ISIRIK SERİSİ ||YANLIŞ|| (TAMAMLANDI)

YANLIŞ 11 Ψ BEN SANA MECBURUM

Bölüm 11 ben sanamecburum

Senkardeşini hiç tanıyamamışsın. Benim altı yılda tanıdığımkızı sen on dokuz yılda tanıyamamışsın. Körleşmişsin sen!Gururun gözünü kör etmiş. Sevdiğim adamı öldürmüşsün dehaberin olmamış!

Sevdiğimadamı öldürmüşsün de haberin olmamış!

Sevdiğimadamı...

Sevdiğim!

Gülsüm,içindekileri hırsla kusarken ağzından çıkanların farkınavardığında iki eliyle birden ağzını kapadı. Nasıldiyebilmişti? Onu sevmeyen, merhamet etmeye kocasına nasıl aşkınıitiraf edebilmişti? Melik'in yanında bulunmasının tek sebebikarnındaki ve yan odadaki çocuklar iken nasıl yapabilmişti? Buadam onu çocuk sahibi olmak için bir araçtan başka bir şeyolarak görmezken, sevmezken, saygı duymaz hor görürken... Dahasıaz kalsın kendisinin ve bebeklerinin sebebi olacakken... Kendicanından olana saygı, muhabbet göstermeyen adamın yüzüne karşıneler demişti?

"Gülsüm!Gülsüm, yüzüme bak!"

Kadınyaşadığı küçük çaplı şoktan irkilerek sıyrıldığındaellerinin kocası olacak adam tarafından esir alındığını gördüilk. Endişe ve pişmanlık benliğinde öyle bir yer edinmişti kiMelik'in ona aşkla bakan parlak mavilerinin yenilenen ışıltısınıgörmedi. Titreyen ellerini hızlıca kendine çektiğindeysekocasının çatılan kaşlarını fark etti. Melik, yatakta birazdaha ona yaklaştı. Kucağındaki örgüyü alıp kenara bıraktıardından da ellerini tekrar kavrayıp kadını, karnına dikkatedecek şekilde, kendine çekti.

Şaşkınlıklakoca koca olmuş yeşil gözleri görmekten ziyade yalnızca bakarkendudaklarında hissettiği baskıyla gözlerinin daha dabüyüyebileceğini fark etmesi zaman almadı. Kocası onu ilk defaöpmüyordu, ama ilk defa böyle öpüyordu. Gülsüm, yaşadığışoka rağmen farkı anlamıştı. Dudaklarını kavrayan adamfarklıydı. Dudaklarını aralaması için baskı yapan, dilidudaklarında dolaşan ve onları ıslatan adam kocası olamazdı.Dediklerinden sonra böyle bir tepki vermezdi en azından. MelikKadife'den bahsediyorduk! O böyle biri değildi. Bir aşık...

Gülsüm,hormonlarının ve içindeki tutkulu kadının azizliğine uğrayarakellerini kavrayan ellere sıkı sıkı tutundu. Teslimiyetle yüklübir iniltiyle dudaklarını araladığında kendinden geçecekgibiydi. Son zamanlardakilerin aksine daha tatlı, baştan çıkarıcıve kıvrandırıcı bir sızı kasıklarında peyda olurken ağzınıistila eden sıcak dil ile baştan aşağı titredi. Damağında,dişlerinde dolanan ıslak yumuşaklığı dişleriyle kavradığındaaklından ne geçtiği gayet belli olsa da kocasının çıkardığıses ile ne yaptığını sorgulayıp çabucak geri çekildi.

Melik'inboşluğundan faydalanıp ellerini de zorba kocasından kurtardıktansonra koca karnına inat çabucak yataktan kalktı. Odadan çıkmak,kocası olacak o hergeleden uzaklaşmak için kapıya son süratilerlerken önüne duvar gibi dikilen adamın sert gövdesineçarparak durdu. Sesli bir şekilde yutkundu. Melik'in onu düşmektenson anda kurtardığını ise kollarındaki ellerin varlığıyla geçalgıladı. Neredeyse iki metre olan devasa boyutlardaki kocasınınancak göğüs kafesine başı yetişirken çenesindeki elinyönlendirmesiyle başını kaldırdı. Gördüğü Melik Kadife'ningözleri değil az evvel öptüğü dudaklarıydı.

"İçiniboşalttın." dedi Melik başını eğerken. "Eteğindekileridöktün." Dudaklarının kıvrılmasıyla baş belasıkocasının kabaran egosunu gördü. "Şimdi sıra bende."

İnkar.Evet, inkar. Zaten ortalama bir Türk kadınının kurduğu her oncümlenin dokuzu inkar değil miydi? Gülsüm pekala da ortalamabiriydi. "Ne eteği? Ne taşı? Çekilsene be adam, mutfağaineceğim!"