SAVAŞ

184 15 6
                                    

Karşılarında ilk kez bir antr gören diğer grup üyleleri bu durumdan çok da muzdarip gibi görünmüyorlardı. Akej, Ritka'ya yaptığı gibi diğerlerinin gücünü de geçici olarak kısıtlamamıştı zira kendisi her ne kadar bir antr olsa da başka bir antrın gücünü kısıtlayabilmek gibi bir yeteneği yoktu. Üykül mağaraya girdikten sonra diğerlerinin bir hükmü yoktu ne de olsa: öldürmek gibi bir niyetleri varsa bunu Üykül, elindeki kılıcıyla çok rahat bir biçimde yapabilirdi,

"ee peki şimdi ne yapacağız?"

"bu sorudan kastın antr olmayı nasıl öğreneceğinse hiçbir fikrim yok zira bizler antr olarak doğduk ve yaşadık - yaşıyoruz. Bu öğrenilen bir şey degil: bilge olmak, sahip olmak, sahiplerin sahibi olmak ve nihayetinde elçi olmak gibi kendini yetiştire -"

"yine hiçliğin ortasındayız desene-"

"mesele sadece bu da degil Üykül... Nasıl anlatayım sana... Mesela bizim en güçlülerimizden -ki saraya gittiğin zaman mutlaka karşına çıkacaktır, Rukwousus bir kayadan doğdu; en bilgemiz ve en yaşlımız olan Thelepsh ise volkandan dogdu. Ya da yeğenimiz mesela -tam olarak yeğen de denemez ama olsun, bir antr ve bir Khudch'un oglu Choun: eriyik demirle beslenerek büyüdü. Ve sen bir antr'ın güçlerine sahipsin yani bir antrsın ama sıradan iki insanın yavrususun ve -"

"yavrusu?"

"beslenmen yaşayışın her şeyin gayet olağan şekilde gerçekleşti. Her neyse mevzumuz bu değil. Şimdi senin öncelikle beni serbest bırakman lazım" dedi Akej ellerindeki zincirleri göstererek. Üykül'ün yüzünde anlık bir tererddüt ifadesi oluşmuş olsa da bu ifadeyi yüzünden silerek 'ne gerekiyor' diye sorumuştu,

"asıl soruları kaçırmak sizin için olağan bir şey mi anlamadım ama neyse: bir şekilde kopartman gerekiyor -"

"senin kopartamadığın şeyi ben nasıl kopartabilirim ki?"

"özür dilerim yanlış söyledim birlikte kopartmamız la -" genç elindeki kılıcı tüm gücüyle zincire savurmuştu bile, Akej'in bundan anladığı tek şey Üykül'ün ortak iş yapmayı sevmiyor oluşuydu. Elinde antr-aspy denen kılıç varken de bir antrla ortak olarak iş yapması pek de muhtemel değildi zaten,

"aslına bakarsan aklımda bir çok soru var: senin kim olduğun gibi -kim derken Akej olduğunu anladık zaten, neden antr-ash'ta değilsin de burada mahkumsun bunların en basiti. Zor olana gelecek olursak bize neden ihtiyaç duydun?" akej bu son soruyu beklememişti ama anlatmaktan başka bir çaresi de var gibi görünmüyordu, zira Üykül sadece sol elindeki zincirleri kopartmıştı yani istese de gençlere mukavemet edemeyecekti. Öyle bir niyeti zaten yoktu bu yüzden de anlatmaya başlamıştı,

"binlerce yıl önce ilk kez antrlar yer yüzünde yürümeye başladıkları zaman yer ve gök henüz yaratılmıştı ve onların gençlik zamanlarında ırmaklar ve dağlar yerlerine yeni yerleşmiştir. Uçsuz bucaksız bu dünya da kendilerinden başka henüz kimseye rastlamamışken, kendi ektiklerini biçerler ve biçtikleriyle beslenerek irfana ulaşmayı gözetirlerdi. Avları bol otlakları geniş besileri çok fazlaydı. Yıllar bu şekilde tek düzelikle devam ederken Apsyny'a yani buraya ilk önce khudchlar geldi zira başlarına belalar gelmekteydi. Antrlar ilk kez kendileri haricinde birilerine rastladıkları için gayet mutlu olmuşlardı ve onlara arazilerinde ve tohumlarından ikram ettiler, besilerinden ihsan ettiler.

Khudchlar kendi yaşadıkları yerlerde bir takım ilim ve irfana hatta enerji ve kudrete sahip olsalar bile bu kudret onların düşmanları üzerine galip gelmelerine hiçbir zaman yetememişti. Zira düşmanları çok geçmeden khudchların izini bulmuş ve Apsyny'nın güzelliklerine göz dikmişlerdi bile. Bilmedikleri şeyse Antrların öğretileri ile Khudchların gerçek potansiyeline ulaşmış oldukları olmuştu. Önceki düşmanlar antrlara göre gayet basit düşmanlardı: kucmalar; mumakhiller bunların en basitleriydi bu yüzden de bunlarla khudchlar uğraşmışlardı. Sonrasında gelenler dağ trolleri gibi cehennem trolleri olmuştu. Khudchlar bunların da üstesinden gelmişler -"

ejderha günceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin