YANLIŞ 51 Ψ RUHA ATILAN KESİKLER

2.6K 169 76
                                    

Herkese merhabalar! ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| kurgumun yaklaşık 70%'i bitti. Kalan bölümler de bir aya kadar biter diye düşünüyorum. Bölüm düzenlemeleri şu an için yapabiliyorum ama yeni bölüm yazmam içinde bulunduğum koşullar arasında mümkün görünmüyor. Bu yüzden size bir alternatif sunmak istiyorum.

YANLIŞ bittikten sonra eski kurgulardan BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ: PENÇE ya da TUTSAK sizlerle olabilir. Tabii siz de isterseniz hazır olan bir iki bölümüyle ISIRIK SERİSİ ||EMANET|| de ufak bir girişle sizlerle buluşabilir ki kendileri Okyanus Kale & Sancak Dağlı'nın hikayesi olur. Karar sizin.

Düşüncelerinizi bu pasaja yorum olarak veya panomdaki postun altına bekliyorum.

İyi okumalar!


Bölüm 51 ruha atılan kesikler

Hissettiği mide bulantısıyla araladı gözlerini. Kas ağrıları hareketlerini kısıtlasa da güç bela kıvrılıp yattığı yerde doğruldu. İki yanında tutup destek aldığı güçsüz kollarının aciz titreyişine baktı bir an, midesindeki çalkalanmayı unutmuş görünüyordu. Kilo kaybediyordu. Sadece kilo da değil, içinde umuda inanca dair olan her şey parmaklarının arasından kayıp onu terk ediyordu. Güzel, iyi, hayata dair ne varsa her şey kaçışıyordu dört bir yana ve o tıkılmak zorunda kaldığı karanlık mahzeninde yine bir başına kalıyordu.

Bacaklarını tembel hareketlerle yataktan aşağı sallandırdı. Çıplak ayakları parke zeminle buluştuğunda kollarındaki titreme tüm bedenini ele geçirdi. Tüm bedeni acıyla kasılırken tuzağa düşürülmüş yaralı bir hayvan gibi inim inim inlediğini duymuyordu. Artık hissetmeyi bıraktığını düşündüğü duygularla kıvrandığında yüzünü tutan, kavrayan sıcak avuçlara bıraktı başını. Yanaklarını okşayan tatlı, sıcak parmaklarla teselli oldu. Ardından burnuna bir şey çarptı. Gerçeği bir kırbaç misali sırtına çarpan o kokuyu, o güven verici sıcaklığı gördü. İhtiyacı olandan çok daha fazla uyuması üzerine şişen gözleri kocaman açıldı, göz bebekleri irileşirken o karaltılar karşısındaki sefil adamın suretiyle doldu. Kendinden geri kalan her şeyde - şayet bir parça bir şeyler hala duruyorsa - izi olan erkeğe irkilerek bakarken ona karşı duyduğu hissizlikle korkuyu hiç çekinmeden yüzüne çarptı. Onun karşısında yüzünün acıyla kasılması, umurunda değildi. Her geçen gün kendisiyle birlikte onun da bitip tükeniyor oluşu umurunda değildi. Ağzından çıkacak olan tek bir sözcüğe bile muhtaç halde yalnızca dudaklarından çıkacak en ufak bir kelama hasret oluşu umurunda değildi.

En sonunda onun yine konuşmayacağını, inadından dönmeyeceğini anladığında kalkıp gitmesini dinledi. Başını çevirip göz ucuyla bile bakmadı bir zamanlar akıntısına kapılıp bir delilik kendini kaybedip gittiği erkeğe. Odanın kapısının yavaşça kapandığını duyduğunda çıplak zemine basmamaya dikkat ederek ayağını kilimin üzerine bıraktı ve yataktan kalktı. Bir şeyler yemeliydi. Boş midesine bir şeyler sokmalıydı ki daha yoksul bir hale düşüp bu kalpsiz canavara minnet edemesindi. Yerlere serilen kilimlere basmaya özen göstererek ufak banyoya girdi. Kapıdaki kilidi iki kere çevirip üstündeki polar eşofman takımını çıkarıp kuru ve temiz bir yere bıraktı. Ardından iç çamaşırlarını da çıkardı ve küçük banyodaki musluğu çevirerek hemen altındaki kovaya suyun dolmasını bekledi, izledi. Aklının ufak bir kısmı bu halde banyoya girmesinin olası kötü sonuçları hakkında endişelenirken o gereksiz kısmı çabucak susturdu. Feri sönen gözleri bariz bir şekilde kenarda duran aynaya takıldı.

Aslında güzel gözlerini, ruhunu kaybeden bakışlarını oraya çeken aynanın önündeki tezgahta duran ıslak jilet ve tıraş fırçasıydı. Akan suyun sesi kulaklarına bir ninni misali dolarken adımlarını oraya yönlendirdi. Halen daha titrek parmaklarını uzatarak beyaz mermerin üstündeki ıslak jileti eline aldığında kulakları kapıdaki gürültüleri duyamayacak kadar elindeki sivri yüzeye odaklanmıştı. Tıraş bıçağını kavrayan elinin aksine diğerini bir an bile çekinmeden parlak metal yüzeye yaklaştırdı. Göründüğü kadar keskin olup olmadığını, o anlık gelen bir merakla test etmek istedi. Beyaz ten, sivri yüzeyle ilk buluştuğu anda Berfu, çoktan dolan ve taşmaya başlayan kovadan düşen suların seslerini bile duyamazken menteşelerinden sökülüp düşen kapının çıkardığı gürültüyle ve hayvani bir kükreyişle böğüren adamın sesiyle sıçradı. Teni kesildi. Beyazlık kana bulandı.

ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin