YANLIŞ 62 Ψ HER SÜKÛT BİR GİZ TAŞIR

1.9K 136 144
                                    

Bölüm 62 her sükût bir giz taşır

Kahve bardağına iki paket şeker ekledikten sonra bardağı kapamadan kenardaki sleevelerden alıp karton kutuya geçirdi ve kenardaki peçetelerden bir tane aldı. Üniversite öğrencileriyle dolu masaları yorgun gözleriyle tararken verandada ısıtıcılardan birinin altındaki boş iki kişilik masayı gördü. Tembel adımlarla sandalyeyi çekip oturdu, boş midesine sıcacık kahveyi gönderdi. Ağzına yayılan aşina tat bile yaşadıklarının yarattığı saframsı etkisini çekip alamadı. Gözlerini ovuşturup telefonundan saatine baktı.

Yokluğunun fark edilmemesi imkansızdı ama şu an üstünde Mihmanların önceliğinin kendisi olmadığının verdiği bir rahatlık vardı. Yapacaklarını iyice tasarlamadan önce rahatlamalı ve sakin kalmalıydı. Bu son şansı olabilirdi zira yıllar sonra ortaya sürpriz kızıyla çıkan Tayfun Kurşun'un sorgusu bittiğinde karşısına çıkacağı aile bildiği insanlar olacağından çok daha öfkeli, çok daha tahammülsüz olacaktı ki bu da onun şanssızlığıydı. İhanet, ailelerindeki hiçkimsenin kabul edemeyeceği tek büyük kusurdu.

Gittikçe kalabalıklaşan caddeye bakarken kahvesinden birkaç yudum daha aldı. Daha birkaç dakika evvel sakin olup rahatlamaktan bahsederken yapacakları zihninde toplanıp Kusay'ı huzursuzlaştırmaya başlamıştı bile. Rotası ana hatlarıyla belli olmuş detaylar üstünde düşünmeye başlamışken karşısındaki sandalye sertçe çekildi. Kusay, caddede dolaşan bakışlarını karşısına oturan kadına çevirdi. "Bonjour!"

"Patronum olmasan sana ne yapacağımı biliyorsun, değil mi?"

Kahvesini içmeye devam etti. Thir'i görmesi boğazında bir şeylerin takılmasına yol açarken kadının mercan gözlerinin kafasını bedeninden ayırmak istediğini görebiliyordu. "Ama öyleyim, Thir... O nasıl?" Thir Williams, kısa ama bakımlı tırnaklarını masaya vurarak ritim tuttu. "Neden soruyorsun? Lale kadar değeri olmadığı için mi gelip kendin görmedin?" Kadının sesindeki kesif suçlayıcı tavır onun Berfu'ya olan bağlılığındandı. Öyle ki başka koşullar altında bunu takdir bile edebilirdi!

Genç adam onun gibi dirseklerini masaya yaslayıp öne eğildi. Thir gibi tetikte değil aksine oldukça rahattı. "Senin insan olduğunu sadece üç insan kanıtlıyor, farkındasın." Thir'in sessizliğiyle devam etti. "Fırat'ın ve... Taylan'ın dışında sadece onun için paralı bir askerden daha fazlası gibi davranıyorsun."

"Zaaflarımı mı sınıyorsun, patron?"

"Hayır. Hayır, aksine senin desteğini istiyorum. Berfu'nun hayatını nasıl yokuşa koştuğuma sen şahitsin. Onunkinin yanında başka başka hayatların da yok olmasını istemiyorum. Sana her şeyi en başından anlatacağım ama önce sözünü almam gerek, Thir. Bana bu işte yardım edecek ve Mihmanlar başta hiç kimseye bu iş bitene dek bundan bahsetmeyeceksin. Hiç kimseye!"

Thir, şüpheci gözlerini kıstı. Kusay'ın beden dili onun dürüst olduğunu apaçık gösteriyordu. Yıllardır Mihmanlar için çalışıyordu ve ilk defa Kusay Sert bir sorumluluğun altına tek başına girmekten bahsediyordu. İlk defa kaçıp ortalığı temizlemeyi başkasına bırakmıyor, kalıp en ön safta savaşmak için yer alıyordu. Zorlamayla ve vicdanla değil, Thir bunu görüyordu. Ona inanmak salak gibi hissettirse de karşısında gördüğü amansız bir aşıktı. Bahaneyle onu başından savamaz ya da sırtını dönüp gidemezdi bu saatten sonra. Birinin gözlerine yansıyan aşkını gördükten sonra yapamazdı bunu. Vaktinde bir kere aşka sırtını dönüp ardına bakmadan koşup gitmişken bunu ikileyemezdi. Kalbi, bir ihaneti daha taşıyamayacak kadar yorgun düşmüştü ve hasarlıydı. "Önce seni dinleyeceğim Kusay, sonrasına sonra bakarız." dese de ikisinin de Thir'in dinlemeye tenezzül edişinin Kusay'ın iş ortaklığını kabulünün ilk adımı olduğunu bilirdi.

ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin