#48# +18

63 1 3
                                    

8 yıl sonra
Sabah kalktığımda Uzel'i yanımda bulmuştum. Yüzünden ve derin uykusundan dolayı akşam çok geç geldiği anlaşılıyordu.
Telefonumu alıp Çağatay'ı aradım.

"Alo Çağatay, bugün ki programım nedir?"

"Deniz Bey bugün spora gidip oradan  şirkete uğrayıp küçük işlerinizi halledecektiniz."

"Küçük işlerimi sen halledersin. Bugün ofise gelmiycem. "

"Siz nasıl isterseniz Deniz Bey."

"Senin kızla randevun nasıl geçti?"

"Bilemiyorum Deniz Bey, sanki tipimden dolayı olmayacak gibi."

"Endişelenme Çağatay. Bir gün sen de benim kadar şanslı olursun."

Yatak odama gidip altıma gri eşortmanımı üzerine siyah v yaka tişörtümü ve altımla uyumlu hırka giyindim. Çıkmadan önce Uzel'i öpüp uyandırdım.
"Aşkım ben spora gidiyorum."
Uyku sersemliğiyle kafasını kaldırıp bana baktı.
"Saat kaç?"

"Saat dokuz buçuk. On iki buçuk gibi eve gelirim."

"Tamamm."

Arabama binip spor salonuna sürdüm. Kapıda magazin habercileri vardı. Aynaya bakıp dışarı çıktım.
"Denizhan Bey. Denizhan Bey. Uzel Hanım ile ilişkiniz nasıl gidiyor?"

"Sorunsuz bir şekilde devam ediyor."

"Aldığımız söylentilere göre boşanma davası açmışsınız."

"Yok öyle bir şey. Her duyduğunuza inanmayın. "

"Aldığımız haberlere göre Uzel Hanım ile birlikte çocukluktan beri berabermişsiniz?"

"Evet. Hatırladığıma göre lise ikide falandık. O benim çocukluk aşkım. Hâlâ da devam ediyor."

"Peki bu kadar uzun ve canlı nasıl tutuyorsunuz ilişkinizi?"

"Bakın sadece seversiniz bu iş olmaz. Gerektiği zaman onun en yakın arkadaşı, gerektiği zaman prensiplerinizi ayaklar altına alacak kadar yürekli olmalısınız. Bu kadar soru yeterli iyi günler arkadaşlar."

Bir kaç saat sonra terden sırılsıklam olmuş bir şekilde arabama hızlıca ilerledim. Yarım saat sonra evime ulaşmıştım. Hızlıca yatak odama girip duşu açtım. Uzel hâlâ uyuyordu. Terli bir şekilde ona sarıldım. Bunu yapmamdan nefret ediyordu ama onu kızdırmak çok hoşuma gidiyordu.

"Aşkım kaçta geldin?"

Uykulu bir şekilde
"Dört buçuk."

Bana dönüp sarılırken koklamış olmalı ki yüzünü ekşiterek
"Iıııy Deniz, iğrençsin. Git duş al."

Kahkaha atarak ondan ayrıldım ve duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra aynada kendime baktım. Vücudum eskisi gibi cılız değil, yapılı ve güçlüydü. Tıpkı şimdiki Deniz gibi.

Şimdiki Deniz, eski Deniz'e göre duygusal durumları daha kolay bir şekilde aşabiliyordu ve çok daha güçlüydü.

Saçlarımı kurutup banyodan çıktım. Giyinmek için dolaba gidiyordum ki telefonum çaldı. Telefonla daha rahat konuşmak için aşağı kata inmiştim. Arayan Kemal Amca'ydı

"Efendim baba?"

"Nasılsınız oğlum iyi misiniz? Uzun süredir sizinle görüşemiyoruz."

"İyiyiz baba işte iş güç. Anca bugün dinleniyoruz. Sizler nasılsınız?"

"Napalım işte. Bugün bize gelsenize. Hem yemek yeriz. Aile yemeği?"

"Bilmem olur herhalde. Uzel'in bir programı yok galiba."

Sahte YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin