'e hamile kaldığını öğrenmişti o zaman umut tohumu yüreğine düşmüş filizlenmeye başlamıştı.

ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin