Multi-media: Ceyl'an Ertem & Can Güngör - Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun
Hüsnü Arkan - Öyle Bir Rüya
Bölüm 39 shot
Gecenin kör karanlığında anlaşmış gibi eş zamanlı ağlamaya başlayan ikizleriyle irkilerek uyanan kadın, nasıl olduysa sokula sarıla yattığı kocasının yaz güneşi kadar sıcak olan bedeninden uzaklaşıp yataktan kalkacaktı ki bileğinde hissettiği el ile durmak zorunda kaldı. Melik, onun yüzüne dudaklarını hafifçe bastırıp yataktan çıkarken Gülsüm hem öpücüğün hem de onun yaptığı bu jestin ve aynı zamanda sıyrılmak zorunda kaldığı uykusunun sersemliğini yaşıyordu. Melik Kadife'nin değişmeyen bir özelliğini daha görmek güzeldi.
"Acıkmışlar mı?" Melik ikizleri kollarına alıp yatağa oturduğunda Gülsüm de hemen bebeklerine uzandı. "Altları da kokmuyor. Acıkmış olmalılar, sütüm onlar için yetersiz." Melik, kollarındaki Alptuğ bebeğe şefkatle baktı, ardından Gülsüm'ün yüzünü tek avucuna alıp parmaklarıyla okşadı. "Birlikteyiz yavrum, elbet bir hal çaresini buluruz."
Gülsüm, kucağındaki bebeğini pışpışlarken ayaklandı. Sertuğ'u yatağa, Melik'in yanına bıraktı sonra da sabahlığına uzandı. "Ben mama hazırlayıp geliyorum."
"Emzirsen?"
Gülsüm çoktan kapıya varmıştı. "Daha kaç saat oldu ki, ben onlara yetmiyorum işte."
Melik, giden karısının ardından içindeki pişmanlığı ve bebekleriyle baş başa kaldı. Başka yolu mu yoktu g*t herif! diye söylendi kendi kendine. Kadınını, çocuklarını perişan etmeyecek başka yol mu yoktu?
Ne yapıyordu? Şu an kendine öfkelenmesi değil, kadınına destek çıkması gerekirdi. Gerektiği kadar yanında olamıyordu, bir de öfkesine yenilip onları hepten kaybedemezdi. Genç adam kendiyle verdiği hesaplaşmayı bebeklerini susturup karısı gelene dek sürdürürken Gülsüm elinde iki biberonla odaya döndü. Yüzündeki afallama görülmeye değerdi. "Uyudular mı?"
"Hayır, sessizce annemizi beklemeye karar verdik."
Gülsüm kaşlarını kaldırıp hala karnı aç olan bebeklerinin sessiz duruşuna olan şaşkınlığını sürdürürken sabahlığını çıkarıp biberonlarla yatağa tırmandı. Melik'in yaptığı gibi sırtını yatak başlığına dayadıktan sonra bebeklerden birini kollarına alıp biberonlardan birini Melik'e verdi.
Karınları doyar doğmaz uykuya geri dalan bebekleri beşiklerine geri yatırdıktan sonra Melik bir anlık çekingenlikte duraksadı. Kolunu uzatıp Gülsüm'ün beline doladı ve onu kendine çekti. Gülsüm, huzurla baktığı bebeklerinden gözlerini almazken onu saran kocasına sokuldu. Bir elini onun çıplak göğsüne koyarken diğeriyle o da Melik'in belini sardı. Çift, mışıl mışıl uyuyan bebeklerini izlerken Melik özlemini çektiği kokuyu derin derin soludu: biricik karısının her şeye bedel olan kokusunu! Çıplak göğsünde hissettiği yaşlarla kadının belindeki elini sıklaştırdı, başının üstüne küçük öpücükler bıraktı. "Gülsüm'üm... Shh..."
"Ben onları çok seviyorum!"
Melik derin bir soluk aldı. "Biliyorum. Sen harika bir annesin."
Gülsüm, hafifçe onu ittirerek başını kaldırıp kocasının yüzüne baktı. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Yani, sahiden de iyi bir anne olduğumu mu?"
Melik, onun bu güvensiz sorusuyla gülümseyip yüzünü öptü. "Sen harika bir annesin. Muhteşem bir eşsin. Olağan üstü bir kadınsın ve muazzam bir insansın."
"Peki," Uzun zamandır aklında olan ama bir türlü sormak için fırsat bulamadığı şeyi sordu. "Ben doğumdan çıkamasay-"
"Gülsüm." Melik'in sesi sert ve uyarıcıydı. "Bu nereden çıktı gece gece, Allah aşkına!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)
Ficção Adolescente"Yoktu... Beni alıkoyan ve hayatımı cehenneme çeviren adama gösterecek şefkatim, verecek bir kalbim yoktu. Olmayacaktı..." ISIRIK SERİSİ I. KİTABIDIR. BAŞLANIÇ TARİHİ: 15 ARALIK 2016 BİTİŞ TARİHİ: 29 TEMMUZ 2018 _______________ Bir Tör...