Üykül gerisin geri kamp yerine döndüğünde atların ve tabii ki Ritka'nın etrafını sarmış bir devriye mangası gördü: koruma küresinin içerisine giremiyorlardı. Ritka da meditasyonuna devam ediyordu. Bu sırada askerlerin bir tanesi –Üykül bunun büyücü olduğunu düşünüyordu- güç küresini kendince çeşitli şekillerde test ediyordu. İki tanesi buna korumalık ederken on iki tanesi de içeriyi ve etrafı güvene almışlardı. Üykül yürüyüş hızını değiştirmeden yürümeye devam ediyordu. Bu esnada dikkatini çekmeyen bir asker kılıcını Üykül'ün ensesine bastırdı:
"dikkat et ufaklık bu orman tehlikelere gebedir"
"neyse ki sizin gibi zayıfları koruyacak askerler var efendim"
"kimsiniz nerden geliyorsunuz nereye gidiyorsunuz ve amacınız ne?"
"ben Üykül, Rumzer beyliği savaş okulundan arkadaşım Ritka ile beraber Eredin savaş okuluna gidiyoruz. Babamın eski bir arkadaşı olan Üstad Dema ile görüşebilmek adına Oykan şehrine gidiyoruz."
"öyleyse elinde izin belgen vardır"
"buyrun efendim" elindeki izni askere uzatırken ufak bir büyü ile belgenin üzerine Ritka'nın adını yazmayı da ihmal etmemişti tabi.
Asker bir müddet Üykül'ün verdiği belgeyi inceledikten sonra önce Üykül'e sonra da Ritka'ya bakıp konuştu:
"ikinizden de güç namına bir şey görmüyorum ama ikinizin de Eredin'e nasıl kabul edildiğinizi gayet merak ediyorum. İkinizde de güç yokken bu duvarı kimin inşa ettiğini de ayrıca merak ediyorum"
"belki duymuşsunuzdur efendim, Rumzer beyliğinde yeni bir eğitim var 'alcham' benim yeteneğim bu; arkadaşım Ritka ise savaş konusunda benden daha etkin: kendisi arinn veya şeknamek olabilir. Koruma kalkanı ise ormanda karşılaştığımız bir hayvanın Ritka'ya hediyesi olabilir. Eski kitaplardan aklımda kaldığı ve Ritka'nın bana anlattığı kadarıyla 'kucma' olması muhtemel olan bir hayvan. Bu yüzden de kürenin –sizin tabirinizle duvarın- içinde sadece Ritka var. Atların da neden içinde olduğunu ben de kestirebilmiş değilim."
Asker biraz durdu sadece, o sırada Üykül'ün söylediklerini düşündüğü belliydi ama oturmayan şeyler vardı: bahsedilen kucma'yı avlayabilmek için birçok avcı ormana gelmişti ama hiçbirisi kucmaya yaklaşmayı bile başarmamıştı. Bunu herkes hayvanın büyülü olmasına bağlıyordu: görülmesi ise yaygın olmamakla beraber rastlanılan bir durumdu. Alcham eğitimlerini de duymuştu ama bu eğitimlerden gecen birisinin Eredin'e kabul edilebilecek düzeyde olabileceği hiç mantıklı gelmiyordu zira eğitimler yeni kabul edilebilecek kadar gösterilmişti. Diğer mevzular ise Üykül denen çocuğun nereden geldiği; Ritka'nın meditasyonunun neden bu kadar uzun sürdüğü ve atların neden koruma duvarının arkasında olduğu konularıydı.
"peki sen neden bu kadar uzaklaştın, etrafta devriye attığımızda seni neden göremedik?"
"etrafta alcham için kullanabileceğim materyaller olup olmadığını aramak için uzaklaştım, kullandığımız malzemeler cok nadir olabiliyor ve ben cok zengin değilim efendim –"
"yağız atın zengin olduğunuzu söylüyor ama?"
"beyliğimizin hediyesi efendim: şimdi bile serbest bıraksanız Rumzer beyliğine giderler, her neyse malzeme arıyordum: kıymetli bir şey bulamadım, hoş kıymetsiz bir şey de bulamadım..."
"gücün olmadan bu ormanda gezmekten korkmadığına göre ya bu alchamda çok başarılısın ya da intihar etmek istiyosun: hangisi?"
"size elimdeki malzemelerden birisini on altın karşılığında satabilirim efendim, tabi ki gösteriden memnun kalırsanız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ejderha günceleri
Fantasybildigin bütün dünyaları unut, bu dünya başka; burada herşey bambaşka...