ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)

YANLIŞ 18 Ψ BEAUTÉ-1

Bölüm18 Beauté-1

Elindekialtın renkli son model cihazı evirip çevirdi. Neredeyse eliyleaynı boyutta olan telefona bakıp kaşlarını çattı. Genç kızanlamıyordu! Genç adamın neden onun için bu kadar masrafa, saçmasapan kaçma kovalama olaylarına girip zamanını ve parasınıçarçur ettiğini anlamıyordu. Ailesiyle karşı karşıya kalmayıneden göze aldığı koskoca bir soru işaretiydi zihninde.Babasıyla tartışacak kadar değer taşıdığını sanmıyordu.Tıpkı Cihan Baturban ile sorunu varken neden kendini aylar öncekaçırdığını anlamadığı gibi.

Gücükadınlara yetiyordu, doğru. Ancak aynı zamanda Baturbanlara dayettiğini yol boyunca Taylan ve Kusay'ın aralarında geçenkonuşmadan anlamıştı. O halde neden? Zihni uçsuz bucaksız birsoru tarlasından farksızdı.

Cihazınkenarındaki güç tuşuna basıp açılmasını beklerken telefonukoltuğa bırakıp ayaklandı. Cam olan dış cepheye ilerlerken sonaermekte olan gün ışığından ötürü sitenin ışıklandırılmasıaçılmış ve birkaç yüz metre ötesindeki Mogan Gölü'nünsilueti böylece kendini belli etmeye başlamıştı. Telefonunaçıldığına dair ses boş odada yayılırken genç kızınzihnine adamın yattaki hali geldi, küçük kalbi sıcacık oldu.Kusay Sert'in kendi karşısında afallayıp bocalaması... Hoşunagitmişti. Hoşuna mı gitmişti? Saçlarındanbirkaç ton koyu olan kaşlarını çatarak başını salladı. Okendine 'adam' diyen insan müsveddesinin ona gösterdiği tümkibarlığını sonuna dek hak etmişti bir kere! Ona hiçbir zararıdokunmamışken Kusay her bulduğu fırsatta hayatına nükleer bombagibi düşüyordu! Institut de France içinkaçırdığı referans bulma şansı Berfu'nun aklına yeni yenidüşerken deniz mavisi gözleri hayal kırıklığıyla kocamanoldu, dudakları aralandı. Omuzları düşerken güçsüzleşenbacaklarını koltuğa sürüdü. Başını yumuşak mindere koyupbacaklarını kendine çekerek onlara sarıldı.

Tümsessizliğiyle karanlığa gömüleli çok olmamıştı ki daireningüvenlik şifresinin doğru girildiğine dair öten beep sesiniduyuldu. Kız istifini bozmadı. Yaklaşan adım seslerinden birdençok kişinin geldiğini sonucuna vardı. Nitekim haklıydı da. Biranda ışıklar açıldığında karanlığa alışan gözlerikamaşmıştı. Birkaç saniye alışmaları için gözlerini kıstı,ovaladı. Karşısında duran üç korumayı gördüğünde gözlerinikıstı. Bu adamlar şu ana kadar onlara eşlik edenlerden değildilerve onlara benzemiyorlardı da. Kusay'ın -Taylan'ın ve Sancak'ın-etrafındaki adamlar baştan aşağı siyah takımlar içerisindeortalıkta dolaşırken bu adamlar siyah yerine koyu laciverttakımlar içerisindeydiler. Ayrıca yakalarına iliştirilen küçükparlak metal amblemler de cabasıydı. Aynı arma olduğuna kanaatgetirse de net seçemedi. Tek bildiği gelenlerin bir şekildetanıdığı üç adamın emirleri altında olmadıklarıydı.

"BerfuKadife." dedi ortadaki adam, ismini teyit etmekten çok birselamlama havası vardı söyleyişinde. Bunu anlamasına rağmen"Evet, benim." dedi kız. Sessizlik onu huzursuz ediyordu.

"Bizimlegelmeniz söylendi." dediğinde çatılmaya alışan kaşlarındanbiri kalktı. "Söylendi? Kim verdi bu emri? Tahmin edeyim..."dedi alaycılığından ödün vermezken. "Kusay Sert?"

Azönceki adam -üçünün arasında ortada duruyordu, duruşundakiöz güven grubun sözcülüğünü üstlenmesi ve bir miktar dahagelişmiş bir vücuda sahip oluşu onun daha üst rütbeli olduğunudüşündürttü- başını sağa sola salladı. "BuğraBey'in emri ile sizi Sert Malikanesi'ne götürmemizgerekiyor, Berfu Hanım. Lütfen zorluk çıkarmayın." Berfuhemen yanındaki telefonu eline alırken kaşları hala aynıkonumdaydı. "Buğra Bey kim?" diye sordu.

"Mihmanlarınbaşı, Kusay Bey'in babası, Berfu Hanım."

Alaydanşaşkınlığa hızlı geçiş yapan duyguları yüzüne olduğugibi yansırken neredeyse kendi tükürüğünde boğulacaktı.Kusay'ın daha sabah St Peter Port'ta babasının araması üzerineverdiği tepkiyi hatırladığında baştan aşağı korkuylatitredi, bunu karşısındaki adamların fark etmemesini umdu. Kendioğlu bile korkup paniklemişken Berfu'nun o adamın karşısındahiç şansı yoktu. Yine de duygularını belli edecek değildi.Ayağa kalkıp asil tavırlarla üstünü -halen daha aynı kargokapriyle tişörtü giyiyordu- düzeltti. "Kusay'ın haberivar mı bundan?" Hoş, adamın babası istiyorsa Kusay Sert neyapabilirdi ki? Hem elinde olsa bile kendisi için bir şey yaparmıydı? Genç kızın hiç ümidi yoktu. Hızla başını sallayaraksorusu cevaplanmamışken hızlıca konuştu. "Gidelim."