#45# Saldırı

18 1 0
                                    

Medyada Uzel ve Deniz. Ama tam tersi. Dmfmmx diyeceksiniz ki ne alaka amk okuyunca anlarsınız.

Hastaneden ayrılmış artık Uzeller'de kalıyordum. Kedimi veterinere bırakmıştık. Uzellerin salonunda oturuyordum. O kadar çok canım sıkılıyordu ki sayı saymaya başlamıştım. Arada sırada Mine Teyze'yle muhabbet ediyorduk.
"Varmı istediğin bir şey oğlum?"

"Yok teşekkür ederim. Zaten yeterince yük oluyorum size. "

Yanıma gelip saçlarımı düzeltmişti.
"Yok olurmu öyle şey canım? Sen de benim oğlumsun. "

Yüzümde utanç gülümsemesi vardı. Sıkıldığımı anlamış olmalıki benimle konuşacak muhabbet açtı.

"Ee anlat bakalım kızımla ne zaman tanıştınız?"

Bu soru daha çok utanmama sebep olmuştu.

"İşte kafede tanışmıştık. Arkadaşlarla oturuyorduk dikkatimi çekmişti. Bir kaç kez bakıştık sonra öyle öyle işte. Zaten çok hızlı oldu. Ben bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim."

"Ama yakışıklısın. Çok fazla kızın kalbini yakmışsındır."
Şakasına söylediğinin farkındaydım. 

"Ama Uzel benimkini çaldı."

Mine teyze gülümseyip söze başladı

"Sen birde onu görecektin. İlk gün bana seni anlattı. Anne dedi çok tatlı bir çocuk var yakışıklı, samimi, beni dinleyen galiba aşık oldum dedi. Ben ilk başta inanmadım. Diğerleri gibi geçici filan zannettim ama ilk geldiğimizde ki hastanedeydin ve baya bir ciddi olduğunuzu o anda öğrendim."

Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Utanmıştım.
"Sizleri ilk kez gördüğümde çok korkmuştum. Bir anda sevdiğim kızın ailesi karşımdaydı. Hemde karşınızda uyuyordum. Çok utanç verici."

"Yok be çok tatlı uyuyordun. O gün Orkun ile Vural'la çok sinirlenmiştim. Seni sıkıştırdılar diye."

"Yok olur öyle şeyler. Geçti bitti."

"Saate bak kaç oldu hala uyuyorlar. Ben bir uyandırayım şunları."

Yaklaşık üç saatin sonunda okul bitmişti. Aşağı yukarı on beş dakika sonra Uzel'in gelmesi gerekiyordu ama gelmesi gereken saatten bir saat daha geç gelmişti. Kapı açıldığında Uzel hızlıca içeri girdi. Kafamı ona çevirip onu bekledim. İçerden ağlama sesleri geliyordu.

"Hoşgeldin Uzel. Gelsene içeri."

Kafasını duvardan çıkarttığında saçlarının ıslak olduğunu gördüm ve yüzünde çizik vardı.

"Noldu Uzel?"

"Y yok bir şeyim."

"Nasıl yok bir şeyin? Ne yaptılar sana!?"

Yanıma doğru gelirken benden çekinmişti. Onu süzdüğümde kilotlu çorabının diz kısımları kanlanmış ve yırtılmıştı. Üstelik gömleği de kan ve ıslak haldeydi. Yüzünde sanki bıçak kesiği gibi bir çizik vardı.

"Kim yaptı bunu?"

"Hiç kimse yapmadı. Düştüm. "

"UZEL BANA YALAN SÖYLEME! KİM YAPTI DEDİM SANA?"

Uzel ağlayarak odasına gitmişti. Bağırmamı duyan Orkun ve Vural abi yanıma gelmişti.

"Ne bağırıyon lan Uzel'e?"

"Bağırılcak bir şey varda bağırıyoruz dimi!?"

Mine Teyze'nin elindeki kolonya ve pamuğu gördüklerinde bana hak vermişlerdi. Onlar da Uzel'e soruyorlardı ama cevap vermiyordu Uzel.

Sahte YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin