Bölüm 34 kalbi kırık kadınlar-2
Kapalı otoparka girmeden evvel camdan gördüğü binayı tek bir kelimeyle açıklayabilirdi: Devasa!
Sabah trafiğinde ve Kusay Sert'in hoş sohbetiyle geçen uzun yolculuğun ardından neden geldiklerini bilmediği bu devasa binanın kime ait olduğu ve neden geldikleri merak ettiği iki husustu. Güvenlik kontrol noktasında duran aracın hemen ardından kendisi için açılan kapıdan çıkarken bedeni halen daha bir önceki gecenin artçı sarsıntılarının etkisindeydi. Dışarıdan güçlü görünmek için verdiği çabanın kendi bedenini harap ettiğinin bilincinde değildi; oysa şimdiden nemlenen avuçları ve sırtından aşağı inen soğuk terler bunun bariz belirtilerindendi. Bir de yok saymayı adet haline getirdiği ufak göz kararmaları.
Bulundukları bina en az dışı kadar görkemliydi. Öyle ki Kusay'ın yanında yürürken etrafını inceleme fırsatı bulduğu kadarıyla hiçbir masraftan kaçılmamış ancak hiçbir fazlalık da taşımayan içyapı görenleri kendine has büyüsüyle efsunluyordu. Berfu da bir istisna değildi.
Kendileri için tutulduğunu düşündüğü asansöre ulaşıp etraflarını çevreleyen koruma grubunu geride bıraktılar, cam kabinde baş başa kaldıklarında uzun bir aranın sonunda ilk defa ağzını açtı. "Burası neresi?"
Kusay'ın cevabı tatmin edici değildi. "Mihmanlar Holding."
"Yani?" Bu isim bir yerden çağrışım yapmış olsa da ona bir şey ifade etmemişti.
"Aile şirketimiz."
"Neden geldik?"
Kusay, ona göz ucuyla bakıp kısa bir cevapla geçiştirdi. "Az sonra öğrenirsin."
Adamdaki gerginliğin farkındaydı. Kusay'ın bu hali otoparka girdikleri an itibariyle başlamış ve asansör kabininin çıktığı her bir katta misliyle artarak katlanmıştı. Sorunun bir yerde dünkü olay olduğunu düşünüyordu ki haksız değildi. Bu durum, sakinleşmeye başladığında Berfu'nun da aklına takılmıştı. Kesin rakamları bilmese de Kusay'ın bahçeye ve bina içine adam yerleştirdiğini biliyordu. Ayrıca sitenin giriş çıkışlarını da izletiyordu. Kapıda bekleyen adamlar da cabasıydı. Böyle bir durumda hırsız girmiş olma olasılığı bile çok çok düşüktü, kaldı ki Berfu adamların hırsız olmadığına kalıbını basardı.
Asansör en üst katta durduğunda her zaman olduğu gibi Kusay ona geçmesi için yol vermiş hemen ardından kabinden çıkarak ona gidecekleri yere yönlendirmişti.
Katın devasalığı, burnuna gelen hoş koku ve nispeten daha sakin oluşunun ayrımına vararak ilerlerken elini uzattı ve Kusay'ın kolunu tutup onu duraksattı. Kusay, yüzüne ne olduğunu sormak için döndüğünde ondan önce davrandı. "Bu ne kokusu? Tanıdık ama çıkaramadım."
Kusay'ın dudakları, dikkati ufak bir koku sızıntısıyla bile dağılan kızın dikkatiyle kıvrılırken yürümeye devam etti. "Sandal ağacı."
"Güzelmiş." Berfu'nun kendi seçimine karşı olan beğenisini duyduğunda gülüş genişledi. "Güzeldir."
Kusay, babasının odasının önünde durduğunda saat dokuza geliyordu. Genç adam her zamanki gibi dakikti. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde sabah erken saatte arayıp gelmesini rica ettiği annesinin babasıyla karşılıklı olarak oturur halde bulduğunda rahatladı. Oysa Berfu onun tam aksi bir hale bürünmüştü. Genç kız karşısında gördüğü insanlarla sabahın bu saatinde neden karşı karşıya geldiğini merak ediyordu. Bir yerde sıkılmıştı; bu tanımadığı etmediği insanların hayatına müdahale etme haklarını kendilerinde görüyor olmaları can sıkıcıydı. Diğer yanda ise bir şekilde vefa borcu hissediyordu. Her ne kadar Kusay onu düğününden kaçırmış olsa da sonrasında ona dokunan yararlarını hiçe sayamazdı. Bu kaçırılma durumunu aştığını fark etmesiyle irkildi. Hatta şu anda bu insanların yanında olması ona ailesinin yanında olamadığı kadar huzur ve rahatlık da vermişti ki bu damarlarında kan yerine buzlu su dolaşıyormuş hissi verdiğinde bir kez daha irkildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)
Genç Kurgu"Yoktu... Beni alıkoyan ve hayatımı cehenneme çeviren adama gösterecek şefkatim, verecek bir kalbim yoktu. Olmayacaktı..." ISIRIK SERİSİ I. KİTABIDIR. BAŞLANIÇ TARİHİ: 15 ARALIK 2016 BİTİŞ TARİHİ: 29 TEMMUZ 2018 _______________ Bir Tör...