YANLIŞ 14 Ψ İNANMAK YA DA İNANMAMAK! İŞTE TÜM MESELE BU

5.8K 262 169
                                    

Bölüm 14 inanmak yada inanmamak! işte tüm mesele bu

"Berfu'yuher nereye götürdüysen onu geri getir Kusay!" Kadınınaralarındaki eski arkadaşlıklarına güvenerek bu şekildekonuşmaya cüret ettiğini, dahası kamaralardan birinde şu anderin bir uykuda olan kızı ondan korumak istediğini biliyor dahasıbunu takdir de ediyordu. Ancak başta Thir Williams olmak üzereherkesin anlaması gereken önemli bir nokta vardı ki o da Kusay'ınbir 'cani' olmadığıydı. Eğer amacı gerçekten Berfu'ya zararvermek olsaydı Sancak onu ilk sakladığında kızın peşine düşer,gittiği bir sergide şans eseri değil planlı bir operasyonla karşıkarşıya getirirdi. Dahası, eğer gerçekten Berfu'nun zarargörmesini isteseydi onu Cihan'a karşı korumazdı.

"Zorlukçıkarma Thir, gönderdiğim adamlara Berfu'nun pasaportunu vekimliğini ver. Bir de küçük bir çanta hazırla."

"Ku-"

"Dediğimiyap!"

Telefondangelen hırslı soluklarla kadının sinirlerini zıplattığıtescillenirken genç kadın son kozunu oynadı. "Sancak buyaptığını biliyor mu?"

"Şantajınkarşısında korkmamı mı bekliyorsun? Söyle! Ancak öncedediklerimi yap ya da bırak, adamlarım verdiğim talimatla kendibildikleri şekilde işlerini görsünler. Bu yüzden ayakaltındançekil!"

Kusay,gergin geçen telefon konuşmasının ardından akşam yemeğininhazırlanması için talimat verdi. Bir diğer yandan da saatinikontrol etti. Genç kızın neredeyse on dört saattir kamarasındançıkmadığını görünce adımlarını merdivenlere yöneltti.

Kaldığıkamaranın kapısı çalındığında genç kız yeni yeni uyanıyor,kendine geliyordu. Regli döneminden dolayı kasıklarındaki ağrınınşiddetlenerek onu iki defa uyandırmış olmasını saymazsa oldukçarahat bir uyku çekmişti ki bu garipti. Kusay Sert'in çevresinde'rahat' uyuyabilmesi de garipti. Cihan Baturban, kendi peşindeolduğu halde rahat rahat uyuyabiliyor olması garipti. Hatırladıkçaiçini yakıp kavuran acıya karşın rahat olması... Garipti.

Busevimsiz gariplik hoşuna gitmiyordu.

Geçmiştetakılı kalmayı istemiyordu, lakin bir bataklık misali onu içineçekiyor ve Berfu buna bir dur diyemiyordu. Aklından söküpatamıyordu her nasıl kalbinden ailesine duyduğu sevgi ve özlemiçıkaramıyorsa. Acıtıyordu. Hatırlamak acı veriyor ancak bunubile bile düşündüğünden canı yanıyordu. Belli ki bundandı.Aylar sonra ilk kez düşünmemişti Berfu. Tıpkı çocukluğunda,en büyük derdi Cangiray'ın oyunlarda sırf o kazansın diyeyaptığı hilelerin olduğu o tasasız zamanlarındaki gibidüşünmemişti. Bu savunmasız hissettirse de iyi geldiğiyadsınamazdı.

Gözlerikamaranın penceresinden alacalı gök yüzüne baktığında kaşlarıçatıldı. En son kalktığında da hava bu şekilde değil miydi?Bir gün boyunca uyumuş muydu? Yoksa yarım gün müydü? Galibazaman kavramı ölmüştü ölmesine ancak halen daha yorgun veuykulu hissediyordu. Sanki kafasını yastığa geri bıraksa...

Usulcaaçılan kapı dikkatini çekti. Uyku semesi haliyle kaşlarınıçatıp gelene baktığında bunun gereksiz bir davranış olduğunualgıladı. Bu adamdan başka kim gelirdi ki zaten yanına?

Mahmurbakan gözleri genç adamın koyu renk gözleriyle kesiştiğindeKusay'ın tedirgin ve biraz da mahcup bir ifadeyle kendisinebaktığını gördü. "Üzgünüm," dedi adam. Sesisahiden de öyle hissediyormuş gibi çıkıyordu. "Kapıyıçalmıştım." diye açıklama yaptığında Berfu gözleriniovuşturdu, bu haliyle küçük bir kıza benzediğinden bihaber. Amadurun! O zaten küçük bir kızdı. Henüz on dokuz yaşında,hayatını bile yaşayamamışken çok şey yaşayan bir kaderkurbanı.

Başınısalladı. "Ayılmaya çalışıyorum." diye mırıldansa dasesi adama ulaşmadı. Bu esnada Kusay içeriye girip kapıyıardından kapadı. "Nasıl hissediyorsun?"

ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin