Bölüm 68 dosttan öte
Tara, duyduğu tıkırtılarla uyku mahmurluğunun da etkisiyle gözlerini yarım aralayıp ellerini uzatarak yatağın diğer tarafını kontrol etti. "Cangiray, sen yeni mi geliyorsun?" Yattığı yerden doğrulup başucundaki gece lambalarını açtığında kocasının dağılan üstünü başını gördü.
"Hihh! Cangiray, ne oldu sana?"
Ağabeyi ile birlikte akşam evden çıkan kocasının ardından tek başına kaldığı yuvasında gece vakti yapabileceği her türlü temizliği yapıp diziyi seyretmişti. Gözkapaklarının haklı isyanıyla tam uyumaya karar vermişti ki kocası doğan günle bir eve dönüyordu. Hem de ne halde! Tara ne yapacağını bilemez bir halde Cangiray'ı banyoya kovalarken aklındaki her türlü felaket senaryosunu diline döktüğünden bihaberdi. Klozetin kapağına oturttuğu kocasının ceketiyle kravatını alıp kenara bıraktı. Adamın koyu renk gömleğinden yarası var mı yok mu anlayamazken düğmeleri koparırcasına açıp onu da çıkarıp attı.
"Kadın, bir dur! Kendine gel! Bir şeyim yok benim."
Cangiray, Tara'yı tutup dizlerine oturttu ve yüzüne bakmasını sağladı. "Kavgaya mı giriştin? Biri önünü mü kesti? Bu saate kadar nerelerdeydin sen? Öldüm öldüm dirildim burada! Sen evli bir adamsın, aklını başına devşir! Öyle kafana estiği gibi, sabaha karşı falan eve dönemezsin." Kadının çenesini hafif bir tutuşla sabitleyip dudaklarını öptüğünde Tara, on yedisindeki taze gibi kızarıp bozardı. Bunu aç gözlerle izleyen Cangiray gülümseyerek dudağındaki yarığın biraz daha açılıp kanamasına sebep oldu. Birisinin onun için endişelenmiş olması hoşuna gitmişti. "Benim için endişelendin mi? Kocanı merak etmen normaldir tabii."
Tara'nın kahve gözleri fal taşı gibi açılırken ayaklanmaya yeltendi. "Ne münasebet! Sen sorularımı cevapla hele."
"Eh be kızım! Madem merak ettin, arasaydın ya."
Tara işaret parmağını kocasının şah damarına batıra batıra onu uyardı. "Lafı dolandırma Kadife! Seni affettim diye-"
"Beni af mı ettin?"
Tara, tekrar hüsranla sonuçlanan ayaklanma girişiminde bulundu. Cangiray'ın ses tonundaki şaşkınlığın benzerini taşıyan koca, kahve gözlerine bakmaktan çekinerek konuştu. "Öyle olmadı mı? Sen o kadını getirdin, ortada öyle bir sözleşme falan olmadığı ona da gitmediğin ortaya çıktı. Daha ne olsun?" Cangiray onaylamaz mırıltılar çıkarırken iki parmağına genç kızın bir tutam saçını doladı ve parmaklarına sardı. "Ben bunlar için uğraşmadım ki be yıldız gözlü. Şu kahrolası ellerimin, tutulası dilimin sana ettikleri için hak etmeden yediğin hakaretler için çabaladım. Sözleşme ortaya bir şekilde çıkardı ama benim sana yaptıklarım... Seni bir zindandan çıkarıp daha beter, daha kara bir zindana mahkum kılmak başında zebanin olmak..."
Tara, neredeyse çeyrek asırlık hayatında ilk defa birinin ona karşı olan yanlışından dolayı böylesine katıksız bir acı çektiğini görüyordu. Kalbi sıcacık olurken elini saçlarını tutan parmakların üstüne koydu. "Ben bu saçlarına nasıl kıydım? Sana nasıl kıydım, inan bilmiyorum. Öfkeme sığınamam. Acıma sığınamam. Kayıplarıma yükleyemem bunun diyetini."
"Bana değer veren ilk kişi sensin." diye itiraf etti Tara da. "Kimse bana vurduğu için bu kadar kıvranmamış kendini bağışlatmaya çalışmamıştı daha evvel. Sen bu kadar samimi davranırken ben nasıl olur da taş kesilirim?"
"Çaresizlikten bu-"
"Evet, çaresizim. Bu evi bıraktığım an çalacak bir tek kapım bile yok. Ama senin bana vadettiğin bir gelecek ve aile var. Ben bu şansı ikimize de zehretmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Yoktu... Beni alıkoyan ve hayatımı cehenneme çeviren adama gösterecek şefkatim, verecek bir kalbim yoktu. Olmayacaktı..." ISIRIK SERİSİ I. KİTABIDIR. BAŞLANIÇ TARİHİ: 15 ARALIK 2016 BİTİŞ TARİHİ: 29 TEMMUZ 2018 _______________ Bir Tör...