YANLIŞ 4 Ψ BÜYÜK UMUTLAR GRAY

8.5K 312 60
                                    

Bölüm 4 büyükumutlar Gray

MelikKadife korunaktı, barınaktı, sığınaktı. Baba nasıl ki çınarağacı gibi aileye gölge tutar, korur, kanatları altında alırdı;büyük ağabeyi Melik de oydu Berfu'nun nazarında. Gölgesindeserinlediği çınar, tufandan kaçtığında sığındığı liman,tipiden dert yandığında barındığı güvenli yuvaydı. Birkardeş, bir ağabeyden öte babaydı, canandı, candı.

Yaygınbir inanış der ki, bir kızın ilk aşkı babasıdır.Kahramanı, koruyucusu, kurtarıcısı...

BerfuKadife'ninki ağabeyi Melik idi. Hep öyle olmuş eğer Allah izinverir de ömrü yeterse de öyle olmaya devam edecekti.

Yaşındanbüyük adamdı Melik. Oğluna iyi bir babaysa şayet -ki öyleolmadığını hiçbir Allah kulu inkar edemezdi- bunda Berfu'nunkatkısı yadsınamazdı. Gerek aralarındaki yaş farkı gerek tekkız kardeşi oluşu gerekse Berfu'nun bir peri kızı gibi naif vezarif bir şekilde salınışı, davranışları Melik Kadife'yiküçük yaşlarından beridir kızı korumaya itmişti. Sonuç iseher ağabey kardeşe nasip olmayan yüce bir bağlılık olmuştu.

Cangirayise eğlenceydi, hayattı, kalbini hissettirendi. Melik o nasıl herdüştüğünde kanayan dizlerini silip öpüyor ise Cangiray da onudüşmesine sebep olacak oyunlara, kalbini çarptıran küçükheyecanlara yönelten içindeki küçük şeytanın fitilini ateşeveren kıvılcımıydı. İçindeki fırlamayı besleyen,muzurluklarıyla eğlenen, kabahatlarini üstlenen hayat enerjisiydi.

Tavlaatmayı, ıslık çalmayı, silah tutmayı hep Cangiray öğretmiştiona. Berfu belli bir yaşa ulaşana dek onu bir 'melek' gibi görüpnaif davranan adamla aynı kişiydi karşısındaki kim olursa olsunona hakkını savunmak için başkaldırmasını öğreten.Gözlerinden korkuyu silen, asi ruhunu kırbaçlayandı.

Melik,yatıştırıcı sakin duru bir göl gibiydi.

Cangiray,tüm gümbürtüsüyle akan bir çağlayan.

Veikisi de sağı solu belli olmayan, hem hayat verip hem can alandenize bağlanıyordu.

Nevar ki insan yapımı haddini bilmez bir baraj duvarı aralarınagirmiş ayrılmaz denen et ile tırnağı birbirinden ayırmıştı.O cüret sahibi densiz ise Kusay Sert deniyordu.

Düzenliolarak her hafta yalnızca yarım saat onu kontrol eden Thir,yalnızca bir defa söylemişti hayatını zehir eden adamın adını.Çok lazım değildi de insanoğlu değil miydi, bilmek isterdihasmının adını. Keza Berfu bir istisna değildi. Bir azize hiçdeğildi, sineye çeksin! Hiçbir suçu günahı olmadığı haldeonu yaka paça düğün konvoyundan kaçırarak adına lekegetirmişti. Ailesinin, hele hele canı ciğeri ağabeylerininyüzlerini yere eğmişti! Üstelik tek yaptığı günlerdir, hattahaftalardır bu dağ başında kuş uçmaz kervan geçmez yerdepineklemek ve sıkılmak iken. Berfu, kendine yapılanları bir yerekadar görmezden gelebilirdi. İçindeki kısrağı dizginleyippençelerini saklayabilirdi. Lakin ailesine bulaşılmaya görsün,cehennem zebanisine dönüşmesini de bilirdi.

Thir-Allah o kadından razı olsundu!- getirdiğinden beri kaçıncıdefa okuduğunu saymadığı Charles Dickens'ın Büyük Umutlaradlı klasiğini yarı uzanır yarı oturur durduğu koltuğunkolçağına, başının hemen kenarına bırakıp ellerini karnınüstünde birleştirdi. Kitabı her okuyuşunda yeni bir parçasıdikkatini çekiyor, kendini başkarakter Pip'in yerine koyarken herseferinde de Bayan Havisham'a öfkelenmekten kendini alamıyordu.Kadının hastalıklı düşünceleri, suçu olmayan zavallı birgencin duygularıyla oynamasını hazmedemiyordu. Bunu yaparken dekendi arzuları doğrultusunda yetiştirdiği evlatlık kızıEstella'yı acımasızca kullanması tahammül sınırları dışındakalıyordu.

ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin