Sevgili günlük,
Buraya ne zaman geldik veya ne kadar zamandır buradayız en ufak bir fikrim yok artık. Bunun olası bir tek sebebi var o da gece veya gündüz olduğunun belli olmaması. Etrafımızdaki yüzlerce metre uzunluktaki ağaçların güneşi engellediğini söylemek isterdim ama maalesef sadece bu değil, bir de gökyüzünü sürekli kapatan bulutlar var. Sanki buraya daha önce hiç bahar ya da yaz gelmemiş gibi etrafta karlar birikmiş. Bu da yetmezmiş gibi bir de neredeyse dinmeyen kar yağışı buna ek olarak bir de kar fırtınası ve tipi var. Bir de sanırım buradaki kar benim bildiklerimden nispeten daha farklı: gece olduğunda ay yokken zifiri karanlık olması gereken ortam hiç de öyle değil. Tabi bu benim umursadığım bir şey değil ve lakin arkadaşlarım için aynısını söylemem de çok mümkün degil. Zira bu uyku denen illet nasıl bir şeyse mahrumiyet durumunda gerilimlere sebep olabiliyor. Bunu anlayabilmek için neden uyumadıklarını sorduğumdaysa daha ilginç bir cevap aldım: net olarak gece olmadığında, daha doğrusu gece gündüz kavramlarını net olarak anlayamadıklarında uyuyamıyorlarmış. Tabi böyle olunca da dinlenemiyorlarmış da… Neyse ki öyle bir derdim yok.
Bharkdad adlı yaratığı göndereli sanırım bir hafta ya da daha fazla oldu. Ve bharkdad aklıma ne zaman gelse kimin verdiğinden emin olmadığım dövmelerime şükrediyorum. O dövme olmamış olsaydı şu anda muhtemelen Bharkdad adlı ‘akıl bozanının’ (ona bu ismi verdim) oyunlarına muhtemelen tav olacaktık ve sonuç olarak da karışmış akıllarımızla ya ona köle olacaktık ya da birbirimizi gebertecektik. Gerçi olan yine de Niran’a oldu: bazı şeylerin kişinin kendi dünyasında, kendi ruh aleminde aşması gereken şeyler olduğuna hala inanabilmiş değil maalesef. Şu anda sadece inanmış görünüyor o kadar. Hala bize karşı bir kırgınlığı var, bana karşı kırgınlığı ise özellikle devam ediyor. Onu savunmasız bıraktığım için beni suçluyor, bu da içimi parçalıyor… her neyse ne diyorduk…
Bharkdad bir akıl bozandı ve bizlerin, özellikle de Niranın düşüncelerini bize karşı çevirmeye çalıştı ama elde ettiğimiz tek şey Niranın kendisini geliştirmiş olduğu gerçeği. Artık elimizde bir druid sahibesi yok: sahibeliği tam anlamıyla yaşayan birisi var. Tabi bu başka konu, burada karşılaştığımız son Khduch maalesef ki Bharkdad değildi, o buradakilerden sadece bir tanesiydi ve gördüğüm kadarıyla Khudchlar kendi aralarında farklı özelliklere sahip sosyal bireyler. Bazılarından bilgi alabildik – bu arada değinmeden geçmemekte fayda var: Bharkdad’ı iki kişi öldürebilmişti ama bu tamamen adamın gafil avlanmasındandı, Khudchlar, en azından buradakiler, sahiplerle aşık atabilecek kadar güçlüler- ve aldığımız bilgilere göre Antrlar ve Khuchlar birbirlerini gayet iyi tanıyorlar. Hatta beraber savaşlara girmişler ve birbirleriyle savaşmışlar daha da önemlisi bir birleriyle EVLENMİŞLER. İkinci kuşaktan Antrlar ve Khudchlar bu yüzden bir birleri ile akraba ama aralarındaki rekabet nedense hiç bitmemiş.
Benim anladığım kadarıyla bu ikinci nesil, yani Antr Khudch kırması olan Khudclar, kara druidlerin en başarılı örnekleri olabiliyorlar. Zira karşılaştıklarımızdan bir tanesi bulduğu ölü mahlukları veya öldürdüğü çeşitli mahlukları kara rünler aracılığı ile diriltebilmişti.
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ejderha günceleri
Fantasybildigin bütün dünyaları unut, bu dünya başka; burada herşey bambaşka...